KESK Kadın MYK üyeleri Ankara’da bulunan konfederasyon merkezinde Diyarbakır’da yaşanan tutuklamalara ilişkin basın toplantısı gerçekleştirdi.
Basın metnini Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Kadın Sekreteri Gönül Adıbelli okudu.
Diyarbakır’da 8 Mart ve 25 Kasım eylem-etkinliklere katıldığı gerekçesi ise 24 kadının gözaltına alındığını ve 11’inin tutuklandığını hatırlatan Adıbelli şu şekilde devam etti:
“Kadınlar her gün evde, işte, okulda, sokakta erkek ve erkek devlet şiddetine maruz kalırken, şiddet tehdidi altında yaşamlarını sürdürürken, siyasal iktidar kadına yönelik şiddeti önlemek ve kadın kazanımlarını geliştirmek yerine, yaşananlara karşı mücadele yürüten kadınlara yönelik baskı, gözaltı ve tutuklamalarla şiddeti kalıcı hale getirmekte, kadına yönelik şiddeti cesaretlendirmektedir. İktidar tekçi, gerici ve cinsiyetçi politikalarına karşı gelen, kabul etmeyen, muhalif olan ve bunun için alanlara çıkan kadınlara yönelik baskı şiddet gözaltı ve tutuklamayı rutin hale getirmiştir. Baskılar gözaltılar ve tutuklamalar kadın kırımı politikası uygulamaları olup kadına yönelik şiddetin münferit değil, politik olduğunun da kanıtıdır. Her gün en az 3 kadının katledildiği bu ülkede nedense katiller cezasızlık politikasıyla adeta ödüllendiriliyor, bu katliamlara dikkat çeken kadınlar gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.”
Gözaltı ve tutuklama saldırısının Newroz ve 1 Mayıs öncesine denk getirilmesinin tesadüf olmadığını vurgulayan Adıbelli “Böylelikle kadınlar üzerinden tüm topluma gözdağı verilmek, sindirilmek, yapılacak eylem ve etkinliklere katılımı en aza indirmek hedeflenmektedir” dedi. Temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran, anayasayı hiçe sayan uygulamalara son verme çağrısı yapan Adıbelli son olarak şunları ifade etti:
“Basın açıklamalarına, mitinglere katılım, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındaki paylaşımlar ve benzeri demokratik eylem ve etkinlikler anayasa ile güvence altına alınmış temel hak ve özgürlükler kapsamındadır. Bu nedenle değil tutuklama gözaltına alınma, soruşturma açılması dahi anayasa ihlalidir. Tutuklanan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı, bu hukuksuz uygulamayı gerçekleştirenler hakkında soruşturma açılmalıdır. Biz kadınlar eril zihniyetin üzerimizde kurmak istediği sistematik tahakkümü kırmanın tek yolunun sürekli ve örgütlü kadın mücadelesini yükseltmekten geçmekte olduğunu biliyoruz. Bu mücadeleyi yürütürken karşımıza her türden engellemeler çıkacağının da farkındayız. Hakkımız olanı evde, işte, sokakta, kısacası yaşam alanımızın her yerinde mücadeleyi büyüterek kazanacağımızın bilincindeyiz. Kadınların mücadelesini kriminalize etmeye yönelik gözaltılar, tutuklamalar, baskılar kadınları yıldıramayacak, korkutamayacaktır.”