Tek adam rejiminin bir geceyarısı kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine karşı eylemler sürüyor. Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisi, Bodrum Meydanı’nın karşısında bulunan Kadın Ağacı önünde eylem yaptı.
Eyleme katılanlar adına basın metnini okuyan Meclis Sözcüsü Evrim İnan İstanbul Sözleşmesi’nin “kadının insan hakları beyannamesi” olduğunu dile getirerek, Sözleşme’nin kadın, çocuk ve LGBTİ+’ların en temel insan hakkı olan yaşam hakkının da güvencesi olduğunu ifade etti. Sözleşmenin aynı zamanda tüm toplumun şiddete ve ayrımcılığa maruz kalmadan yaşamasını sağlayacak bir yöntem ve uygulama rehberi olduğunu belirtti.
“Çete devleti yaşam hakkını savunmuyor”
Sadece 2021’in ilk üç ayında 91 kadının katledildiğini, 29 kadının tacize uğradığını, 41 çocuğun istismara maruz kaldığını, 30 kadına da tecavüz edildiğini dile getiren İnan, en az 198 kadının fuhuşa zorlandığını, en az 185 kadına da şiddet uygulandığını vurguladı. İnan devamında, şunları ifade etti:
“2021'in ilk üç ayında 61 kadının ölümü basına ‘şüpheli’ olarak yansırken, erkekler, yılın ilk üç ayı en az 6 çocuğu öldürdü. Bu tablo karşısında, 10 yıl önce bu ülkede oybirliği ile kabul edilen bu uluslararası antlaşmadan ve dolayısıyla taahhüdünden vazgeçme sebebinin, bu konuda verilmiş olan sözlerin tümünün olağanüstü bir başarı ile sonuçlandığını, taahhüdün yerine getirildiğini ve ülkede var olan erkek şiddetinin ortadan kalkmış olması az önce ifade edilen rakamlardan da anlaşıldığı üzere açıklanamaz tabi ki. Bu sayılardan anlaşıldığı üzere, devletin şiddetsiz ve ayrımcılığı bertaraf ettiği bir toplum yaratma maksadı ile hareket etmediği ve en temel olan yaşam hakkını savunmadığı ve benimsemediği açıkça ortaya çıkmaktadır.”
“İstanbul Sözleşmesi yürürlükte”
İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmenin kadına, çocuğa ve LGBTİ+’lara yönelik şiddete sessiz kalmak anlamına geldiğini belirten İnan, kararın hukuka aykırı olduğunun uluslararası kamuoyunda da ifade edildiğine dikkat çekti. Kararın hukuken geçerli olmaması nedeniyle İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükte olduğunu, ifade eden İnan, “Tam da bu nedenlerle yerel yönetimlerin de artan erkek şiddetine karşı yükümlülüklerini bir an önce yerine getirme zorunluluklarının bulunduğunu hatırlatmak isteriz. Kadın, LGBTİ+’lar ve çocuklara yönelik uygulanan erkek şiddetinin hız kesmeyen bu gerçeğine rağmen, tam da bu şiddete karşı önleme ve mücadeleden vazgeçmek hiçbir gerekçe ile kabul edilemez” ifadelerini kullandı.