Şirin Aktemur’un yazıp yönettiği “Hasret Gültekin Türkü Müzikali”, Berlin merkezli Theater28’in ilk Türkiye yapımı. Üç yıllık uzun bir çalışmanın sonunda kaleme alınan “Hasret”, Gültekin’in ölümünden 27 yıl sonra sevdikleriyle, memleketiyle, bağlamasıyla ve türküleriyle de buluşma niteliği taşıyor.
Sahnede Gültekin’i canlandıran Devrim Evin’e Müzisyen Deniz Türkan bağlamasıyla eşlik ediyor. Müzikal, mart ayından itibaren yurt içinde ve yurt dışında izleyiciyle buluşacak. Oyun; yarın saat 20.30’da Kadıköy Caddebostan Kültür Merkezinde ilk sahnesini alacak. Daha sonrasında Türkiye’de ve Avrupa’da pek çok farklı şehirde turne yapacak.
Biz de ‘Hasret’i yazan ve yöneten Şirin Aktemur ile türkü müzikalini konuştuk.
Hasret’i anlatmak nasıl bir duygu?
Yarım kalmış hayatların acısını tekrar tekrar ve neredeyse her gün ve her yıl dönümünde yeniden yaşamak, aynı şekilde yaralanmak ve hatta yanmak gibi… Sivas’ta 2 Temmuz 93 günü başlayan yangın yalnızca hayatları değil; adalet duygusunu da, bellekleri de, vicdanı da kül etti. İçinde acı da olsa, yitirdiğimiz bu duyguları tazelemek ve umudu yeşertmek gerekiyor. Kendi adıma yapabileceğim tek şey “yazmak” olduğu için bu sorumluluğu aldım.
O gün yalnızca 33 kişiyi değil bir “geleceği” kaybettiğimizi bugün daha iyi anlıyoruz. Ateş düştüğü her evi, ailedeki her bireyi ve sonraki kuşakları da ayrı ayrı yaktı. Ve yaralarımız hâlâ açıkta… 33 aydın-sanatçıyla beraber büyük birikimleri, yaşamsal insan hazinelerini de kaybettik. Sadece Hasret Gültekin’in penceresinden baktığımızda bile çeyrek asırlık bir hayata kim bilir kaç ömürlük iş yaparak parlayan bir halk yıldızının toprağa kayması… Onun yarım kalan besteleri, tasarladığı projeleri, hayalleri… Her şey bir anda kesiliyor. Herkes için geriye yarım bırakılmış hayatlar kalıyor.
22 yıllık, çeyrek asrı dahi tamamlayamadan son bulan bir yaşam… Koca bir hayat ama bir yandan da, ürettikleri ve yarım bıraktıklarıyla uçsuz bucaksız… Ardında bıraktığı bizlere bir mesaj veriyor olmalı müzikal?
Hasret, müzikal anlamda öncü bir sanatçı. İlerleyen yaşlarında ne yapacağı hep merak uyandırmış ve umut vermiş. Belki dünya çapında bir ozan olacakken şimdi elimizde besteleri ve fotoğrafları kaldı. Geride kalanlara da sahip çıkılıyor. Bu projenin amaçlarından biri de bu. Geleceğin halk ozanlarına yeni Hasretlere onun bağlamasından gül uzatmak istiyoruz. Çünkü Gültekin, aynı zamanda kaynak kişilere, saklı kalan kaynaklara, ağıtlara, türkülere yönelen; bu alanlarda önemli araştırmalar yapan, birçok eseri bizimle buluşturan bir değer. Biz de bu oyunda seyircimizi Hasret’le, onun iz sürdüğü yollarda eşi Yeter Gültekin’le, oğlu Roni’yle, annesiyle, çocukluk arkadaşlarıyla, Mazlum Çimen gibi yol arkadaşlarıyla buluşturuyoruz.
Ailesi ve arkadaşları ile uzun görüşmeler sonrası ortaya çıkan süreci biraz anlatırsanız, neler yaşandı?
3 yıllık bir araştırma ve hazırlık sürecinden sonra yazıma başladım. Bu süreçte eşi Yeter ve oğlu Roni Hasret Gültekin, Hasret Gültekin’in arşivini açtı. Almanya’da kendileriyle uzun süren görüşmeler yaptık, kayıtlar aldık. İstanbul’da annesi, katliamdan sonra yirmi yıl boyunca girmediği oğlunun odasını açtı. Zamanın donduğu yerde yaramız açıktaydı… Özel anılar paylaşıldı. Çocukluğundan itibaren pek çok dostuyla görüşmeler yapıldı. Hasret’i sadece politik sanatçı duruşuyla veya ozan kimliğiyle değil bütün insani özellikleriyle aktarmaya çalıştık. Metnin ilk hali 2018 sezonundaki rejide, tek kişilik müzik-tiyatroydu. Ankara’da ve yurt dışında seyirciyle duygu yoğunluğu büyük buluşmalar gerçekleştirdik. Şimdi 2020 sezonunda yeni bir sahneleyişle, görüntülerde, tasarımda ve prodüksiyonda başka düzenlemelerle, “Hasret” Türkü müzikalini seyirciyle buluşturmaya başlıyoruz. Ufuk Güldü’nün genel sanat yönetmenliğinde 10 yıldır Berlin’de faaliyet gösteren “Theater28”in Türkiye’deki ilk projesi “Hasret”.
Yazımdan sonraki süreç de değerli. Bu süreçte neler yaşadınız, kimler var projede?
Prodüksiyon ve prova aşamasında da benim açımdan ayrıca güzel bir buluşma oldu. Eski ve yeni dostluklarla üretmeye başladık. 25 yıllık dostum, birlikte öğrencilik yaptığımız Devrim Evin’le bu projede de yollarımız kesişti. Ve “Üryan” albümüyle kendisini tanıdığımız yeni dostumuz Deniz Türkan’la bu müzikalde yola girmek mutluluk vericiydi. Oyunda 2 sanatçının tek vücut olmasıyla Hasret Gültekin canlandırılıyor. Oyuncu kimliğiyle Devrim Evin, müzisyen kimliğiyle Deniz Türkan’ın yüreği Hasret için birlikte atıyor. Hasret’in onlarca türküsü canlı çalınıp söyleniyor.
Ve izleyeceğiniz sadece tiyatral gösteri değil, aynı zamanda Hasret’in ailesi, dostları ve yaşayan insan hazineleriyle gelecek kuşakların bir buluşma gecesi…
Müzikalin sahneleneceği tarihler:
15 Mart 2020 18:00 Yılmaz Güney Sahnesi
20 Mart 2020 20:00 Berlin Tiyatro Festivali
5 Nisan 2020 18:00 İstanbul Kenter Tiyatrosu
10 Nisan 2020 Ataşehir Belediyesi Tiyatro Festivali
12 Nisan 2020 16:00 Baba Sahne
17 Nisan 2020 2020 20:30 Kozyatağı Kültür merkezi
3 Mayıs 2020 Londra Millfield Theater
11 Mayıs 2020 Adnan Saygun Kültür Merkezi (İzmir Galası)
Hasret Gültekin Kozan – Evrensel / 09.03.20