KESK İstanbul Şubeler Platformu, kamu emekçilerine dayatılan satış sözleşmesine karşı 27 Ağustos’taki iş bırakma öncesi bugün İstanbul Kadıköy’de eylem gerçekleştirdi.
Eylemde yapılan konuşmalarda yandaş sendika Memur-Sen’in tutumu teşhir edilerek kamu emekçileri 27 Ağustos’ta iş bırakmaya çağırıldı.
Kamu emekçileri ve emeklileri adına basın açıklamasını KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Yurttaş Yıldırım okudu. Yıldırım, aileleri ile birlikte 20 milyonluk geniş bir kitleyi ilgilendiren toplu sözleşme görüşmelerinin pazartesi günü sona erdiğini hatırlatarak “Yıllardır birikmiş hiçbir temel sorunumuzu çözmeyen, bir iki puanlık maaş artışları ve sonraki yıllara ertelenen vaatlerle cilalanan bir teklifin mutabakatla sonuçlanmasının çok güçlü bir ihtimal olduğunu ifade etmiştik. Ne yazık ki bugün ortaya çıkan tablo tam da budur. Hükümet 12 Ağustos’ta yaptığı, kamu emekçileri ve emeklileri tarafından tepki ile karşılanan ilk teklifini yenilemek için 11 gün boyunca hiçbir adım atmamıştır. 5,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisi bir ‘oldubitti’ durumu ile karşı karşıya bırakılmıştır. Bu durum bile tek başına 5,5 milyon kamu emekçisine ve emekliye verilen değeri ortaya koymaktadır. Pazartesi günü açıklanan mutabakat ise kamu emekçilerine, emeklilere verilen değeri gösteren bir belgedir” dedi.
Memur-Sen ne talep etti, ne aldı?
Yıldırım açıklamanın devamında, varılan mutabakatın detaylarını anlatarak sözleşmenin başarı gibi yansıtılmaya çalışıldığını belirterek şunları vurguladı:
“Oysa bir toplu sözleşmenin başarılı ya da iyi bir toplu sözleşme olarak gösterilmesinin kriterleri açıktır. Bir toplu sözleşmede başarının temel kriteri ne talep ettiğiniz, ne aldığınız arasındaki makasın ağzı ile ölçülür.
Buna göre masaya ‘yetkili’ sıfatı ile oturanlar ve bu dönem ortak hareket ettikleri konfederasyon 2022 için %21 maaş artışı artı %3 refah payı artı 600 TL önceki dönem kaybı talep etmiştir. Yani 2022 yılı için %39 maaş artışı talep etmiştir. Buna karşın 2022 yılı için altışar aylık dilimler halinde %.5.+%7 maaş artışına imza atmıştır.
Yine 2023 için %17 maaş artışı + %3 refah payı teklifine karşılık altışar aylık dilimler halinde %8 + %6 oranına imza atılmıştır.
Kısacası iki yıl için toplamda %67,2 maaş artışı teklif eden “yetkili” konfederasyon iki yıl için toplamda %26 oranına imza atmıştır.
Teklif ve varılan mutabakat arasında iki yıl için toplamda 41 puan fark vardır. Bunun anlamı 5,5 milyon kamu emekçisinin ve emeklinin en az bir yılının çalınmasıdır.”
Refah payının görmezden gelindiği, %1’lik baraj nedeniyle üç ayda bir ödenen toplu sözleşme ikramiyesinden binlerce kişinin yararlanamayacağı ve 3600 ek gösterge sözünün belirsiz bir tarihe ertelendiği ifade edilen açıklamada “Durum ortada olmasına rağmen ‘çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz’ nutukları atılmıştır. Türkiye pandemi döneminde dünyada vatandaşlarına en az doğrudan yardım eden ülkelerin başında gelmesine rağmen, sefalet oranındaki artışlara gerekçe olarak pandemi harcamaları gösterilmesi de manidardır” denildi.
Varılan mutabakatta kamu emekçilerinin pek çok sorununa ilişkin çözüm bulunamadığı belirtilerek 27 Ağustos günü “bir günlük hizmet üretmeme” eylemine katılım çağrısı yapıldı.
“Sendika hakkımız grev silahımız!”, “Sermayeye değil emekçiye bütçe!”, “Sefalete teslim olmayacağız!” sloganları atılan eyleme DİSK/Dev Yapı-İş de katıldı. Basın açıklamasının okunmasının ardından eylem sona erdi.
Kızıl Bayrak / İstanbul