Çankaya Belediyesi’nde çalışırken hukuksuz bir şekilde işten atılan Yasin Keskin ile yaşadığı süreci ve direnişi üzerine konuştuk...
- İşten atılman, belediyenin tutumu ve direnişe giden süreçte yaşadığın şeylerden bahseder misin?
- Çankaya Belediyesi’nde çalışırken 31 Ocak 2022 tarihinde şirkete çağırılarak işten çıkış fesih kâğıdını imzalamamı istediler. Ben de böyle bir tutumun haksız ve hukuksuz olduğunu düşündüğümü söyledim. Süleyman Soylu tarafından İBB’ye yapılan soruşturma ve müfettiş atamalarının işin bahanesi olduğunu öğrendim. Sonuç olarak bu evrakı imzalamayacağımı söyleyip, görüşmeden çıktım. İşveren tarafı fesih kararı verdikten sonra ben de tabii yasal hakkım olan işe iade davasını açtım. Bu konuda kendilerinin bana bildirdiğine göre, valiliğin yazdığı “yasadışı örgütler müzaharesinde şahısların düzenlemiş olduğu eylem ve etkinliklere katılmak” istihbari notunu işten çıkarılmamda esas aldılar.
Ben öncesinde KHK ile işten atılan akademisyenlerle dayanışma eylemlerine katıldım. Ki bu eylemlere üyesi olduğum CHP’nin milletvekilleri ve birçok yöneticisi de katılmıştı. Bu eylemlerde bir kere gözaltına alındım ve kabahatler kanunundan ceza kestiler. İstihbarat bilgisi de buradan geliyor zaten. Tabi o sıralar ben güvenlik görevlisi olarak belediyede çalışmaya devam ediyordum. Bu bilgi ile Valilik güvenlik kimlik kartıma el koydu.
Çankaya Belediyesi ile Genel-İş 1 No’lu Şube arasında imzalanan TİS’teki “kimlik kartlarını geç yenileyenler ya da hiç yenilemeyenler belediyenin başka bir biriminde çalışabilir” maddesinden yararlanarak, Katı Atık Biriminde çalışmaya başladım. Burada 1 yıl 1 ay çalıştım. Bu arada ben kimlik kartımı geri alabilmek için dava açmıştım ve bu dava 1 sene sürdü. Benim yürütmeyi durdurma talebim 2’ye bir oy çokluğu ile reddedildi.
Sendika yönetiminin de bu konuda ellerinden gelen bir şey olamayacağını söylemesi karşısında ben çaresiz kalmış oldum. Ben işten çıkarıldım ama işveren karşısında yasal yetkisi olan Genel-İş 1 No’lu Şube bu konuda bir şey yapamayacağını söylüyor.
- Üyesi olduğun partinin senin sürecinle ilgili yaklaşımı nasıl? Sana sahip çıktığını düşünüyor musun?
- Üyesi olduğum CHP’nin milletvekilleri, il ve ilçe başkanları -artık Alper Taşdelen ile aralarının bozulmasını mı istemiyorlar ya da nedir bilmiyorum- konunun üzerine düşmediler. CHP’nin grup toplantısına gittim, 4 tane milletvekili ile görüştüm. Bir parti milletvekilimiz tarafından “İktidarı aldığımızda kaybedilen haklar geri verilecek” gibi bir açıklama ile karşılaştım. Siz bizi orada temsil eden vekillersiniz ama yaptığınız açıklamaya bakın… Belediye de CHP belediyesi… Bu kişiler kalbi olan ama vicdanları olmayan bir anlayışa sahipler. İktidarın yapmış olduğu işçi kıyımını, muhalif gördüğü insanları işten atarak kıyım yapmayı üyesi olduğum partim CHP de yapıyor. CHP Belediyesi kendi kendine KHK uyguluyor. Belediye yönetiminden kime gitsem bana demiyorlar ki “Sen hırsızsın, yüz kızartıcı suç işledin” vb. “Sen haklısın ama Alper başkan hükümetin ve Soylu’nun yaptığı müfettiş atamalarından korkuyor, bunun için böyle yaptı” diyorlar. Yani benim ipim çekildi. Mağdur olan da benim haklı olan da benim. Ama suçluların kim olduğunu insanlar çok iyi biliyor. Zaten yazışmaları da yakında basında yayınlayacağım. Benim haklı olduğumu resmi evraklar açığa çıkaracaktır.
Direnişe geçtiğim gün işçi arkadaşlara seslendim. Sendika bürokratlarının işçinin arkasında durmadığını işçi arkadaşlara anlattım. Destek ve dayanışmanızı esirgemeyin dedim. İşçi ve emekçi arkadaşlarımız bu konuya Yasin Keskin değil de başka mağduriyetler yaşanmasın diye, keyfi işten çıkartmaların önüne geçilmesi için destek olsunlar. Önemli olan da bu zaten. Başkan yardımcıları ile görüştüm, “Sen tek değilsin, daha atılacak kişiler de var, 12-13 tane dosya var elimizde” dediler. Buradan hareketle Çankaya Belediyesi’nde işten atmaların devam edeceğini anlıyoruz. Korkutma, sindirme gibi bir iddia bile olsa önemli bir bilgi.
Bugün 11. gün. Direnişimi devam ettireceğim. İşçi arkadaşlarımın bu konuda baskı altında olduklarını biliyorum. Kitlenin oluşmasını istemeyen işveren var. Amir, yönetici ve sendika aracılığı ile işçiler sindirilmeye çalışılıyor. İşçilerin durumun farkında olması gerekiyor. Olabilecek başka çıkarmaların da önüne geçilmesi lazım. Sendika bu konuda harekete geçirilmeli. Sendika yönetimi ile görüştük, bundan sonra işçilerin atılmayacağı ve bu konuda bir komisyon kurulacağı söylendi. Tabi bu sözlü olarak ifade edildi ve haliyle bir garantisi yok. Ama bunun bizim sendikaya yaptığımız çağrı sonrasında olması önemli. Bu kadarı bile, işçilerin birlikte hareket ettikleri zaman bir şeyleri kazanabileceklerini gösteriyor.
Sonuçta bu işten atma saldırısından sadece ben etkilenmedim. Benim beş kişilik bir ailem var. Üniversite, lise ve ilkokulda okuyan üç tane çocuğum var. Ve bunun sadece ekonomik değil, psikolojik sonuçlarını da yaşıyoruz. Beni ve ailemi, işimi elimden alarak açlığa, yoksulluğa mahkûm ettiler.
- Önümüzdeki süreçte direnişin ve işten atmalara karşı verilen mücadeleler konusunda fikrin nedir?
- Direnişimin ne zaman biteceğini benim işe alınmam belirleyecek. İşverenin yaptığı haksızlık hukuksuzluk son bulacak. Birilerinin koltuk sevdası bu. Ama benim direnişimin başka işten atılmalarının önüne geçeceğini düşünüyorum. En azından burada yapılan bireysel eylemin bu saldırıların önüne geçeceğini düşünüyorum. Belediye yönetimi ile yaptığımız görüşmelerde işten atmaların olacağı konuşuluyor. İşçi iradesinin gücünü görmeleri gerekiyor. Bundan sonra mağduriyetlerin oluşmaması için işçi ve emekçi arkadaşlarımı destek ve dayanışmaya çağırıyorum. Sessiz kaldığımız müddetçe sermayenin baskıları artacaktır. Artık sesimizi yükseltme ve bir adım öne çıkma zamanıdır.
Kızıl Bayrak / Ankara