Türkiye toprakları tarihi boyunca devrimlere gebe, devrimcilere mekan oldu. Nice yiğit devrimci bu topraklar üzerinde ‘devrim’ şiarlarını yükseltti ve nicesi bu toprakları kızıl kanları ile suladı. Ölümsüzler kervanına katılan her bir devrimci, kızıl bayrağı ardından gelenlere devretti.
Kızıl bayrak 47 yıl önce Ulaş Bardakçı’nın elinden alınıp bugünlere taşındı. Ulaş Bardakçı 25 yaşında devletin kolluk güçleri ile girdiği bir çatışmada devrim davasının şehitlerine karıştı.
’71 devrimci kopuşunun neferi: Ulaş
ODTÜ’de devrim mücadelesinin saflarına katılan, FKF ve TİP içinde yer alan Bardakçı, icazetçi parlamentarizmden kopuşun neferlerinden biri oldu. Ulaş Bardakçı, Mahir Çayan ile birlikte THKP-C’nin kurucularının arasına adını yazdırdı. İlk silahlı eylemlerin de içinde yer alan Bardakçı, siper yoldaşlığının devrimci mirasını bugüne taşıyan eylemleri gerçekleştirdi. Deniz Gezmiş ve yoldaşlarının serbest bırakılması için Mahir Çayan ile birlikte İsrail Başkonsolosu Ephraim Elrom’u kaçırmış, talepleri yerine getirilmeyince Elrom’u öldürmüştü.
Devrimci mücadele ile dolu bir yaşam
12 Mart 1971 askeri darbesi sonrası başlatılan ve adını devrimci hareketi ezmek amacından alan ‘Balyoz harekatı’ ile tutuklanan Bardakçı, tutulduğu Maltepe Hapishanesi’nden THKP-C’li devrimciler Mahir Çayan, Ziya Yılmaz ve THKO’lu devrimciler Cihan Alptekin ve Ömer Ayna ile birlikte tünel kazarak özgürlüğe kavuştu. İstanbul’da devrimci faaliyetlerine devam eden Bardakçı, 19 Şubat 1972’de saat 07.00 sularında Arnavutköy’de kaldığı evde kuşatıldı. Kolluk güçleri ile çıkan çatışmada Ulaş Bardakçı katledildi.
25 yıllık hayatında devrimci mücadeleyi bir yaşam biçimi olarak benimseyen Bardakçı, bu topraklardaki devrimci militan kimliğin bir örneği olarak ölümsüzleşti. Adı çocuklara verildi. Adına türküler yazıldı ve en önemlisi adı devrim mücadelesine kızıl harflerle kazındı.
Ölümsüzlüğe eriştiği 47. yılda Ulaş’ı saygıyla anıyor, devrim şehitlerine olan ‘devrim’ sözümüzü yineliyoruz.