İngiliz yönetmen Ken Loach, Torino Festivali Ömür Boyu Başarı Ödülü’nü reddetti. Organizatörlerin işçilere dayattığı ağır çalışma koşullarını eleştiren yönetmen, taşeronlaşmaya, işçilerin ücretlerinin aşağı çekilmesine, işten atmalara karşı bir açıklama yayımladı.
soL Haber’de yer alan habere göre Ken Loach’ın açıklaması şu şekilde:
“Torino Film Festivali tarafından bana verilen ödülü -kendim ve filmlerimizde çalışan herkes için almaktan onur duyacağım bir ödül- büyük bir üzüntüyle reddetmek zorunda kalıyorum.
Festivaller, Avrupa’da ve tüm dünyada sinematografiyi teşvik etmede önemli bir işleve sahiptir ve Torino, sinema sevgisini ve tutkusunu canlandırmaya açıkça katkıda bulunan mükemmel bir üne sahiptir.
Ancak ciddi bir sorun var, en düşük ücretli işçiler tarafından yürütülen hizmetlerin taşeronlaştırılması meselesi. Her zaman olduğu gibi, gerekçe tasarruftur ve sözleşmeyi alan şirket maaşları ve personel sayısını aşağı çeker. Çatışmayı körüklemek için tasarlanmış bir reçete. Bunun tüm Avrupa'da yaşanıyor olması, bu uygulamayı kabul edilebilir kılmaz.
Torino'da Ulusal Sinema Müzesi'nin temizlik ve güvenlik hizmetleri REAR Kooperatif’e devredildi. Maaşlarda yapılan bir kesintinin ardından işçiler zorbalık ve kötü muamele gördüklerini bildirdiler. Birkaç işçi işten çıkarıldı. En düşük ücretli işçiler, en savunmasız olanlar, bu nedenle, maaş kesintisine karşı çıktıkları için işlerini kaybettiler. Açıkçası, bizimkinden farklı çalışma uygulamalarına sahip başka bir ülkede meydana gelen bir anlaşmazlığın ayrıntılarını kavramak bizim için zor, ancak bu, ilkelerin belirsiz olduğu anlamına gelmiyor. Bu duruma hizmet veren kuruluş gözlerini kapatamaz, işçiler dışarıdan bir firma tarafından istihdam edilmiş olsalar bile kendisi için çalışanlar için sorumluluk almak zorundadır. Bu durumda Müzenin işçiler ve sendikaları ile diyalog kurmasını, işten atılan işçilerin yeniden işe alınmasını sağlamasını ve kendi işe alma politikasını gözden geçirmesini beklerdim.
En yoksul insanların, sorumlu olmadıkları bir ekonomik krizin bedelini ödemeleri doğru değil.
Bu konuya adanmış bir film yaptık, ‘Ekmek ve Güller’. Hakları için mücadele ettikleri gerekçesiyle işten atılan işçilerin dayanışma talebine nasıl sırtımı dönebilirim? Ödülü kabul etmek ve kendimi bazı eleştirel yorumlarla sınırlamak zayıf ve ikiyüzlü bir davranış olurdu. Ekranda bir şey söyleyip sonra davranışlarımızla ihanet edemeyiz. Bu nedenle büyük bir üzüntüyle de olsa ödülü reddetmek zorunda kalıyorum.”