İstanbul Üniversitesi’nin bölünme saldırısının ardından üniversite bileşenleri büyük mağduriyetler yaşadı, yaşamaya da devam ediyorlar. Büyük bir belirsizliğin içerisinde olan İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’da, SKS’ye bağlı kantin ve otopark emekçileri hiçbir açıklama yapılmadan işten çıkarılma ihbarları aldılar. Bu durum üzerine emekçiler, işten atmalara ve özelleştirme saldırılarına karşı üniversitenin Avcılar Yerleşkesi ana kapısı önünde basın açıklaması gerçekleştirdiler. İşten çıkarılmak istenen ve sendika üyesi olan işçilere yaşanan süreci sorduk:
- İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa yönetimi büyük bir mağduriyet yarattığı için bugün burada toplanmış bulunuyorsunuz. Özelleştirme ve işten atma saldırısına dair üniversite tarafından sizlere hiçbir açıklama yapılmadı mı, süreç nasıl gelişti?
İÜ-C Beyazıt Yerleşkesi Hukuk Fakültesi SKS çalışanı bir işçi: Ben İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’nın Beyazıt Kampüsü’nde çalışıyorum. İlk başlarda söylenen bir şey yoktu. Zaten her şey el altından yürüyor, biliyorsunuz. Arkadaşlarımıza iki ay öncesinden, yerleşke İstanbul Üniversitesi’nden ayrıldığı için maaşlarının ödenemeyeceği ve çıkışlarının yapılacağı söylenmiş ve tebligatlar gönderilmiş. 40 kişi diye biliyoruz şu an gönderilen ama devamı var. Özelleştirme demek hem öğrencinin cebinden parasının fazlasını almak hem de onlarca işçinin işsiz kalması demek oluyor. Tüm bu olanlara karşı da eylemliliğimize devam edeceğiz.
İÜ-C Avcılar Yerleşkesi SKS çalışanı bir işçi: Üniversitenin bölünmesinin ardından dendi ki bize, bu süreçte hiç kimse mağdur olmayacak, kimse işsiz kalmayacak. Cerrahpaşa Üniversitesi kısmında çalışan arkadaşlarımız orada çalışmaya devam edecekler. İstanbul Üniversitesi kısmında kalan arkadaşlar da bulundukları yerde kalmaya devam edecekler... Daha doğrusu şu birkaç gün öncesine kadar biz öyle biliyorduk.
Önce bir haber yayıldı, İÜ-C Sosyal Tesislerde sözleşmeli çalışan arkadaşlarımız işten ayrılacak diye duyumlar aldık. Bunun üzerine biz, Sosyal Tesisler Müdürlüğü’nden bir görüşme talep ettik. Görüşmede bizim yönetici arkadaşlara denildi ki evet, böyle bir durum var, o kısımda kalan arkadaşlarımız işten ayrılmak durumunda kalacak, çünkü bizim bütçemiz yetmiyor. KHK gereği yönetimin Cerrahpaşa Üniversitesi’ni istihdam etmesi gerekiyordu ancak rektör bey karar almış, otoparkları, kantinleri ve restoranları özelleştiriyormuş, girişimlerde bulunmuş bile. Bunun üzerine ihbar bildirileri arkadaşlara tebliğ edildi. 54 gün süre sonunda başka bir bildirime gerek kalmaksızın iş hakkınız feshedilecektir diye bir ihbardı bu.
Biz de bunun ardından görüşme istedik fakat muhatap bulamadık. Ta ki bu eylemden birkaç saat öncesine kadar. Birkaç saat öncesinde kendileri lütfettiler, haber gönderdiler. Muhtemeldir ki hafta içerisinde görüşeceğiz. Bu süreçte ısrarla randevu istememize rağmen muhatap alınmadık, resmi olmayan muhataplar bize “kesinlikle kararımızdan geri dönmeyeceğiz” gibi şeyler dediler. Bakalım, neler olacağını sanırım bizlerin kararlı mücadelesi gösterecektir.
İÜ-C Beyazıt Yerleşkesi SKS çalışanı bir işçi: Ben Beyazıt Yerleşkede çalışıyorum normalde. İki üniversite arasındaki anlaşmazlıklardan kaynaklı, Cerrahpaşa işyerlerini kapatmaya gitti. Yani özelleştirmeye gittiğinden dolayı bizlere diyor ki başınızın çaresine bakın. Biz bu duruma istinaden İstanbul Üniversitesi çalışanları olduğumuz için İstanbul Üniversitesi’ne geliyoruz. İstanbul Üniversitesi de sizin yükünüzü daha fazla çekemeyiz, işyerleriniz Cerrahpaşa tarafında kaldı, bundan dolayı sizi daha fazla istihdam edemeyiz dedi ve çıkış bildirilerimiz gönderildi. Biz şu an mücadele ile işimize geri dönmek istiyoruz. Sonuna kadar mücadele edeceğiz, arkadaşlarımızla beraber. Sonuçta bizim işimiz çocuklarımızın geleceği demek. Hep beraber direneceğiz.
Tez-Koop-İş Sendikası üyesi bir işçi: Üniversitelerde işçi kıyımını kesinlikle kınıyorum. Çünkü senelerdir hizmet vermiş arkadaşlarımızdan bahsediyoruz. Ben de bir işçiyim. Bu şekilde üniversitenin özelleşmesi demek, yani özele devredilmesi demek birçok insanın evine ekmek götüremeyeceği, ihtiyaçlarını karşılayamayacağı anlamına geliyor. Ve işçilerimiz şu an o aşamaya geldiler, işten çıkartılıyorlar. Biz bunu istemiyoruz, doğru bulmuyoruz. İş ve emek diyoruz. Ve bu burada kalmayacak, eğer tekrar bunun devamı gelirse eylemliliğimize sonuna kadar devam edeceğiz.
Bu mesele sadece çalışanı ilgilendiren bir mesele de değil. Özelleşme demek öğrencinin cebine de zarar. Bu yüzden bu eylemlere öğrencilerin de katılması gerektiğini düşünüyorum. Son olarak bu saldırılar devam ettiği sürece biz sendikamız ile beraber örgütlü çalışmamıza her zaman devam edeceğiz.
Kızıl Bayrak / İstanbul