İstanbul İSİG Meclisi Mart ayı iş cinayetleri raporunu açıkladı. İstanbul Beşiktaş’ta İskele Meydanı’nda yapılan basın açıklaması ile “Kod 29 iptal edilsin” ve “Direniş ve dayanışma yaşatır” vurgusu yapıldı.
Eylem alanı direnişçi işçilerin kürsüsü oldu
Basın açıklamasında ilk olarak DGD Sen üyesi Migros işçisi söz aldı ve 8 Nisan 11.00’da yapacakları basın açıklamasına çağrı yaptı.
Bayrampaşa Belediyesi işçisi söz aldı ve işten atılma süreçlerini anlattı. Belediye işçisi pazartesi günü belediye önünde direnişe çağrı yaptı.
TOMİS üyesi Sinbo Direnişçisi Dilbent Türker bir konuşma yaptı. Konuşmasında Sinbo'da örgütlenme sürecini anlatarak "Direne direne, birleşe birleşe kazanacağız" dedi.
DEV TEKSTİL üyesi SML Etiket direnişçisi Seçil Arı söz aldı ve direniş sürecini aktardı. SML Etiket direnişçisi ortak 1 Mayıs çağırısında bulundu.
PTT Sen üyesi direnen PTT işçisi söz aldı ve şunları ifade etti:
“101 gündür direniyoruz. Anayasaya güvendik sendika kurduk, PTT lavetti. Bu ülkede anayasa ikiye mi bölündü de bizim sendikalı olmamızı tanımıyor. Taşeron işçilerin kadroya geçmesini istedik, Kod 29’dan atıldık. İzmir ve İstanbul'da direnişimiz sürüyor.”
Tur Asist’te çalışırken Kod 29’dan işten atılan Mesut Toprak söz aldı. “Kapitalistlerin elindeki Kod 29 silahına karşı direniyoruz. Direnmek ten vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Enerji Sen Genel Başkanı Süleyman Keskin İSİG Meclisi adına basın metnini okudu ve şunları ifade etti:
“İktidarın salgın yönetimi adı altında işçi sınıfına karşı saldırıları sürerken itirazlar, örgütlenmeler ve direnişler de filizleniyor. Buradan başta Migros Depo, Sinbo, Baldur, Döhler, Ekmekçioğlu, PTT, TÜVTÜRK, Yasin Kaplan Halı ve Güven Boya, Mapfre Sigorta Tur Assist, Bayrampaşa Belediyesi, SML Etiket, Cargill, Uzel, CPS Otomotiv Tekstil ve Bel Karper olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında süren tüm işçi direnişlerini selamlıyoruz.”
“İşçi sınıfına yönelik saldırılara ve Kod-29’a karşı mücadeleye!”
Pandemi sürecinde bir yılın ardından çarkların dönmesi uğruna işçilerin öldürüldüğü ifade edildi. İşçi ve emekçilerin çok yönlü saldırganlık altında olduğu vurgulanarak şunlar belirtildi:
“DİSK-AR’ın açıklamasına göre 2020 yılında 34 bini kadın ve 143 bini erkek işçi olmak üzere toplam 177 bin işçi Kod-29 maddesi ile işten çıkarıldı. Yani her ay yaklaşık 15 bin işçi Kod-29 gerekçesiyle işten atıldı. Kod-29 ile işçi çıkartmada patronun beyanı yeterli, hiçbir ispat yükümlülüğü yok. Zaten Madde 25/2 yoruma açık. “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller” içinde bulunan “işverenin güvenini kötüye kullanmak”, “doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar” ifadeleri keyfi işten atmaların önünün açılması anlamına geliyor. Kod-29’dan atılan işçinin kıdem tazminatı gasp ediliyor, işsizlik maaşına da hak kazanamıyor.”
“Ortak-birleşik bir mücadeleyi örebilmeliyiz”
Kod 29 ve işten atma saldırıları ile sermayenin keyfiyetine vurgu yapılan açıklamada örgütlenme çağrısı yükseltilerek şunlar ifade edildi:
“Bizler bu noktada “Kod-29 kaldırılsın!” şiarını yükseltirken diğer yandan da Kod-29’a karşı direnen tüm direnişlerin koordinasyonunu sağlamalıyız, işçi sınıfının bütününe bu saldırının tekil olmadığını anlatabilmeliyiz ve ortak-birleşik bir mücadeleyi örebilmeliyiz.”
“Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!” denilen açıklamada şunlar vurgulandı:
“Unutmayalım, patronlar hak-hukuk dinlememektedir. Sendika düşmanlığı yapılırken keyfi işten atmalarla gözdağı verilmektedir. İktidar ise nerede bir işçi direnişi varsa orada Valilik kararları veya Hıfzıssıhha Kanunu’na dayanarak yasaklar getiriyor. İşte tam da bu noktada salt mahkeme süreçlerine bel bağlamayan ve oyalanmayan bir anlayışa ihtiyaç vardır. Bu saldırılara karşı bizlerin tek bir cevabı var: Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!”
“Mart ayında en az 142 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti”
İstanbul İSİG Mecilisi açıklamada Mart ayında en az 142 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini belirtti. Açıklamanın sonunda şunlar vurgulandı:
“Bizler, sadece her ay kaç işçinin iş cinayetinde hayatını kaybettiğini söyleyerek, infografikler yaparak ya da işçiler için salt talepler oluşturarak betimlemeler yaparak gerçeklerin değişmeyeceğinin farkındayız. Bunlar bize ancak yol gösterebilir. Bu süreçte çıkış noktalarımızı ve taleplerimizi bizzat işyerlerinde işçi komite, konsey ve meclislerimizi örgütleyerek hayata geçirebiliriz. Salgın sürecinde birçok işyerinde işçilerin kendiliğinden mücadele deneyimleri başladı. Sınıf sendikalarına düşen görev ise bu deneyimleri sahiplenerek yön göstermek, kurumsallaştırmak ve ülke çapında bir direniş-dayanışma hattını oluşturmaktır: Direniş ve Dayanışma Yaşatır!”
Açıklamaya DEV TEKSTİL üyesi SML Etiket direnişçileri, TOMİS üyesi Sinbo direnişçisi Dilbent Türker, DGD Sen üyesi Migros işçisi, Bayrampaşa Belediyesi işçisi, PTT Sen üyesi direnen PTT işçisi ,Tur Asist’te çalışırken işten atılan Mesut Toprak katıldı. Açıklama boyunca “Kod 29 kaldırılsın” “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber, ya hiçbirimiz”, “Direnen işçiler kazanacak”, “Çalışırken ölmek istemiyorsunuz” sloganları atıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul