HABAŞ fabrikasında AKP adayının konuşma yapmasına ilişkin işçilere seslenen Metal İşçileri Birliği (MİB) “Biri sömürüyor öteki uygun yasaları çıkarıyor” dedi.
MİB’in sosyal medya hesabında yer alan “HABAŞ sermayesi ve AKP ortaklığı!” başlıklı paylaşım şu şekilde:
“Ortak nokta işçi düşmanlığı!
HABAŞ fabrikasında bugün çoğunluğu Bergama’dan gelen işçiler HABAŞ yönetimi tarafından, Haşim Ayten’in talimatıyla yemekhaneye toplandı. Ardından Bergama Belediye Başkan adayı Sadık Doğruer işçilere yemekhanede konuşma yaptı.
HABAŞ patronu ve AKP arasındaki bu dostluk neye dayanıyor?
Yakın dönemde Çalışma Bakanlığından sıcak haddehane için yetki alan HABAŞ ve AKP arasındaki derin bağ ve ortaklık binlerce işçinin sömürüsüne dayanıyor. Tıpkı yakın zamanda işçilerin sendikal haklarını tanımayan Kardemir patronunun Kardemir servisleri ile AKP mitingine işçi taşıması gibi. Biri sömürüyor öteki uygun yasaları çıkarıyor. Olan ise HABAŞ, Kardemir fabrikalarında çalışan binlerce işçiye oluyor. Yani AKP sermaye ilişkisi sadece vergi indirimi, teşvikler, hazine yardımı değil patronların sömürü düzeninin bekası içinde var.
HABAŞ işçisi kardeşler Bergama’dan gelip HABAŞ'ta çalışan işçi kardeşler soruyoruz size:
-Yemekhanede konuşma yapan AKP temsilcisi acaba sizlerin çalınan promosyon haklarından da bahsetti mi?
-HABAŞ'ın taşeron düzeninin işçiyi nasıl güvencesizleştirdiğinden de bahsetti mi?
-Bir yandan yeni haddehane açarken diğer yandan Honda’yı satın alırken maaşı 40 bini geçen işçilere yapılan baskıdan da bahsetti mi?
-Açlık sınırı 20 bin TL'yi bulmuşken taşeron işçilerin 22 bin TL ücrete nasıl geçineceğinden de bahsetti mi?
Çok iyi biliyoruz ki tabii ki bahsetmedi çünkü işçinin yaşamını direk ilgilendiren bu gerçekler onların rant düzeninde, hırsızlık düzeninde, yer almıyor. Onlar sizden oy istiyor ve bunu sizin canınızı çıkartan HABAŞ sermayesinin de yardımıyla istiyor. Varın bakın bu çelişkiye.
Yeri geldiğinde işçiye siyaset yapmayın diyenler siyasetinin dik alasını yapıyor ama işçinin siyaseti değil bu patronların ve onların kurulu düzeninin siyaseti, ‘işçinin canını çıkarana kadar çalıştır’ siyaseti.
Çünkü bugün yemekhanede sizlere konuşan AKP temsilcisi yarın grev yasaklarında da tam karşınızda duracak, kimin için HABAŞ patronunun selameti için.
HABAŞ işçisi kardeşim işte bu düzen işçiye yoksulluk, patrona dikensiz gül bahçesi üretiyor. Bunu değiştirmek ise yalnızca bizim ellerimizde, onların kurulu sandıklarında değil.
Yıllardır söylüyoruz, işçi sınıfı kendi için kendi kurtuluşu için birlik olmalı başkasına değil kendi gücüne güvenmeli. Sermayenin düzeninde onun sandıklarından medet ummak yerine sadece kendi mücadelesine güvenmeli. Bu ülkede işçi sınıfının geleceğini belirleyecek olan gerçek HABAŞ işçisinin birliği ve diğer sınıf kardeşleri ile vereceği ortak mücadelesidir…”