Türkiye kapitalizminin ekonomi alanındaki krizi döviz kurundaki hareketlilikle de dışa vurdu. Uluslararası piyasalarda dolar değer kaybederken, buna rağmen TL’nin dolar karşısındaki değer kayıpları yeniden baş gösterdi.
Merkez Bankası’nın rezervlerinden ve kamu bankaları tarafından döviz satışıyla kuru kontrol altında tutmaya çalışan saray rejimi dövizde yeni bir krizin yolunu açıyor. TL’nin döviz karşısındaki değer kayıpları bu yöntemle baskılanmak istenirken, bankalar rezervlerini eritiyor. Bu politika son günlerde patlak verdi ve TL döviz karşısında yeni kayıplar yaşadı.
Dolar/TL hafta başından itibaren yüzde 2 yükselişle 6,99’a ulaştı. Euro/TL de yüzde 3 artışla 8,31’e çıktı. ABD merkezli The Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, bu gelişmeleri değerlendirdiği yazısında, bu hafta dolar/TL kurunun son iki ayın en yüksek seviyesine çıktığına dikkat çekti. Haberde 7 Mayıs’ta 7,26’ye ulaşarak rekor kıran ve sonra düşüşe geçen dolar/TL’nin bu hafta, 12 Mayıs’tan bu yana en yüksek seviyesine çıktığı belirtildi.
“Sermaye kontrollerinden endişe ediliyor”
BBC Türkçe’nin aktardığı WSJ haberinde, Merkez Bankası'nın faizleri artırmasının beklenmediği, böylece kurun kontrol altına almak için ülkelerin elindeki tek çare olan faiz seçeneğinin kullanılamaz hale geldiği ifade ediliyor. Bunun yerine Merkez Bankası'nın elindeki yabancı para rezervini erittiği vurgulanıyor.
Bu durumun “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hareket etme kapasitesini azalttığını” belirten gazete, koronavirüs kriziyle turizm ve ihracattan sağlanan gelirin de düştüğünü aktarıyor:
“Analistler ve yatırımcılar Türkiye'nin şimdi sınırlı da olsa sermaye kontrolü uygulamasına geçmesinden endişe ediyor, Piyasalardaki oynaklığın önüne geçmek için ülkenin dışına para akışının kısıtlanacağı ya da yasaklanacağı önlemler…”
Gazeteye konuşan Pictet Varlık Yönetimi'nden kıdemli ekonomist Nikolay Markov, “Gerçekten hassas bir durumda sıkışıp kaldılar. Şimdi geçmişe göre daha da kırılgan bir durumdalar çünkü belli ki pandemi yardımcı olmuyor” diyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ise bugüne kadar sermaye kontrolü haberlerini sürekli reddederek serbest piyasa kurallarına bağlı kalacaklarını söyledi.
Merkez Bankası'nın rezervlerine dair tartışmalar
WSJ'deki haberde pandemi başlamadan önce de Türkiye'nin yüksek enflasyon, artan dış borç, kredi büyümesi ve cari açık ile mücadele ettiği vurgulanıyor.
Gazete, TL'nin düşüşüyle mücadele etmek için Merkez Bankası'nın rezervlerini sattığını ve kamu bankalarının da döviz sattığını belirtiyor.
Reuters haber ajansı da daha önceki haberlerinde dolar/TL kurunun 7 seviyesinin üzerine çıkmaması için kamu bankalarının döviz sattığını bildirmişti. 16 Temmuz tarihli haberde Merkez Bankası ve kamu bankalarının piyasaya geçen yıldan beri toplam 100 milyar dolar sürdüğünü, bu yüzden kamu bankalarının açık pozisyonunun öz kaynaklarına oranının, yasalarda belirlenen sınırı aştığını yazmıştı.
Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal ise Çarşamba günü yeterli döviz rezervine sahip olduklarını açıklamıştı.
WSJ'ye konuşan Oxford Economics'ten kıdemli ekonomist Maya Senussi, “Merkez Bankası artık bu politikanın işlemediğinin farkında. Bugüne kadar müdahale ettikleri gibi müdahale etmek için yeterli ateş gücü yok” dedi.
Goldman Sachs'ın hesaplamalarına göre Merkez Bankası 17 Temmuz'dan beri rezervlerinden 60 milyar dolar harcama yaptı.
BlueBay Fon Yönetimi'nden stratejist Timothy Ash WSJ’ye, “Bu basit bir hata mı yoksa yeni bir strateji mi? Kuru savunması daha kolay olsun diye ucuz bir seviyeye mi düşürmeye çalışıyorlar?” yorumunda bulundu.
WSJ'ye göre ekonomistler aynı zamanda herhangi bir sermaye kontrolünün getirilmesinin Türkiye'nin ihracatı için olumsuz olacağı görüşünde.
Gazeteye konuşan ekonomist Uğur Gürses'e göre ise “Türkiye böyle bir durumda kendini ayağından vurur.”