İçişleri Bakanı S. Soylu, faşist çete başı Sedat Peker’in ifşaatlarına yanıt verdiği TV programında “terör manşetleri” diyerek Cumhuriyet Gazetesi’ni hedef almıştı. Soylu’nun gazeteyi hedef alan saldırganlığının ardından Cumhuriyet yönetimi "Can Dündar ve ikinci cumhuriyetçilerin döneminden örnekler" açıklamasında bulundu. Cumhuriyet Gazetesi’nin mevcut yönetiminin bu açıklaması tepkiyle karşılandı.
“Can Dündar: Bütün sorumluluk benim, gururla söylüyorum”
Gazete yönetiminin suçladığı dönemin Genel Yayın Yönetmeni olan Can Dündar sosyal medya hesabından "Doğrudur, bütün sorumluluk benim ve bunu gururla söylüyorum" dedi ve şunları vurguladı:
"Kimseyi suçlayıp ihbarcılık yapmadan... Soylu'nun gözüne girmeye çalışmadan, utanmadan..."
Eski Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay da Twitter hesabından şunları paylaştı:
"Dün ve bugün... Ne farkınız kaldı Soylu’dan, iktidar yanaşmalarından... Gazetecilik, jurnalciliği ağır bir yük gibi sırtında taşıyanların yapabileceği bir iş değildir."
Gazetenin eski muhabiri, TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ise Twitter hesabından şunları ifade etti:
"Kumpas davasında Saray’la iş birliği/suç ortaklığı yapanlar şimdi de eleştiriyor görünerek Süleyman Soylu ile iş birliği/suç ortaklığı yapıyor. Şaşırtıcı değil.
Koltuk sevdasına düşüp birlikte çalıştıkları kişilere yönelik kumpas planlarının parçası olan Cumhuriyet gazetesi yönetiminin tutumu şaşırtıcı değil. Koca gazetede şu rezilliğe itiraz edecek haysiyet sahibi bir tek kişi yok mu?"
Gazetenin eski Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu da Twitter hesabından Cumhuriyet'e tepki gösterirken, "Soylu Cumhuriyet" ifadesini kullandı.
Gazetenin eski Ankara muhabiri Alican Uludağ ise Cumhuriyet yönetiminin yaptığı açıklamaya dair şunları söyledi:
"Beğenir veya beğenmezsiniz Can Dündar gazetecidir. İktidar her sıkıştırdığında kolayına kaçıp, haberleri savunamamak, 'suçu' Dündar'a ve o döneme atmak ne gazetecilik vicdanına ne de Cumhuriyet değerlerine sığar. Cumhuriyet'te gazetecilik ancak Uğur Mumcu'nun cesaretiyle yapılır.
Şundan eminim ki, çoğu Cumhuriyet çalışanı açıklamadaki bu görüşü paylaşmıyor. Bu yüzden demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, basın hürriyetini savunan Cumhuriyet yazarları da düşünsel olarak buna sessiz kalmamalı."