Türk Metal Sendikası Başkanı Pevrul Kavlak, bilindiği üzere, tescilli bir sendika ağası ve işçi düşmanıdır. Şu sıralarda da MESS ile el ele vererek metal işçilerini satmanın hesaplarını yapıyor. Gerici-şoven söylemleri ve AKP iktidarına yakınlığıyla tanıdığımız Kavlak, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle yaptığı paylaşımlarda da aynı ırkçı-şoven yaklaşımını sürdürdü.
Pevrul Kavlak, 25 Kasım günü sosyal medya adresinden, “Sadece destanlarımızda değil, tarih boyunca kadınlarımız erkeklerle en az aynı statüye sahip olmuşlardır. Türk kağanların hanımı Hatun, devlet işlerinde kocası ile birlikte söz sahibi olmuştur.”, “Millet olarak daha 5. yüzyılda bizler kadına böylesine değer verirken, dünyadaki diğer milletlerde 11. yüzyıla gelindiğinde halen kadının sofrada konuşması bile yasaktı” vb. paylaşımlarda bulundu. Böylece Kavlak yaptığı paylaşımlarla 25 Kasım’ı hem tarihsel kökeninden koparmaya hem de kendi gerici zihniyetine dayanak haline getirmeye çalıştı.
Kavlak, paylaştığı mesajlarda, ezen-ezilen ilişkisinin en çıplak şekilde yaşandığı, bundan da en fazla kadınların etkilendiği feodal toplum yapılarından örnek vermekte, o dönemin hükümdarı olan kişilerin eşlerinin konumlarından kaynaklı kullandıkları hakları kadın-erkek eşitliği olarak göstermeye çalışmaktadır. Oysa Kavlak’ın verdiği örneklerin tersine 25 Kasım, Dominik’te diktatörlük altında ezilenlerin eşitlik ve özgürlük talepleri için mücadele eden Mirabel Kardeşlerin verdiği mücadelenin tarihidir. Mirabel Kardeşler diktatörlüğe karşı mücadele ettikleri için önce tecavüze uğramış, sonra da vahşice katledilmişlerdir. Kısacası Mirabel Kardeşler’in bize miras bıraktığı 25 Kasım, başta işçi-emekçi kadınlar olmak üzere tüm işçi ve emekçilerin sahiplenmesi gereken bir mücadele günüdür. Kavlak’ın da ısrarla üzerinden atlamaya çalıştığı nokta budur.
Kavlak’ın 25 Kasım’a yaklaşırken ortaya koyduğu zihniyet kendisini Türk Metal Sendikası’nın kadın sorunu ile ilgili tüm tutumlarında göstermektedir. Bunun son örneklerinden biri de Metal Grup Toplu İş Sözleşmesi sürecinde sözleşme taslağına konulan “Kadın İşçi Kurulu” önerisidir. Türk Metal bu kurullarla fabrikalarda kadınların yaşadıkları şiddet sorununu çözme iddiasındadır. Ancak çözüm olarak sermaye temsilcileriyle kadın işçilerin yan yana gelmesi önerilmektedir. Yani kadının ikinci sınıf cins olarak kalmasından beslenen, bugün için kadın sorununun kaynağında duran kapitalist sistemin sahiplerinden, işçi kadınların işyerlerinde yaşadıkları şiddet sorunlarını çözmesi (!) beklenmektedir.
Pevrul Kavlak ve Türk Metal Sendikası’nın kadına yönelik şiddet ve kadın sorunu konusunda ikiyüzlüce yaklaşımlarına daha pek çok örnek verilebilir. Pevrul Kavlak, 25 Kasım paylaşımlarında da görüldüğü gibi, bulduğu her fırsatta kendi gerici düşüncelerini, sermayeye hizmet eden tutumlarını işçi sınıfına empoze etmeye çalışmaktadır.
Metal işçileri içerisinde sermayenin ajanı konumunda olan, AKP iktidarının uşaklığını yapan bu tescilli işçi düşmanı, kuşkusuz ki bu gücü işçi sınıfının örgütsüzlüğünden ve sınıf bilincinin geriliğinden almaktadır. Ancak Pevrul Kavlak 2015’te gerçekleşen Metal Fırtınası’nı unutmamalıdır. Başta metal işçileri olmak üzere işçi sınıfı da Metal Fırtınası’ndan öğrenerek Pevrul Kavlak ve sendika bürokrasiden hesap sormak için birliğini güçlendirmelidir.