Metal İşçileri Birliği’nin yaptığı yazılı açıklama şöyle:
Bekaert Grevi sona erdi. Cumhurbaşkanlığı’nın bir geceyarısı kararnamesi ile yasaklanmasına rağmen aldıkları grev kararının arkasında duran Bekaert işçileri fiili grev ile grev kararlarına, emeklerine, geleceklerine sahip çıktı.
Grev yasağını tanımama tutumuyla yasağı boşa düşüren Bekaert işçileri, imzalanan sözleşmeden bağımsız olarak önemli bir adım attı. Grev yasakları ile sermayenin yardımına koşan sermaye iktidarının hamlesinin boşa düşürülmesi sınıf mücadelesi açısından önemli bir kazanım sayılabilir.
Ancak her mücadelede olduğu gibi Bekaert Grevi’nde de sınıfın bilinç ve örgütlülük düzeyi, toplamında sınıf mücadelesinin düzeyi kazanımların sınırlarını belirledi.
Bekaert Grevi, işçi sınıfının yasal haklarını kullanmak için bile yasaklara, tehditlere, polis zoruna karşı hazırlıklı ve örgütlü olması gerektiğini tekrar ortaya koydu. Bu ülkede greve çıkmak ve grev hakkına sahip çıkmak demek sermaye devletini karşına almak demektir. Sen nasıl davranırsan davran, sermayeye karşı her mücadele pratik olarak bu sonucu doğurmaktadır. Bekaert’te de bütün grev yasaklarında olduğu gibi işten atma tehditlerinin peşi sıra çevik kuvvetin saldırı hazırlığı ile mücadele baskı altına alınmaya çalışıldı.
Bu noktada, Bekaert işçileri elbette daha fazlasını yapabilirdi ancak bu mücadeleyi Bekaert sınırından çıkartmak gerektiği de açıktır. Kazanımın ölçütü rakamlardan öte karşımızda duran sermayedarların örgütlülüğüne karşı kendi sınıfımızın birliğini ne kadar sağlayabildiğimiz ve sermayeye ne kadar geri adım attırabildiğimizdir.
Söylemeden geçilemeyecek bir diğer noktada, Özçelik-İş bürokratlarının oynadığı roldür. Bekaert’in Kartepe Fabrikası’nda yetkili olan Özçelik-İş bürokratları grev yasağının ardından işçileri işbaşı yaptırtmaya çalışsa da başarılı olamadı. Süreç boyunca iş yavaşlatma ve fabrika eylemleri gerçekleştirildi. Kartepe’deki iç örgütlülüğün nispeten zayıflığı bürokratların ve sermayenin elini güçlendirdi. Ayak oyunları ve oldu-bitti ile sözleşmenin maddeleri bile açıklamadan imzalanması ile işçiler işbaşı yaptırıldı.
Bekaert işçileri çok daha fazlasını başarmak için sendika ayrımı gözetmeksizin tek vücüt olabilmeliydi. Bu başarılamadıysa sorumluluk sadece Kartepe fabrikasındaki işçilerde değil, onları daha ileriye çekemediğimiz koşullarda hepimizdedir. Başarının yolu, sadece kendimizin kararlı olmasından değil, diğerlerini de bu kararlı tutumun parçası yapabilmemizden geçmektedir.
Meselenin bir diğer yanı da grevi, Bekaert sınırlarının ötesine geçirmekti. Sınıf dayanışmasını örgütlemek, Bekaert işçilerine yönelik her türlü saldırı ve hamleye karşı ortak bir tutum alacak, üretimden gelen gücümüzü kullanacağımız bir hazırlık ve örgütlülük yaratılması hepimizin sorumluluğuydu. Bunu gerçekleştiremediğimiz sürece tek bir fabrikada yapılabileceklerin bir sınırı olacaktır.
Sonuç olarak, Bekaert işçileri cüretli bir adım attı ancak Özçelik-İş’in imzaladığı sözleşmeden bi tık fazlasına imza atılması ile süreç sonlandı. Grevimizden dersler çıkarmalı, bundan sonraki süreçlerde sermayenin ve sermaye devletinin tüm ayak oyunlarına, baskı ve zorbalığına karşı sınıfımızın birliğine sarılmalıyız.
Metal İşçileri Birliği
Ocak 2023