Temiz Hava Hakkı Platformu’nun 2016 yılından bu yana düzenli olarak hazırladığı Türkiye’deki hava kalitesi ve hava kirliliğinin insan sağlığına etkilerini inceleyen Kara Rapor 2024 yayınlandı. Raporda ilk kez meme kanseri ile hava kirliliği arasındaki ilişki ortaya kondu. Rapora göre hava kirliliği sonucu gerçekleşen ölümler önceki yıllara arttı ve Türkiye’de nüfusun yüzde 92’sinden fazlası hala Dünya Sağlık Örgütü standartlarına göre kirli hava soluyor.
Raporun giriş bölümün hava kirliliğinin ana kaynağının fosil yakıtlara bağımlılık olduğuna dikkat çekilerek “Hava kalitesi ulusal ve uluslararası enerji politikalarından bağımsız değildir” vurgusu yapıldı.
Türkiye’da hava izleme çalışmalarının yeterli olmadığına dikkat çekilen raporda “2023 yılında Türkiye’de nüfusun yüzde 92’sinden fazlası hala Dünya Sağlık Örgütü standartlarına göre kirli hava soluyor” denildi.
“Ağır sanayi bölgelerinde hava kirliliği takip edilmiyor!”
Raporun devamında İzmir-Aliağa, Hatay-İskenderun, Manisa- OSB, Tekirdağ- Çorlu, Sakarya- Hendek OSB, Kocaeli-Gebze OSB ve Kocaeli-Dilovası- İMES OSB’de 2022 ve 2023 yıllarında hiç hava ölçümü yapılmadığına dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi:
“PM 2,5 DSÖ tarafından insanda kanser yaptığı ve dünya genelinde her yıl 4 milyondan fazla insanın ölümüne yol açtığı belirlenen çok zararlı bir hava kirleticisidir. PM 2,5’in en önemli kaynakları arasında termik santrallerde ve sanayide kömürün yakılması gelmektedir.”
“İzmir’de hava kalitesi alarm veriyor”
Rapor’a göre hava kirliliğine yol açan partikül maddeler PM10 ve kanserojen PM2,5, üç büyük şehir İstanbul, Ankara ve İzmir’de düzenli ve yeterli ölçülmüyor. Ulaşılabilen kısıtlı resmi verilere göre İstanbullular 2022 yılı boyunca ortalama 38,41 μg/m3 yani Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) kılavuz değerinin iki buçuk katı PM10 kirliliğine maruz kaldı. Kansorejen partikül madde PM2,5 ise yeterince ölçülmedi. Ankara’da 2022 yılı PM10 yıllık ortalaması 39,25 μg/m3 , İzmir’de ise 45,18 μg/m3 ’tü. İzmirliler yıl boyu ulusal mevzuatın koyduğu sınır değerin üstünde kirli hava soluyor. Ankara ve İstanbul ise bu limitin sınırında.
“Hava kirliliği kaynaklı ölümler 70 bine yaklaştı”
Raporda 2022 yılında Türkiye’de hava kirliliği sonucu gerçekleştiği tahmin edilen ölümler hem sayısal hem de orantısal olarak önceki yıllara göre daha yüksek olduğu vurgulandı ve kirlilik önlenebilseydi en az 68 bin 440 ölümün engellenebileceği belirtildi.
Raporda kadınlar arasında giderek genç yaşta ve artan sıklıkla görülen meme kanserinin hava kirliliği ile ilişkisinin de ortaya konduğu belirtildi. Hava kirliliğinin meme kanseri riskini artırdığı kanıtlandı.
“Deprem sonrası hava kirliliği ikincil afet boyutunda”
6 Şubat depremlerinin sonucunda ortaya çıkan fiziki yıkımın neden olduğu toz kirliliğinin halk sağlığını yaşamsal düzeyde tehdit eden ikincil bir afet boyutuna ulaştığının altı çizilen raporda şu bilgilere yer verildi:
“Temiz Hava Hakkı Platformu’nun, TTB ve bölgedeki tabip odaları ile birlikte yürüttüğü çalışmada Adıyaman, Maraş Merkez ve Elbistan’da asbest tespit edilmiştir. Enkaz kaldırma çalışmaları tamamlanmış olsa bile, konumu herhangi bir ön çalışma yapılmaksızın belirlenen enkaz depolama alanlarından uzun vadede devam edecek bir toz kirliliği söz konusudur.”
Raporda ayrıca deprem bölgesindeki asbest ve toz birikimi tehlikesine de çekilerek bu hususta yapılabilecekler sıralandı.
Öneriler sıralandı
Kara Rapor’da son olarak Türkiye’de hava kirliliğinin ve buna bağlı sağlık sorunlarının yol açtığı ölümlerin azaltması için şu öneriler sıralandı:
“*Türkiye enerjide fosil yakıtlara bağımlılığını hızla azaltmalı.
*Ulusal hava kalitesi standartları iyileştirilmeli.
*PM2,5 için ulusal limit değer belirlenmeli ve yürürlüğe alınmalı.
*Hava kalitesi izleme çalışmaları iyileştirilmeli.
*Ağır sanayi bölgelerinde hava kalitesinin izlenmesi, değerlendirilmesi ve yönetimi sistematik hale getirilmeli.
*Hava kirliliğinin sağlık etkileri saha çalışmaları ile araştırılmalı.
*Çevresel etkisi olan tüm projeler için sağlık etki analizinin de yapılması mevzuata dahil edilerek zorunlu hale getirilmeli.
*Türkiye imzaladığı hava kalitesine yönelik uluslararası sözleşmeleri uygulamalı.
*Çevresel bilgiye ulaşabilmek için bilgi edinme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi sağlanmalı.”
Temiz Hava Hakkı Platformu Bileşenleri şunlardır:
“Çevre için Hekimler Derneği, Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF Türkiye), Greenpeace Akdeniz, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER), İklim İçin 350 Derneği, İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanları Derneği (İMUD), Temiz Hava Hakkı Derneği, Türk Nöroloji Derneği, Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Yeşil Barış Hukuk Derneği, Yeşil Düşünce Derneği, Yuva Derneği, Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe), Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL)”