ABD emperyalizmi Türkiye, Suudi Arabistan, Katar gibi suç ortaklarıyla Suriye’ye karşı savaş başlatmakla kalmadı, Suriye halklarını açlık ve sefalete mahkum eden vahşi bir ambargo da uyguladı. Organize ettikleri savaş yüzbinlerin hayatına mal olmuş, ülkenin yarısı yıkılmış, nüfusunun önemli bir kısmı göç etmek zorunda bırakılmıştı. Ancak bu kadarı Washington’daki “uygar/batılı” emperyalist şeflere yeterli gelmemiş olmalı ki, tüm bunların ardından Suriye’ye “Sezar yaptırımları” adı verilen bir ambargo ilan ettiler. Bu vahşi ambargo ile Suriye’nin boğazı sıkılıyor, nefes alamaz duruma getirilmek isteniyor. Zaten savaşla yıkıma uğratılan ekonomi, ambargo ile çöküşe sürüklenerek toplumun ezici çoğunluğunu sefaletle karşı karşıya bıraktı.
Durum bu kadar vahimken Maraş merkezli iki deprem Suriye’yi de vurdu. Halep, Lazkiye, Tartus gibi kentlerin yanı sıra Türk ordusunun/cihatçı çetelerin kontrolü altındaki İdlib, Afrin kentleri ile çevresinde de depremin etkisi hissedildi. Yansıyan haberler Suriye’de de birçok yerin yıkıldığı, binlerce kişinin hayatını kaybettiğini ve sınırlı imkanlardan kaynaklı enkaz kaldırma çalışmalarının çok ağır ilerlediğini gösteriyor.
ABD yaptırımlarından dolayı gıda, ilaç gibi temel ihtiyaçların bile çok kısıtlı olduğu koşullarda deprem daha da yıkıcı oldu. Zira yaptırımlardan dolayı Suriye’ye yardım da yapılamıyordu. Zira yardım etmek isteyenler, ABD’nin vahşi ambargosunun yaptırımlarından çekiniyordu.
Deprem bölgesinden yansıyan görüntüler, oradaki halkın yaşadığı yıkım ve çaresizlik vahşi ambargonun kaldırılması yönünde çağrıların yapılmasına neden oldu. Basınç altında kalan Joe Biden yönetimi, istemeye istemeye de olsa, deprem yardımları için 180 günlük yaptırım muafiyeti sağlanacağını duyurdu.
AA’ya dayandırılan haberlerde, ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi'nin (OFAC) Suriye için deprem yardımıyla ilgili tüm işlemlere “izin veren” bir genel lisans yayımladığı belirtildi.
Vahşi ambargo kaldırılana kadar geçen sürede enkaz altındakilerin çoğunluğu hayatını kaybetmişti. Bu ambargo olmasaydı hem Suriye’nin imkanları daha iyi olacak hem yardım ulaştırmak isteyenlerin önünde bir engel olmayacaktı. Böylece ABD emperyalizminin insanlığa karşı işlediği ağır suçlara yenisi eklenmiş oldu. ABD, Irak’a uyguladığı ambargodan dolayı 500 bin çocuğu ölüme mahkum etmişti. Dönemin Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, bu kıyımla ilgili soru soran gazeteciğe, ambargo sonuçlarının 500 bin çocuğun öldürülmesine değdiğini söylemişti. Bu sözler, Washington’da hakim olan emperyalist zihniyeti net bir şekilde anlatıyor.