Eğitimde yaşanan gelişmelerin sene boyunca dökümü aynı zamanda eğitim sisteminin çöküşünü özetlemektedir. Özel okullara verilen teşvikler, MEB’in bütçe yetersizlikleri, niteliksiz ve gerici eğitim, ataması yapılmayan, özel sektörün insafına bırakılan ve maaşlarını alamayan öğretmenler vb. ile eğitim alanı adeta bir enkazı andırıyor. Nereden bakılırsa bakılsın eğitim her yönüyle ticarete dönüştürülmüş durumda.
Geçtiğimiz haftalarda Doğa okullarında yaşananlar da paralı eğitimin çöküşünün bir yansımasıdır. Doğa Koleji’nde öğretmenlerin maaşları 10 aydır düzensiz ödeniyordu. Öğretmenler son üç aydır maaşlarını alamadıkları için de 16 Aralık’ta iş bıraktılar. Okul sahibinin iflas ettiği, okulların satılacağı vb. söylentileri dolaştı. Öğretmenlerin ve velilerin soruları, ancak yapılan eylemler sırasında ve sonrasında yanıt bulabildi. İlk olarak Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın konuştu ve “öğrenci ve velilerin mağdur edilmemesi” gerektiğini söyledi. Bu açıklamada eğitim emekçilerine yer yoktu. Ardından MEB, geçiştiren bir açıklama yaptı. Öğretmenlerin iş bırakması ve velilerin de eyleme geçmesinin ardından MEB tarafından okul hakkında soruşturma başlatıldı. Son olarak Doğa Koleji’nin İTÜ Vakfı’na devredildiği söylentilerinin ardından, öğretmenler hala resmi bir açıklamanın yapılmasını ve ücret ödemeleriyle ilgili sürecin netleşmesini bekliyorlar.
Sonrasında, Büyükçekmece’de bulunan Özel Gökjet Havacılık Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğretmenlerinin grevi gündeme geldi. Öğretmenler 9 aydır ücretlerini alamadıkları için derse girmediler. Uzun süredir MEB’den teşvik ücreti alamadıklarını söyleyen okul sahibi Mehmet Sait Yılmaz, velilerin 2 bin TL daha ödemeleri durumda, öğretmenlerin maaşlarının yatırılacağını söyledi. Okulun yıllık ücreti 13 bin lira. Bunun içerisinde kitap, kıyafet, yol, yemek yok. Buna rağmen okul sahibi hala ek ödeme pazarlığı yapabiliyor.
***
Özel okullarda öğrenim ücreti okul başlamadan önce kayıtta alınır. Taksitler bankalarla yapılır. Türkiye’de öğrenci başına harcama 9 bin 790 liradır. Özel okullar bunun en az üç katını alır. 2019 yılı verilerine göre özel okula kayıtlı öğrenci oranı %16’dır ve bu oran yıldan yıla artmıştır. Öğrencisi, yani “müşterisi” bol, düşük maliyetli, kâr oranı yüksek işletmelerdir bu özel okullar. Örneğin Doğa Koleji’nde 80 bine yakın öğrenci ve 13 binin üzerinde emekçi çalışıyor.
Ortadaki yağlı kaynağa rağmen özel okul işleten şirketlerin kasası sıfırlanıyor ve iflas ilan ediyorlar. Çalışanlarının ücretini ödemeyen, iflas eden bir dükkan eğitim kurumu olabilir mi? Dükkan mantığı gibi açılan lise ve üniversitelerin amacı para kazanmak ve kâr elde etmektir. OECD ülkelerinde kamu kurumlarının eğitimdeki rolü %83’tür. Özel sektörün eğitimdeki payı ABD’de %35, Türkiye’de %20, Finlandiya ve İsveç’te %3, Fransa ve Almanya’da %5’tir.
Türkiye’de özel sektör, kamu gözetiminde yapılması gereken zorunlu eğitim kademesine çekilmiştir. Okul öncesinden liseye kadar okulların yüzde 16’sı özelleştirilmiştir. MEB 2023’e kadar özel eğitim okullarının payını %20’ye çıkarmayı hedeflemektedir. Bu da demek oluyor ki önümüzdeki dönemde daha çok iflas ve çöküş göreceğiz.