Tutsak sınıf devrimcisi Elif Alçınkaya’dan mektup

Sorgulanan işçilerin direnmesi, kadın işçilerin örgütlenmesi, dayanışmanın gücüdür!

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 07 Temmuz 2020
  • 12:04

Soruşturma dosyasında öne çıkarılarak bana sorulan üç şey Avon, Flormar ve Greif işçilerinin direniş ve eylemlerine katılmış olmam üzerineydi.

Bir insanın işçilerin direnişine, grevine, eylemine katılmış olması sorgulanıyordu. Katılmış mıydım? Neden?

Sendikalı olduğu için işçilerini işten atan patron sorgulanmaz.

Taşeron çalışma ile hakkımızın yenmesi, sigortalarımızın ödenmemesi sorgulanmaz.

Kıdem tazminatımızın elimizden alınması sorgulanmaz.

Salgın koşullarında işçi sağlığını önemsemeyen, fabrikada hastalık çıkmasına rağmen işçileri çalıştıran patronlar sorgulanmaz.

Fabrikalarda, tersanelerde, inşaatlarda, iş yerlerinde iş kazaları, iş cinayetleri olurken susulması sorgulanmaz.

301 Somalı maden işçisinin ölümünden sorumlu olanların serbest olması, hatta ödüllere boğulması sorgulanmaz.

İşçilerin aidatları üzerinden saltanat süren sendika ağaları sorgulanmaz.

Grev hakkının yasaklanması sorgulanmaz.

Ama…

Sendikalı olmak isteyen, insanca çalışma koşullarını sağlayacak TİS için mücadele eden, taşeron köleliğinin kalkmasını isteyen işçilerin mücadelesinin yanında olmak, işçilerle dayanışmak SORGULANIYOR.

Bunların sorgulanmasının ardında patronların ve kapitalist dünyanın saltanatlarından olma korkusu var.

İşçilerin birlik olması; direnişlerle, grevlerle, işgallerle, eylemlerle kararlılığını ve gücünü ortaya koyması; dayanışma ile mücadelenin sesinin daha gür çıkması açık ki korku salıyor.

Bu üç direnişte ortaklaşan bir yan da kadın işçilerin kararlılığının, enerjisinin öne çıkması; kadın işçilerin mücadelenin simgesi haline dönüşmeleridir.

Gebze Avon Depo’da tek başına bir kadın işçi…

Çalışması ile ödüllü bir kadın işçiyken DGD-SEN’e üye olduğu için performans düşüklüğü gerekçesi ile işten atıldı. Sendikalı olma hakkına sahip çıktı. Kendi gibi sendikalı olduğu için Avon’dan atılan erkek işçi kardeşi ile omuz omuza başladı direnişe, yeri geldi günlerce tek başına direnişi büyüttü.

Gebze Flormar’da onlarca kadın işçi… Petrol-İş Sendikası’na üye olduklarından onlarca işçi kardeşleri ile yine işten atıldılar. Flormar’ın kadın ve erkek işçileri bir yıla yakın omuz omuza fabrikanın önünde direndiler. İşten atmalara, sendikalı olma hakkının engellenmesine karşı fabrikanın önündeki ve içindeki işçiler seslerini birleştirmeye çalıştılar. Bundandır ki yükseltilen kapı boyu gerilen brandalar, çekilen jiletli tellerle fabrikanın içini direnişten izole etmeye çalıştılar. Kadın işçiler, Flormar direnişinin her evresinde en öndeydiler. Kadınlara dönük kozmetik ve kişisel bakım ürünleri üreten Flormar ve Yves Rocher, işçilerine yaptıkları haksızlıktan dolayı boykot edilmeye başlandı. Hem Türkiye’nin birçok yerinde hem de Avrupa’da boykotun sesi yükseldi. Çok sayıda işçi ve kadın örgütü başta olmak üzere birçok kurum ve kuruluş Flormar direnişi ile dayanışma içinde oldular. Uluslararası düzeyde yankı bulan Flormar direnişinin uzun soluklu olmasında kadın direnişçilerin inançlı ve ısrarlı olması belirleyiciydi.

Çuvalda dünya tekeli olan Greif’in fabrikalarından biri Hadımköy’dedir. DİSK Tekstil Sendikası’na üye olunup yetki alındıktan sonra başlayan TİS sürecinde patronla uyuşmazlık yaşandı. İnsanca yaşamaya yetecek ücret, insanca çalışma koşulları ve 44 taşerona bölünmüş çalışma biçiminin (taşeron çalışmanın) kalkması taleplerinin kabul edilmemesi üzerine işçiler greve çıktı, fabrikayı işgal etti. Bu süreç boyunca işçiler DİSK Tekstil’in başına çöreklenmiş sendika ağalarının ihanetini de en açık biçimde yaşadılar. 60 gün boyunca süren grev-işgal eylemine baktığımızda kadın işçilerin kazanana kadar devam etme iradesi direnişin gücüne güç kattı.

Kadın işçiler ve erkek işçilerin eşleri kendi sorunlarını tartışmaya, kendi taleplerini belirlemeye başladılar. İşgal fabrikasında işçi ve emekçi kadınların gündemleri ile seminerler, etkinlikler ve eylemler düzenlediler. Patrona, 44 taşerona, sendika ağalarına karşı korkusuzca dikildiler. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü tarihsel anlamına yakışır şekilde fabrikada gerçekleştirdikleri etkinlik ile kutladılar.

Kadın işçilerin simgeleştiği üç direniş şahsında kadın işçilerin yer aldığı tüm grev, direniş ve işgal örneklerine baktığımızda mücadele ile değişen, mücadeleyi geliştiren kadınlar görmekteyiz. Dünya ve Türkiye sınıf mücadelesinde kadın işçilerin gücü ile tarihe kazınmış onlarca örnek var. İşçi mücadelesinin genel zayıflığına rağmen Türkiye’deki güncel örnekler bile, Avon, Flormar, Greif gibi kadın işçilerin örgütlenmesinin önemini göstermektedir.

Çalışma yaşamında düşük ücret uygulamasına, kayıt dışı, güvencesiz, esnek çalışma biçimlerine, mobbinge en çok maruz kalanlar kadın işçiler oluyor. Çalışma saatlerinin dışındaki zamanlarda ise üzerine yıkılan temizlik, yemek, çocuk bakımı gibi işlerin yükü yine kadınların üzerinde. Tüm bunlarla birlikte yüzyıllardır birikmiş bir tortu gibi kadınların üzerine çöken köleci, feodal kültürün kalıntılarının ağırlığı… Tüm bunların ortasında kalan kadınların sendikalaşmaya, hak arama mücadelesine, örgütlenmeye adım atması kolay değil. Ama Avon’da, Flormar’da ve Greif’te görüldüğü gibi kadın işçiler ilk adımı atmaya karar vermesinin ardından kendisine bağlanmış tüm ilmeklerden bir bir kurtulmaya başlamaktadır.

Haklarımıza sahip çıkmak, haklarımızı genişletmek için kadın işçiler olarak direnişlerin deneyiminden öğrenelim.

Kadın işçilerin örgütlü gücü ile erkek işçilerle omuz omuza vererek patronların karşısına dikilelim.

İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!

Gebze İşçilerin Birliği Derneği Başkanı Elif Alçınkaya

(Kandıra F-1 Hapishanesi)