Ölüyoruz... Bu düzen biz işçilere yaşam hakkı tanımıyor. Yüzyıllardır gelen kırılma gittikçe derinleşiyor.
Ölüyoruz patronlar yaşasın diye, sömürülüyoruz zenginlikler bir avuç asalağın kasalarında biriksin diye.
Açlık sınırında yaşıyoruz, sömürücüler sorunsuz bir yaşam sürsün diye...
Bartın'da TKİ bünyesinde yer alan madende büyük bir işçi katliamı yaşandı. Patlama sonucunda 41 madenci kardeşimiz yaşamını yitirdi. Grizu patlamasıyla oluşan bu katliam ile birlikte ülkemizde işçilerin çalışma koşullarının kötülüğü, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin yaşamsallığı gözler önüne serildi. Metan gazının birikmesi ve ateş alması sonucunda oluşan bu katliamı ihmaller dizisi yaratmıştır. Yargıtay raporlarının uyarıları, gaz ölçüm cihazlarının çalışmaması ya da yokluğu, işçilerin uyarılarının dikkate alınmaması, patlamaya neden olan gaz ve ateş etmeninden birinin dahi çalışma ortamında tespiti ve önlem alınmaması gibi birçok ihmal sayılabilir. Bu ihmallerin hepsinin kâr etmek, ucuza mal etmek olgusuna dayandığı da açıktır. Rödavans, esnek çalışma, az kişi ile çok iş çıkartmak gibi vahşi ve insanlık dışı kapitalist yöntemler ihmallerin asıl kaynağıdır. Devlet, sermaye ve yasalar bir bütün halinde denetimsiz, ağır çalışma koşullarının olduğu, işçi güvenliği önlemlerinin rafa kaldırıldığı, teknik-teknolojik gelişmelerin uğramadığı çağdışı madenleri yaratmıştır.
Kan emici patronlar kar hırsı uğruna işçinin canını hiçe sayarken, sermayenin diktatörü ise ondan bekleneni yapmaya devam ediyor. Patlama sonrasında Erdoğan ilk günden katliamın üzerini kapatmak için adımlarını attı. Erdoğan ve temsil ettiği bakışı 3 cümle ile özetlemek mümkündür!
“Kader planına inandığımız için bunun ne dünü bugünü ne de yarını olmayacaktır, bunlar her zaman olacaktır, bunu da bilmemiz lazım” diyerek Soma'da gerçekleştirdiği konuşmayı daha da ileri taşıdı. "En ileri imkanlara sahip olan ocağımız” dediği ocağın 41 işçinin yaşamına mal olduğunu unutup, madencilerin cenazesine çok hızlı ulaşıldığına övgüyle söz etme pervasızlığını gösterdi. Fıtrat, kader ile işçilerin yaşamlarının değersizliği bizzat ülkenin tek adamı tarafından itiraf edildi. Erdoğan’ın açıkça dile getirdiği şudur; işçiler, madenciler sermayenin bekası için ölmeye devam edecek, sistem dönecek, kölece yaşam ve çalışma koşulları sürecek!
İşçileri katleden, sömüren bu düzen değişmeli!
Soma katliamı ve sonrasında yaşananlar ortada. Tutuklusu kalmayan bir mahkeme, unutulmuş yaşamlar, üzeri kapatılmış bir katliam. Bugünden Bartın madem katliamı senaryosunu tahmin etmek çok zor değil. Sınıfların, sömürünün olduğu bu düzen devam ettikçe işçilerin payına ölüm, yoksulluk düşmeye devam edecek. Katiller, sömürücüler kendi şatafatlı yaşamlarına devam ediyor, sınıfımızın yaşamını, arzularını, taleplerini görmüyor. Yaşamını yitiren madenci Yasin Çelik'in söylediği işçi sınıfının durumunu anlatıyor. Güneşi görebilmek adına karanlığı kazanlar, emekleri ile yaşamı her gün yaratanlar bu düzenden hesap sormalıdır. 2022 yılında başlayan grev, kapanma ve işçi eylemlilikleri sınıfımızın izlemesi gereken ilk adımları göstermiştir. Önemli olan bu hattın birbirinden kopuk yönlerinin yok edilip, birleşik bir hat kurulmasının zorunluluğudur. Birlikte yaşanabilir bir dünya için mücadeleyi büyütelim. Bir kader, bir fıtrat varsa da onu yırtalım ve değiştirelim!
* Bartın maden katliamında yaşamını yitiren Yasin Çelik
Ege İşçi Birliği
16 Ekim 2022