DİSK İstanbul Beşiktaş’ta bulunan Genel Merkez binasında toplantı düzenledi ve “İşçilerin 100’üncü yıl bildirgesi: Demokratik ve sosyal cumhuriyet ile emeğin Türkiye’si” başlıklı bildirgeyi kamuoyuna duyurdu. Bildirgeyi DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu okudu. Açıklamada şunlar vurgulandı:
“Bugün bir yol ayrımındayız. Unutulmamalıdır ki hem nüfus olarak nüfusun çoğunluğu olan hem de ülkenin değer ve güzelliklerini üreten milyonların söz sahibi olmadığı bir cumhuriyet ismiyle çelişecektir. Yani işçi sınıfı olmadan cumhuriyet olmaz diyoruz. Bugün Cumhuriyet, önümüzdeki yüzyılda ancak ve ancak Emeğin Türkiyesi olarak var olabilecektir. İnsanca yaşayabilmek ve geleceğe umutla bakabilmek için neoliberalizmin ve otoriter rejimin tahribatlarını ortadan kaldıracak ve harcında eşitlik, özgürlük, demokrasi, sosyal ve ekonomik haklar olan emeğin dünyasını ve Emeğin Türkiyesi’ni kurmak zorunludur ve mümkündür diyoruz.”
Cumhuriyet tanımı yapan Çerkezoğlu “Egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğu bir yönetim biçimi olarak tarif edilen Cumhuriyet ile otokrasi ve tek adam yönetimi bağdaşmaz” dedi.
Gerçek anlamda cumhuriyetin önünde engeller oluştuğunu belirten Çerkezoğlu şunları ifade etti:
“Birincisi toplumun yüzde 99'unun çıkarlarının karşısında sermayenin egemenliğinin giderek pekiştirilmesidir. Diğeri ise sermaye egemenliğinin pekişmesinin bir sonucu olarak siyasi iktidarın otokratik ve baskıcı bir hal almasıdır. Sermaye egemenliğinin en vahşi görünümü olarak neoliberalizm, son yarım yüzyılda Cumhuriyet'i enkaza çevirmiştir. İşçiler, ezilenler ve kadınlar, Cumhuriyet'ten iyice dışlanmıştır. Son 20 yılda AKP yönetimi altında siyasal demokrasinin ve hukuk devletinin en küçük olanaklarının da yok edildiği otokratik rejim, neoliberal saldırının ve karşı devrimin zirvesidir.”
24 Ocak kararlarıyla tesis edilen neo liberal saldırının AKP iktidarı sürecinde belirten Çerkezoğlu “Sermaye darbesinin tahribatı”na değinerek işçi sınıfının örgütsüzleştirilmeye çalışıldığını vurguladı.
Açıklamanın tek adam rejiminin işçi düşmanı politikaları eleştirilip, sermaye egemenliği AKP ile sınırlı görülerek, işçini, emekçinin yüzyılı AKP’nin seçimi kaybetmesiyle kurulacağı vurgusu yapıldı ve şunlar vurgulandı:
“Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin belki de kader anında ülkemizi hangi cumhurbaşkanının yöneteceğine, hangi parti veya partilerin iktidara geleceğine dair hep beraber elbette bir karar vereceğiz. Ama sadece bir aday, bir parti tercihi yapmayacağız. AKP’nin kökleştirdiği neoliberal dönüşümün bir sonucu olarak işçilerin, emekçilerin, yoksulların, gençlerin, kadınların, halkımızın geniş kesimlerinin siyasetten dışlanmasına, tüm ifade ve katılım kanallarının kapatılmasına, siyasetin demokratik zeminlerden uzaklaşmasına karşı bir yanıt üreteceğiz. Yani sadece asıl bir cumhurbaşkanı istediğimize değil nasıl bir cumhuriyet istediğimize karar vereceğiz.”
Açıklamanın okunmasının ardından basın toplantısı bitirildi.