Ulucanlar katliamı ve direnişinin 23. yılında İşçi Kültür Evi Müzik Atölyesinin üretimi olan beste üzerine atölye bileşenleri ile beste ve oluşum süreci üzerine konuştuk.
Kızıl Bayrak: Ulucanlar Katliamı’nın 23. yılında yeni bir besteyi işçi ve emekçilere ulaştırıyorsunuz. Bu pratiğin politik anlamı ve önemi üzerine ne söylemek istersiniz?
Yüksel (Bağlama): Politik müzik alanında yapılan besteler içinden çıktığı siyasal hareketin mücadele tarihine düşülen kısa ve etkili notlardır. Hem yapıldığı zamanı ve dönemi hatırlatması ve buna bağlı ve yapısal olarak bir coşku ve umut taşıması anlamında önemli işlevleri olan yapıtlardır. Bu anlamda yaptığımız bu bestenin müzikal içerik ve mücadeleyi yansıtan anlamlı sözleriyle mücadeleyi besleyeceğini söyleyebilirim.
Özlem (Vokal): Ulucanlar Katliamı devrim tarihinin en kanlı ve zalim saldırılarından biriydi ve bunun yanı sıra direnişin ve mücadelenin, devrimci gücün en hat safhasında olan bir mücadelenin de adıdır "Ulucanlar". Bu katliamı her yıl olduğu gibi 23. yılında da unutmamak ve unutturmamak adına yapmış olduğumuz bu besteyi şehitlerimize ithaf ediyoruz.
Doğukan (Bağlama): Ulucanlar Katliamı’nın tek başına devrimcileri hedef alan bir katliam olduğunu düşünmüyorum. İçeride devrimcileri, dışarıda işçi ve emekçilerin sindirmek amacıyla yapılan bir katliam olduğunu düşünüyorum. Onun için böylesi bir çalışma yapmak sanatsal üretim açısından ve bu katliamın ve katliam karşısında gösterilen direnişin emekçilere taşınması önemliydi. Dolayısıyla böyle bir çalışmayı işçi ve emekçilerle buluşturmak bizim için bir onur kaynağı.
Songül (Vokal): Sonuçta işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluşu için mücadele veriyoruz. Ve bu mücadele içerisinde bedeller ödüyoruz. Ulucanlar bu konuda tarihimizde önemli bir yer işgal ediyor. Tarihimizi yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmak önemli bir misyon. Bu konuda ne kadar pratik adım atarsak ve bu pratik adımlarımızı çeşitli araç ve yöntemlerle zenginleştirirsek o kadar önemlidir diye düşünüyorum. Yıllar önce yazılmış olan bir şiiri yeniden yeniden gündeme getiriyoruz ve bugün için ise bunu bir beste olarak sunmak istedik. Umarım emekçiler bu çalışmamızı beğenir.
Kızıl Bayrak: Bestenin teknik açıdan oluşum sürecine dair bilgi verebilir misiniz?
Yüksel: Bestenin müzikal teknik açısından oluşumunda Mamak işçi kültür evi müzik atölyesi olarak kolektif bir süreç yürütüldü. Atölye olarak parçayı defalarca dinleyerek ve her dinleyişte yeni bir şeyler ekleyerek veya çıkararak son şeklini verdik. Dinleyen işçi emekçilerin beğenmesi ve mücadele açısından umut dolmasını diliyorum.
Doğukan: Zaten uzun zamandır Ulucanlar Katliamı üzerine bir beste yapmak istiyorduk. Zafere On Yıldız şiiri ise hem edebi açıdan hem de düşünsel açıdan sürekli yararlandığımız bir şiirdi aynı zamanda bestelemekte istediğimiz bir şiirdi. Bizde İşçi Kültür Evi Müzik Atölyesi olarak bu 2 hedefimizi birleştirip ortaya böyle bir eser sunduk.
Deniz: Besteyi yaparken atölye dışından yoldaşlarımızın da desteğini aldık. Bu konuda Şirovan’ın desteği çok oldu. Öncelikle ona teşekkür ediyoruz. Bestenin ham halini atölyeye sunduk ve –Yüksel abinin de dediği gibi- bolca dinledik, değerlendirmeler yaptık. Düzenlemelerle bir biçim verdik. Açıkçası daha yetkin ve gelişkin bir ürün düşünüyorduk ama tahmin edersiniz ki mücadelenin birçok görevi var ve yoğunluklarımızdan kaynaklı daha ilerisini yerine getiremedik. Katiamın yıldönümüne yetiştirme kaygısı ile hareket ettik.
Doğukan: Müzik ve edebiyat alanında daha yetkin alan yoldaşlarımız, dostlarımız şiiri önüne alıp ciddi bir çalışma sonucunda bir taslak haline getirdiler. Ardından tüm atölye bileşenlerimizin fikirleri göz önüne alınarak bestemiz son halini aldı.
Kızıl Bayrak / Ankara