Patron, devlet ve sendika bürokratları tarafından oluşturulan komisyonun asgari ücret görüşmeleri başladı.
Sokağa çıkma kısıtlamalarında dahi işçiler uzun saatler boyunca çalıştırılırken, komisyon yetkilileri görüşmeyi ‘sosyal mesafeyi koruyarak’ internet üzerinden yaptı. Daha sonra yapılacak olan görüşmelerden çıkacak sonucun da sinyalleri her yıl olduğu gibi verilmiş oldu: Emekçilere sefalet!
Açlık sınırının 2.517, yoksulluk sınırının ise 8.198 TL olduğu günümüz Türkiye’sinde, Çalışma Bakanlığı yaklaşık iki ay önce patronlara aktardıkları bütçeden söz edip, ‘asgari ücretin uzlaşma içinde belirlenmesi gerektiğini’ söyleyerek, asgari ücret görüşmelerinin neyle sonuçlanacağını zaten önceden belirtmiş oldu.
Asgari ücretle çalışan kadın işçi sayısının erkek işçilere göre artış göstermesi, asgari ücretin kadın işçilerin daha yoğun çalıştığı sektörlerde belirgin bir yer tutması, asgari ücret sorununu işçi ve emekçi kadınlar açısından da önemli gündem olarak öne çıkarıyor. DİSK-AR’ın 2019 Asgari Ücret Raporunda kadın işçilerin erkek işçilerden %10 daha az ücret aldığı belirtilmektedir. Kadınların %22’si ise asgari ücretin altında ücretlerle çalıştırılıyor.
Sermayedarlar bu süreçte de kârlarına kâr eklerken emekçilerin payına açlık ve yoksulluk düştü. AKP iktidarı ‘işten atmalar yasaklandı’ yalanıyla ekranlarda boy gösterirken, milyonlarca emekçi açlık sınırının yarısı bile olmayan ücretlerle kısa çalışma ödeneğine mecbur bırakıldı. Pandemi bahanesi ile en önce işten atılanlar ise kadın işçiler oldu, kadın işsizliği ve yoksulluğu arttı. Güvencesiz ve asgari ücretin bile altında kalan ücretlerle çalıştırılmak en çok kadın işçileri etkiledi.
İşçi ve emekçi kadınların, pandeminin ve ekonomik krizin etkilerini her açıdan daha ağır yaşadığı koşullarda, asgari ücret meselesinin daha da önem kazandığı bir dönemin içindeyiz. İşçi ve emekçilerin örgütlü mücadelesinin zayıf olduğu günümüz koşullarında, sermaye ve temsilcileri bir kez daha sefalet ücretlerini dayatacaktır. Tam da bu nedenle işçi sınıfının, işçi ve emekçi kadınların insanca yaşanacak ücret talebini yükseltmesi, örgütlü birliğini sağlaması gerekiyor.
Kadın ve erkek işçi-emekçiler olarak kaderimizi patronların iki dudağı arasına bırakmamalı, emeğimize sahip çıkmalıyız.
Devlet, sermaye ve ihaneti tescillenmiş Türk-İş ağalarının belirleyeceği sefalet ücretine karşı insanca yaşayabileceğimiz, vergiden muaf asgari ücret için birlikte hareket edelim!
İşçi Emekçi Kadın Komisyonları