Türkiye’de toplanan vergilerin büyük bir kısmı işçi sınıfı ve kamu emekçilerinden tahsil ediliyor. Diğer kısmı ise halktan toplanan dolaylı vergilerden... Sıra kapitalistlere, hele de AKP-MHP rejiminin yandaşı olan talancı çete-şirketlere gelince durum tamamen değişiyor. Vergi afları, vergi indirimleri, her tür masrafın vergiden sayılması gibi yöntemlerle kayda değer miktarda vergi ödemekten kaçmaları için bizzat devlet onlara yol düzlüyor.
Son yıllarda adları sık sık gündeme gelen ve ‘beşli çete’ diye anılan şirketler, devletin bütün ihalelerini “al gülüm-ver gülüm” yöntemiyle alıyorlar. Belli ki iktidarın önde gelen figürleri, bu şirketlere sundukları hizmetlerin karşılığın ‘arka kapıdan’ tahsil ediyorlar. Aksi halde yıllardan beri milyar dolarlık ihalelerin neredeyse tümünü bu beşli çeteye altın tepside sunmazlardı.
Beşli çeteye tanın ayrıcalıklar, muhalefet partileri tarafından bazen meclis gündemine de taşınıyor. CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Cengiz, Limak, Kalyon, Kolin, Makyol firmalarına sağlanan Vergi, Resim ve Harç İstisna Belgelerine (VRHİB) kaç kez indirim yapıldığı ile ilgili Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın yanıtlaması istemi ile 12 Ekim'de bir soru önergesi vermişti. Aylar sonra önergeye verilen yanıt, saray rejiminin kapitalistler için çalıştığı gereğini bir kez daha gösterdi.
Ali Mahir Başarır’a verilen resmi yanıt, işbaşındaki sermaye iktidarının 10 yıldan beri beşli çeteye ‘özel hizmetler’ sunduğunu gözler önüne serdi. Son 10 yılda; Cengiz’e 30, Kolin’e 36, Makyol’a 24, Kalyon’a 19, Limak’a 19 adet ‘Vergi, Resim ve Harç İstisnası Belgesi’ düzenlenmiş.
Görüldüğü üzere iktidar, son 10 yılda vergi kaçırsınlar diye 128 defa yol düzlemiş. Göründüğü kadarıyla dinci-ırkçı rejim bunlara hiç vergi ödetmiyor. Oysa bu beşli çete ve onlara benzer şirketler sadece çalıştırdıkları işçileri sömürmüyor, devletin imkanlarıyla ülke kaynaklarını da yağmalıyor. Emekçilerden alınan vergilerin azımsanmayacak bir kısmı bunlara akıtılıyor. Yolcu garantili havaalanları, araç geçiş garantili köprüler/tüneller, hasta garantili kent hastaneleri için her yıl on milyarlar ödeniyor. Garantiler ‘yerli milli’ dolar cinsinden olduğu için kur farkı da artık on milyarları buluyor.
Vergi kaçakçılığı üzerinden yaşanan bu kepazelikler, büyük şirketler ile onların hizmetindeki AKP-MHP rejiminin halkın kanını emen kenelerden farksız olduğunu gözler önüne sermeye yeter.