Deprem üçüncü gününe girmişken, enkaz altında kalan hayatların kurtarılması için saatlerin, hatta dakikaların bile önemi var. AFAD’ın birçok yere ulaşamadığı ya da çok geç ulaştığı koşullarda, arama-kurtarma çalışmalarına katkı sunabilecek deneyimli ekiplerin sunacağı katkı hayati bir önem taşıyor. Bu konuda deneyimli olan madenciler, önceki depremlerde arama-kurtarma çalışmalarında önemli roller oynadılar. Pek çok hayat kurtardılar.
Deprem haberini alır-almaz madenciler arama-kurtarma çalışmalarına katılmak için organize oluyorlar. Gerisi devletin onları olay mahalline taşıması ve onlara gerekli teknik donanımı sağlamasına kalıyor. Ancak bu defa bu kadarını bile yapamayan bir devlet olduğu görüldü. Halkı kaderine bırakmakla kalmadı, arama-kurtarma çalışmalarına katılmak için yollara düşen madencileri önce Zonguldak’ta ardından Ankara’da bekletti.
Konuyla ilgili evrensel.net haberinde şu ifadeler geçiyor: “Dün sabah (7 Şubat) saat 8’den akşama kadar Zonduldak’ta bekletilen TTK’li madencilerin 260’ı, bu gece 12’den beri de Ankara’da bekletiliyor.”
Rejimin bu vurdumduymazlığa tepki gösteren maden işçileri şöyle diyor:
“260 kişi gece saat 12’den beri Ankara’da bekliyoruz. Bir tane uçak bile gönderilmiyor bize. Bizi burada bekletiyorlar. Biz burada insanların canı için bekliyoruz. Her dakika önemli. Olay yerine hemen intikal etmek istiyoruz ama kimse kılını kıpırdatmıyor. Oradaki canların hakkına giriyorlar.”
Kokuşmuş Saray rejimi can kurtarabilecek 260 madenciyi günlerce bekletirken, Deprem Bilimci Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan Twitter hesabında şu mesajı yayınladı:
“Depremden 13,5 milyon kişi, 4 milyon yapıda etkilendi. Göçen yapı 6 bin, olası 11 bin 302'dir. 6 bin yapı yıkılmış. 4 kat 8 daireden 48 bin daire eder. 4 kişiden 192 bin kişi göçük altında kalmış. 8 bin kişi kurtarılmış. 184 bin kişi göçük altında.”
184 bin kişi göçük altında kurtarılmayı beklerken, Saray rejimi hayat kurtarmak isteyen madencileri Zonguldak’ta/Ankara’da mahsur bırakıyor. Sonra bu rejimin tepesinde oturan AKP şefi, enkaz altındaki Pazarcık'ta bir depremzedeye yönelik, “Olanlar oldu. Bunlar kader planının içerisinde olan şeyler” ifadelerini kullanabiliyor.
Maden işçilerini onlarla/yüzlerle ölüme sürükleyen bu kokuşmuş zihniyet, şimdi hiçbir önlem almayıp on binleri ölümü sürüklerken de “Bunlar kader planının içerisinde olan şeyler” diyebilecek kadar pişkin, vicdansız, en asgari insani hasletlerden bile yoksun olduğun bir kez daha dünya aleme göstermektedir.