Göçmen Sendikası Girişimi, göçmen ve mültecileri “istilacı” diyerek hedef alan Nakliyat-İş’e yazılı açıklama ile tepki gösterdi.
DİSK’e bağlı Nakliyat-İş “ABD-AB emperyalistlerinin çıkarları için yapılan, ülkemizdeki göçmen, mülteci istilasına hayır” diyerek 18 Temmuz’da ABD konsolosluğu önünde eylem çağrısı yaptı.
Göçmen Sendikası Girişimi Türkiye’deki milyonlarca göçmen ve mülteciyi hedef alan çağrıya yazılı açıklama yaparak tepki gösterdi. Açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Emperyalist ülkelerin savaş, zulüm ve ekonomi politikaları sonucu yerlerinden yurtlarından edilen yoksul emekçi halklar gittikleri her ülkede daha fazla sömürüye ve ayrımcılığa maruz kalıyor. Türkiye’de de on yılı aşkın süredir birlikte yaşadığımız Suriyeli sığınmacılar ve diğer uyruklardan göçmenler eğitimden barınmaya, beslenmeden ulaşıma hiçbir temel haktan eşit faydalanmıyor; işyerlerinde iş cinayetlerine, kayıtsız, örgütsüz, kölece çalıştırılmaya, ötekileştirilmeye mahkûm ediliyor.
Göçmenlere dayatılan bu sorunlara karşı emek ve demokratik kitle örgütlerinden beklenen eşitlik ve dayanışma temelinde bağ kurmak iken işçi sınıfı mücadelesi içinde kendine asla yer bulmaması gereken nefret söylemleri ve hatalı eğilimlerle karşılaşılmaktadır. Bunun son örneğini; DİSK/Nakliyat-İş, yapmış olduğu çağrıda milyonlarca emekçi ve ezilen kesimi istilacı olarak niteleyerek halkları birbirine düşman etmeye hizmet edecek içerikte tutum açıklayarak sergilemiş ve ne yazık ki bunu emperyalizm karşıtlığı üzerinden ifade etmiştir.
Oysa ABD-AB emperyalistlerine de onların ölüm getiren politikalarına da karşı olmak, temelde işçi sınıfını bütün olarak kavrayan, sınıfın kendi iç dayanışma zeminlerini kuran, göçmenlerin düzen karşısında güçlü direniş potansiyellerini açığa çıkaracak siyasal perspektifle ancak mümkün olur. Bundan yoksun bakış açılarının ileri sürülmesi sınıf mücadelesinin güncel ve yakıcı ihtiyacından dolayı değil üye olunan ya da desteklenen siyasi parti görünümlü sektin sınıftan ayrı kendi çıkarlarını savunmak nedeniyledir. Bu nedenle kendine devrimci diyen bir oluşum, bugün Türkiye’de ve dünyada vatandaşlığın zenginlerce parayla satın alınabildiği bir dönemde, vakti zamanında egemenlerin çıkarları etrafında çizilmiş sınırlar içinde meşru sömürme-sömürülme hakkını savunur duruma düşüyorsa bu işçi sınıfı enternasyonalizmini terk etmekten başka bir şey değildir.
Öte yandan işçi sınıfının iktidar kavgasında göçmenler asli birer unsurdur. Bizler Göçmen Sendikası Girişimi olarak göçmenlerle birlikte sermayeye ve onun devletine karşı yürütmüş olduğumuz mücadelede, işçi sınıfı saflarındaki böyle hatalı eğilimlere, ayrımcı politikalara karşı mücadeleyi asli görevlerimiz arasında sayarız. Tüm işçi ve emekçilerle öz gücüne dayalı örgütleri, ortak gelecekleri için daha fazla dayanışma daha fazla eşitlik çağrımızı yineliyoruz.
Yaşasın işçi sınıfı enternasyonalizmi”