Ankara Sincan OSB’de kurulu bulunan Hidromek’te son iki haftadır peş peşe işçi kıyımları yaşanıyor. Her gün gruplar halinde işten atmaların yaşandığı fabrikada konuştuğumuz işçilerin verdiği bilgilere göre, son iki haftada işten atılan işçi sayısı 150’yi bulmuş durumda.
“Verdiğimiz emeğin karşılığı bu muydu?”
Gazetemize bilgi veren işten atılan bir Hidromek işçisi “Verdiğimiz emeğin karşılığı bu muydu?” diyerek yaşanan işten atma saldırısına tepkisini dile getirdi. İşten atılan Hidromek işçisi yıllardır çok yoğun bir tempoda çalıştıklarını, işin yoğunluğu nedeniyle sürekli olarak fazla mesai yaptıklarını ifade ederek en küçük dalgalanmada faturanın kendilerine kesilmesine tepkisini dile getirdi. “Atılan işçilerin nasıl seçildiği de belli değil. Bölüm şefleri kendi yalakalarını kayırıyor, yıllardır sorunsuz çalışan işçiler kapı önüne koyuluyor!” diyen Hidromek işçisi idareden çağrıldığı söylendiği anda işten çıkartılacağını anladığını ama idarede de yoğun bir baskıya maruz kaldığını söylüyor. Tanımadığı birisinin kendisine arabulucu olarak tanıtıldığını, önüne koyulan belgeleri okumaya çalıştığı anda fabrikanın avukatının belgeleri incelemesine dahi izin vermeden imza atmaya zorladığını ifade ediyor.
Arabulucu oyunu
İşçi kıyımında yaşanan arabulucu oyununu ise Sincan İşçi Birliği (SİB) ortaya çıkardı. İşten atılan bir işçinin kendilerine yaptığı başvuru üzerine hukuksal işlemleri başlatmak için çıkış belgelerini inceleyen Sincan İşçi Birliği temsilcileri, işçilere imzalatılan belgelerin çıkış belgeleri değil, arabulucu tutanağı olduğunu söylüyorlar.
“Genellikle işçi arkadaşlara haksız işten atmalarda çıkış belgelerini imzalamamalarını öneriyoruz. Ama çoğu durumda işçi arkadaşlar bu belgeleri imzalamış olsa bile işe iade davası vb. hukuki işlemler yürütülebiliyor. Hidromek’ten atılan arkadaşımız bize ulaşıp çıkış belgelerini imzaladığını söylediğinde de yaşanan olayı ilk etapta bu çerçevede değerlendirdik. Çıkış belgesi imzalanmış olsa bile dava açılabileceğini söyledik!” diyen Sincan İşçi Birliği temsilcisi yaşanan oyunu işten atılan işçi ile gerçekleştirdikleri yüz yüze görüşmede fark ettiklerini söyledi.
İşçilere çıkış belgeleri arasında arabulucu tutanağının da imzalatıldığını, böylece daha işten çıkmadan işçilerin her türlü hukuki girişiminin engellenmeye çalışıldığını ifade eden SİB temsilcisi, arabulucu tutanağının usulsüz bir şekilde hazırlandığını da sözlerine ekledi. Arabulucu tutanağında çıkış tarihi olarak çıkış gününden bir gün öncesinin yazıldığını, böylece arabulucu tutanağının yasal kılıfa uydurulmaya çalışıldığını söyleyen SİB temsilcisi, ayrıca kıdem tazminatı hesabına yemek ve yol paralarının dâhil edilmediğine, böylece işçilerin maddi kayba da uğratıldıklarına dikkat çekti. Arabulucu tutanağındaki en çarpıcı noktanın ise geriye dönük hak talebi ve işe iade davası açılmayacağının işçinin talebi olarak tutanağa geçirilmesi olduğunu söyleyen SİB temsilcisi, “Acaba hangi işçi böyle bir talebin tutanağa geçirilmesini ister?” diye sordu. “Görüştüğümüz işçi arkadaş odaya girmesi ile çıkması arasında maksimum 10 dakikalık bir zaman dilimi geçtiğini söylüyor. Düşünün on dakika içinde çıkış işlemleri yapılıyor, arabulucu görüşmesi yapılıyor, bir de işçi sanki işten atılan kendisi değilmiş gibi bu tutanağa işe iade davası açmayacağının yazılmasını özel olarak talep ediyor! Bizim işte bu yalana inanmamızı bekliyorlar” diyerek devam etti.
Hidromek’te yaşanan arabulucu oyununun sözde işçilerin haklarını savunmak için çıkarıldığı söylenen arabulucu düzenlemesi ile gerçekte neyin amaçlandığının da bir kez daha ortaya çıktığını ifade eden SİB temsilcisi, “Patronlar, mahkemeler, hükümet bir olmuş emeği ile geçinen işçinin üstünde tepiniyor. Ama bu işi böyle oluruna bırakmayacağız. Bu sahte arabulucu tutanaklarını düzenleyenler hakkında gerekli işlemleri başlatacağız. Ayrıca işten atılan arkadaşlarımızın hak kayıplarının telafi edilmesi ve işe geri dönmeleri için hukuki ve fiili açıdan ne yapmak gerekiyorsa hepsini yapacağız” diyerek sözlerini tamamladı.
“Lanet olsun böyle sendikaya!”
Halen çalışmaya devam eden Hidromek işçileri hem çıkış sırasının ne zaman kendilerine geleceğini beklediklerini ve oldukça tedirgin olduklarını dile getiriyor hem de fabrikada yetkili Türk Metal Sendikası temsilcilerine öfke kusuyorlar.
“Ayın 20’sinde bir daha çıkış olacakmış. Bir yasa varmış, o zamana kadar tekrar çıkış yapamıyormuş. Ama hepimiz her gün acaba hangimizi çağıracaklar diye düşünerek çalışıyoruz” diyen bir Hidromek işçisi krizin ise bahane olduğunu söylüyor. Hidromek işçisi “Alışmışlar her ay 80-100 makine satmaya, bir ay 20 makine satınca beğenmiyorlar. Daha geçen hafta 30 makine sattılar. Nerden baksan 1 trilyon lira ediyor o makineler. Bizim üç kuruş maaşımızı kesince mi krizi atlatıyor patron?” diyerek tepkisini dile getirirken, bir diğer Hidromek işçisi ise “Bu iş Mart ayına kadar böyle devam eder. Mart’ta toplu sözleşme var. İş yok, çıkış var diye diye bizi toplu sözleşmede köşeye sıkıştırırlar, Mart’tan sonra tam gaz çalışmaya devam ederler!” dedi. Arkadaşları işten atıldığı sırada sendika temsilcilerinin güle oynaya fabrikada gezdiklerini söyleyen Hidromek işçisi “Lanet olsun böyle sendikaya. Zaten aidat kesmekten başka bir işe yaramazlar!” diyerek fabrikada yetkili Türk Metal Sendikası’nın işbirlikçi tutumuna da öfkesini dile getirdi.
Kızıl Bayrak / Ankara