Ankara Etimesgut ilçesinde bulunan şeker fabrikasında çalışan Kürt işçiler, ırkçı saldırıya uğradı. Saldırıya uğrayan işçilerden Levent Güner, yaşadıklarını anlattı.
Mehmet Aslan’ın Mezopotamya Ajansı’nda yer alan haberine göre Güner, 2 Ocak gece saatlerinde çalışmak üzere fabrika meydanından iş yerine doğru yürürken, karşıdan gelen kişiye çarpmamak için uyarıda bulunduğunu ancak bu kişinin kendisine tepki gösterdiğini belirtti.
Tartışmanın büyümesi üzerine olay yerine 3 kişinin daha geldiğini ve bu kişilerin kendisine nereli olduğunu sorduğunu anlatan Güner, Ağrılı olduğunu söylediğini ve sonrasında “Kürt müsün?” sorusu sorulduğunu aktardı. Güner, soruya yanıt verdikten sonra yaklaşık 10 kişinin saldırısına uğradığını ifade etti. Güner, olay yerine gelen arkadaşlarının yardımıyla saldırganların elinden kurtulduğunu kaydetti.
İşlerine son verildi
Güner, olayın ardından Türkşeker Ankara Şeker Fabrikası’nda çalışan 8 işçinin işten çıkarıldığını belirtti.
Saldırının yaşandığı yerde kameraların olduğunu söyleyen Güner, “Orada ismini bilmediğim ve bir sendikanın başkanı “Kürt bunlar, vurun. Kürtleri burada çalıştırmayacaksınız” diyordu. Asıl ortalığı kızıştıran oydu. Kendi adamlarını korumak için kamera görüntülerinin olmadığını söylediler” diye belirtti.
Polis raporu kaybetti
Güner, uğradığı saldırı nedeniyle Sait Ertürk Devlet Hastanesi’ne gittiğini ve darp raporu aldığını, daha sonra şikayetçi olmak üzere Necdet Alici İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gittiğini aktardı. Güner, burada Kürt olmalarından kaynaklı saldırıya uğradıklarını anlatmasına rağmen polislerden “Böyle saçmalık mı olur? Böyle ifade olmaz. Bu şekilde ifade vermeyin” yanıtı aldığını dile getirdi. Güner, polisin söz konusu ifadeleri tutanağa geçirmediğini söyledi.
Güner, saldırıya ilişkin aldığı darp raporuna polislerin el konulduğunu ve kendisine vermediğini söyleyerek, “Onlar da darp raporu aldı. Dayağı yiyen ben güya hasar alan onlar” sözleriyle yaşananlara tepki gösterdi.
Saldırıya uğrayan diğer işçiler de polisin tutumu nedeniyle ifade vermediklerini aktardı. İşçiler, el konulan darp raporu için tekrar emniyete gittiklerini, ancak polislerin “Raporu kaybettik, hastaneye gidin” yanıtı verdiğini kaydetti.
İşçilerin çalıştığı fabrikanın özel kalem sekreteri, işçilerin taşeron firma bünyesinde çalıştıklarını ve işten çıkarmanın kendileri ile ilgili olmadığını öne sürdü.