Kocaeli’ndeki Gündoğdu Geri Gönderme Merkezi’nde koronavirüs testi pozitif çıkan 11 aylık Çeçen bebeğin tedavi edilmediği için yaşamını kaybettiği iddia edildi. Göçmen Çeçen kadın H.H.’nin kocası, H.H.’nin Kocaeli’ndeki Gündoğdu Geri Gönderme Merkezi’nde darp edildiğini belirterek, İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi’ne başvurdu, yardım talep etti.
Bianet’ten Evrim Kepenek’in haberine göre H.H.’yi Geri Gönderme Merkezi’nde ziyaret eden İnsan Hakları Eş Genel Başkanı avukat Eren Keskin, kadının darp iddialarını doğruladığını belirterek şu bilgileri paylaştı:
“Bizim Geri Gönderme Merkezi’ne ve AFAD kampına biz ulaşamıyoruz. Çünkü buralara sivil toplum kuruluşları giremiyor. Bu anlamda çok önemli bu ziyaret önemli buluyorum. Çeçen kadın H.H. dört çocuğu ve eşi ile Türkiye’ye geldi. Eşi IŞİD dolayısıyla bir süre tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Kendisi hakkında da IŞID’e üye olduğu iddiası ile açılan soruşturma takipsizlikle sonuçlandı. Daha önce Aydın’da Geri Gönderme Merkezi’nde kalan kadın bir süredir Kocaeli’ndeki Geri Gönderme Merkezi’nde kalıyor. İki merkezde de kadın darp edildiğini şiddet gördüğünü söyledi. Kadın sürekli olarak ağlıyordu. Bir çocuğu yine bu merkezde koronaya yakalanmış ancak başta hiçbir tedavi yapılmadığı için down sendromlu 11 aylık bebek hastanede yaşamını kaybetmiş. Bu nedenle de kadın çok üzgün. Hem psikolojik olarak hem de fiziksel şiddet görüyor. Kadının kocası tutuksuz yargılanıyor kendisi ile takipsizlik kararı var. Kadın ne yapsın? Çok zor durumda. Dışarıda 3 çocuğu var. Aslında bu bir zulüm bir bebeğini kaybetmiş. Kadının geleceği tamamen belirsiz. Geri gönderme ile ilgili hukuki süreci devam ettiği için durumu hep belirsiz. Dışarıda ailesi ile kalabilir fakat öyle bir imkân sağlanmıyor.”
Av. Eren Keskin geri gönderme merkezinde başka kadınlarında benzer durumlar yaşadığına dikkat çekerek şunları ifade etti:
“Avukatı ile görüşüyoruz. Eminim bu merkezde benim görüştüğüm kadın dışında da başka kadınlar da benzer durumlar yaşıyor. İHD Genel Merkezi olarak ben de avukatı olarak sonuna kadar durumun takipçisi olacağız. Bu zorunlu göçe maruz kalan birçok insanın kadının yaşadığı çok önemli bir mağduriyet bu. Bugün biz görüşürken birden bire gelip görüşmemizi bitirmemiz istediler. Kadını hastaneye götüreceklerini söylediler. Ben çıkarken duydum kadına sana ‘ne sordu, ne anlattın’ diye soruyorlardı.”