İstanbul-Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Kadın Gazeteciler Komisyonu Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında bir toplantı düzenledi. Medyada Kadına Yönelik Şiddet Haberleri ve Sorunlar başlıklı toplantı TGC Basın Müzesi’nde yapıldı.
TGC Başkanı Turgay Olcayto yaptığı konuşmada “Nefret dilini kullanan, kendisinden olmayanlara öfke kusan bir iktidarın halkın üzerine çöktüğü bir dönemi yaşıyoruz. İnsan değerinin ayaklar altına alındığı bu dönemde en çok kadınlar ve çocuklar şiddetin soluğunu üzerlerinde hissediyorlar. Nefret dili şiddeti yaygınlaştırıyor” dedi.
“Toplumun her kesiminde şiddet sistematik hale gelmeye başladı”
Kadın Gazeteciler Komisyonu Koordinatörü Göksel Göksu “20 Mart 2021 tarihinde Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı olarak çekildiğini” hatırlatarak şunları söyledi:
“Çekilmenin ardından İstanbul Sözleşmesinin üzerine inşa edildiği dört temel ilke konusunda Türkiye’de yeni bir dönüm noktasına girildi. Bu dört temel ilke şöyleydi:
• Kadına yönelik şiddetin önlenmesi
• Şiddet mağdurlarının korunması
• Suçluların kovuşturulması, cezalandırılması
• Kadına şiddetle mücadelede bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesi için ekonomik, politik, toplumsal ve kültürel alanlarda toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadele edilmesi
Bu sürecin ardından kadına yönelik şiddetin aileden başlayarak toplumun her kesiminde giderek sistematik bir hal aldığına endişeyle tanık olmaya başladık.”
“Kadına yönelik şiddet haberlerinin verilmesinde özen gösterilmeli”
İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı İKKB Koordinatörü Av. Nazan Moroğlu ise medyada, giderek daha özenli olmaya çalışılsa da bir insan hakları ihlali olan kadına yönelik şiddet haberlerinin verilişinde sorunların devam ettiğini vurguladı. Nazan Moroğlu konuşmasına şöyle devam etti:
“Medyanın kadına yönelik şiddet içeren haberde görselinin seçiminde ve içeriğinin hazırlanmasında kadının onuruna, kimliğine özen göstermesi çok önemli. Şiddet haberlerinin verilişinde basın meslek ilkelerine özenle uyulmalı şiddet, zorbalık ve ayrımcılığı özendirici, insani değerleri incitici yayın yapılmamalıdır. Kadın ve Medya konusunda uluslararası alanda farkındalık oluşturan gelişmeler, özellikle 1995 yılında Pekin Deklarasyonu ve Eylem Planında ayrıntılı bir şekilde ele alınmış, şiddete yer verilen haberlerde küçültücü ve cinsiyetçi görseller verilmesinin kadınları ve onların topluma katılmalarını olumsuz yönde etkilemekte olduğu vurgulanmıştır. Medyada haberlerin sunulma şeklinin kadınların ilerlemesine çok büyük katkıda bulunma potansiyeli vardır.”
Kadın cinayeti haberlerinde nelere dikkat edilmeli?
Toplantının sonunda TGC Kadın Gazeteciler Komisyonu’nun hazırladığı “Toplumsal Cinsiyet Eşitlikçi Haber Kılavuzu”nda yer alan kadın cinayeti haberlerinde dikkat edilecek noktalar bir kez daha şöyle hatırlatıldı:
“1. Melodramdan, sansasyon ve pornografiden kaçınılmalı. Cinayetin ayrıntılarını pornografik olarak resmederek şiddetin pornografisi üretilmemeli.
2. Öldürülen kadının değil, katilin fotoğrafları kullanılmalı.
3. Haber fail ifadesine dayanarak yazılmamalı, ölen kadının katilin/failin iddialarını yanıtlayacak ve çürütecek durumda olmadığı unutulmamalı.
4. Haberi yapan kişi psikolog, yargıç, falcı veya öykü yazarı değil, haberci olduğunu unutmamalı.
5. Cinayetin sorumlusu olarak cinnet, kıskançlık, öfke, namus, iflas, psikolojik sorun vb. gibi cinayeti haklı gibi gösterecek, cinayeti meşrulaştırmaya çalışan ifadeler kesinlikle kullanılmamalı.
6. Bu bahanelerin kadın cinayetlerinde meşrulaştırmanın yanı sıra haksız tahrik indirimi talebiyle mahkemede delil gösterilebildiği unutulmamalı.
7. Kadınların -varsa- cinayet öncesi koruma talepleri, maktulün -varsa- karakol şikayetleri, hakkında verilmiş savcılık kararı, geçmişte şiddete maruz kalıp kalmadığı, gelenekler, destek olmayan aile vb. gibi etkenler mutlaka haberde yer almalı.
8. Fikri takip yapılmalı. Cinayet haberinin ardından failin yakalanma, yargılanma süreçleri de takip edilerek haberleştirilmeli.”