Elif Alçınkaya’dan mektup

“İşçilerin birliğini güçlendirelim, kıdem tazminatı hakkımıza sahip çıkalım!”

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 19 Temmuz 2020
  • 08:02

Ücretli kölelik düzeninde, işçi sınıfının mücadelesi her şeyden önce onur mücadelesidir. İşçilerin bugünkü mücadele seyri, daha çok ekonomik eksenli öne çıkan sorunlar üzerinden ilerlemesi yanıltıcı olmasın. Zira tablo, işçilerin bugünkü bilinç ve eylem düzeyinin yansımasıdır. İşçiler bir sınıf olmanın farkındalığıyla davranmaya başladığında sömürüye; insan yerine konmayıp makineleştirilmeye; her türlü uğradığı kötü muameleyle, değersizleştirilmeye karşı insanlık onuruna sahip çıkma refleksini ortaya koyacaktır.

Patronların örgütlülüğünü göz önüne aldığımızda, işçilerin birliğinin yeterli düzeyde olmadığı açık. Bir de sendikal örgütlülük düzeyi, sendikaların tablosuyla işçilerin tepkisi bir noktada takılıp kalıyor. Bu nedenle saldırı politikaları, hak gaspları yoğun bir şekilde yaşanıyor. 17 yıldır her fırsatta elimizden alınmaya çalışılan bir hakkımız da kıdem tazminatı. Kıdem tazminatının fona devredilmesi farklı biçimlerde önümüze sürülerek hayata geçirilmeye çalışılıyor.

Pandemi dönemi de bu saldırıyı gündemleştirip bir an önce işler kılmak için imkân olarak görülüyor. Salgın süreci patronların karlarını koruyan, işçileri daha da yoksullaştıran uygulamalarla geçti/ geçiyor. İşsizlik fonu patronlar için yağmalandı. “İşten atma yasak’’ denilerek ücretsiz izin yasallaştırıldı. Açlık sınırının (resmi rakamlara göre) yarısı ücretle yaşa denildi. 25/2’den işten atma hakkı patronlarda saklı kaldı ve bu maddenin arkasına saklanılarak birçok işyerinde işçiler işten atıldı. Salgın boyunca 552 bin sigortalı işçi işini kaybetti. Ayrıca Mart 2020 için açıklanan verilere göre çalışanlar içerisinde kayıt dışı çalışma oranı %29’a yükseldi.

Kıdem tazminatının fona devredilmesi ile bir yandan patronların sırtındaki yük ortadan kaldırılacak bir yandan da yağmalanacak yeni bir fon yaratılmış olacak.

Elimizde kalan son hakkımız diyebileceğimiz, iş güvencemizin anahtarı olan kıdem tazminatına sahip çıkmak da bir onur mücadelesidir. Patronların kapitalist düzeninin vahşiliği ve insanlık dışılığı pandemiyle daha net görüldü. Salgın sürecinde işçi sağlığının göz ardı edilmesi, başlı başına sermaye öncelikli işleyişin birçok sonucunu yaşattı. Yine salgın kıdem tazminatını gasp etmek için de bir fırsata çevrilmeye çalışılırken, karşımıza çıkacak bazı sonuçlar açısından şunlar sıralanabilir:

-İşten atmalar kolaylaşacak. Dolayısıyla iş güvencesi ortadan kalkacak.

-Bir yıl çalışanın işten çıkartıldığında hak ettiği kıdem tazminatından yararlanabilmek için artık emeklilik beklenecek.

-25 yaş altı ve 50 yaş üstü belirli süreli sözleşmelerle çalıştırılacak. Bu yaş dönemlerindekiler fon kapsamının dışında kalacak.

-Fon, Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) ile birlikte işletilmeye başlayacak. Böylelikle bireysel emeklilik sistemiyle kıdem tazminatı fonu tekleştirilecek. Yağmaya daha kolayından açılmasına imkân sağlayacak.

Kısaca, önemli birkaç yönünü ifade ettiğimiz bu sonuçlara emekliliğin mezarda olduğu, birçok işçinin emeklilikte yaşa takıldığını da eklediğimizde bu sorunların birbirine girerek katmerli bir hal aldığını görmekteyiz.

Kıdem tazminatı hakkımız için birlik olalım, mücadele edelim, sonuç alana kadar vazgeçmeme kararlığını kuşanalım.

 

Gebze İşçilerin Birliği Derneği Başkanı Elif Alçınkaya

Kandıra-F1