Son günlerde heyecanlı bir şekilde gözümüzü metal işçilerinin ortaya koyduğu grev iradesine dikmiştik. MESS Grup TİS sürecinde uyuşmazlık zaptı tutulmasıyla birlikte birçok metal fabrikasında eylemler yapılmaya başlanmış, Bursa ve Gebze’de de mitingler düzenlenmişti. Özellikle Gebze mitinginde “İşgal, grev, direniş!” sloganları yükselmişti.
Birleşik Metal İş Sendikası 5 Şubat gününü grev tarihi olarak ilan ederken, Türk Metal grev kelimesini ağzına almaktan bile çekinmişti. Ardından Türk Metal-MESS uzlaştı ve düşük bir sözleşmeye imza attı. Asgari ücrete %15 zam yapıldığı ve gerçek enflasyonun gizlendiği yerde %17’ye imza atmak satış sözleşmesinin ilanıdır. Ekranlara çıkarak sözleşmeye güzellemeler yapan Pevrul Kavlak; TÜPRAŞ sözleşmesini, Kamu TİS’lerini, Tekstil TİS’lerini örnek göstererek iyi bir sözleşmeye imza attıklarını ifade ederek, metal işçilerine ölümü gösterip sıtmaya razı etmek istediklerini itiraf etti. Sonrasında MESS aynı sözleşmeyi Birleşik Metal İş Sendikası’na imzalatmak için yönetimi toplantıya çağırdı. İşçinin öfkesinden ve kararlılığından çekinen Birleşik Metal İş Sendikası’nın yaptığı temsilciler kurulu toplantısında greve devam kararı çıktı. Fabrikalarda coşkuyla karşılanan greve devam kararı Çalışma Aile ve Sosyal Bakanı’yla yapılan toplantı ile yok sayıldı. Birleşik Metal İş metal işçilerine sorulmadan Türk Metal’in imzaladığı sözleşmeye imza attı.
Birleşik Metal İş bürokratları metal işçilerinin iradesini hiçe saydı!
Sendika bürokratları yine uğursuz rolünü oynadı ve işçilerin ortaya koyduğu mücadele dinamiğini yok etmek için var gücüyle çaba sarf etti ve etmeye de devam edecek. 5 Şubat günü grev iradesi ortaya konulsaydı, bu durum sadece metal işçisi için değil tüm işçiler için mücadele dinamiklerinin açığa çıkmasına sebep olabilirdi. Grev kararlılığı, son zamanlarda yaşanan TİS süreçleri sonrasındaki satışlardan farklı olarak sınıf içerisinde yeni bir mücadele soluğu olabilirdi. Ancak Birleşik Metal İş bürokratları bu süreçte uğursuz rollerini oynadılar. Bürokratlar, gerçek tarafını belli ederek MESS ve AKP iktidarının yanında yer aldığını tekrar göstermiş oldu.
Nasıl ki, 6 yıl önce Greif işgalini yok sayan, iradesini kırmak için elinden geleni yapan DİSK Tekstil yönetimi ve bu ihanet karşısında sessizliğe bürünen DİSK yönetimi bu muazzam direnişe karşı bir olmuşlarsa, aynı şekilde ileriye çıkan metal işçilerinin iradesini çiğneyen bürokratlar da bu ihanet çemberinde yer alıyorlar. Her sektörde işçi sınıfı olarak irademizi bu bürokratlara teslim etmemeli ve “söz, yetki, karar” hakkımızı elimize almalıyız.
Greif işgali kriterlerini kendine esas alan Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL) olarak tüm işçileri, bizleri kölelik koşullarında çalışmaya mahkûm eden sermaye sınıfına ve onların içimizdeki ajanları olan sendika bürokratlarına karşı mücadeleye çağırıyoruz.
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL)