“Tecrit kaldırılsın”

Diyarbakır Bölge Demokrasi Platformu çatısı altında ortak açıklama yapan 344 sivil toplum örgütü, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle cezaevlerinde süren açlık grevlerine dikkat çekti.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 25 Şubat 2021
  • 22:16

Diyarbakır’da, 21 ilden 344 sivil toplum örgütünün yer aldığı Bölge Demokrasi Platformu, Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde başta İmralı olmak üzere hapishanelerde tecridin kaldırılması talebiyle hazırladıkları deklarasyonlarını açıklamak istedi.

Her yerde polis engeli

Parkı ablukaya alan polis, pandemi bahanesiyle açıklama yapılmasını engellendi. Platform engelleme üzerine açıklamayı Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde (GGC) yapma kararı aldı. 

Platform üyelerinden bir kişinin “Hak, hukuk, adalet” sloganı atması üzerine polis slogan atanı gözaltına almak istedi. Platform üyeleri gözaltına almalarına izin vermedi. GGC’ye gelen platform üyelerinin burada da açıklama yapması engellendi.

Basın metninin okunmasına izin verilmemesi üzerine, platform adına Maden Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Doğan Hatun kısa bir açıklama yaptı.  Polisin engellemelerini ve saldırıyı özetleyen Hatun yetkililere şu çağrıyı yaptı:

“Özellikle Diyarbakır Valisi ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na, biz bölgede 344 sivil toplum örgütü toplanıp, demokratik hakkımız olan istediğimiz anayasayı dillendirmek istedik, fakat sizin anayasaya bakış açınız; tıpkı bizi burada tecrit ve izolasyona tabi tuttuğunuz gibidir. Bizler düşman değiliz, biz bu kentin ve toplumun asıl sahipleriyiz, bu kentin sözcüleriyiz.”

Engellen açıklama: Hak ihlallerini, her türlü tecriti sonlandırın

Açıklamanın ardından polisin tutumunu protesto etmek için sloganlar atılarak oturma eylemi yapıldı. Oturma eyleminin ardından grup dağıldı. Platform üyeleri ayrıca okunması engellenen basın metnini gazetecilere dağıttı. 

Anayasa ve reform söylemlerine dikkat çekilen açıklama, tecridin kaldırılmasını talep eden şu ifadelerle sonlandırıldı:

“Anayasa yapılması sürecine ülkedeki siyasi partiler, Barolar, meslek odaları ve STK’ların dahil edilmesi başta Kürt meselesinde demokratik ve kalıcı barışın sağlanması açısından bir tercih değil, zorunluluktur. Son olarak, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının bağlayıcılığı dikkate alınarak kararların derhal uygulanmasına, cezaevlerinde bulunan mahpusların sağlıklarının daha fazla tehlikeye girmemesi, açlık grevlerine yol açan koşulların ortadan kaldırılması için hükümet, Adalet Bakanlığı ve ilgili kurumları hak ihlallerinin sonlandırarak ve her türlü tecrit ve izolasyonun kaldırılmasına yönelik bir an önce adım atmaya davet ediyoruz.”