Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Genel Merkez (GM) Üyesi Avukat Ekin Yeter ile ÖHD Van Şube Eşsözcüsü Avukat Servet Ekmekçi, adil yargılanma talebiyle başladıkları açlık grvini 5 Nisan’dan bu yana ölüm orucuna dönüştüren Halkın Hukuk Bürosu (HHK) avukatları Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal'ın seslerinin duyulmasını istedi.
“Elimizden geleni yapacağız”
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre avukatların, eylemleriyle ülkedeki hukuk yapısını tüm boyutlarıyla açığa çıkardığını belirten ÖHD üyesi Avukat Ekin Yeter, yaşanan durumun politik, siyasi ve insani açılardan yaralayıcı olduğunu ifade etti. Yeter, "Bir bireyin elinde kalan ve en değerli olan yaşam hakkıyla, hakkını talep ediyor. Böylesi bir süreçte, eylemsellik ile politik düşüncelerin tartışılmasını bir kenara bırakarak Timtik ve Ünsal'ın seslerine kulak verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bizler de meslektaşlarımızın taleplerini esas almaktayız ve sesleri duyulması için ellimizden geleni yapacağız" dedi.
Adil yargılanma en temel hak
Ölüm orucunda olan avukatların bedenlerinin gün erdiğini ve sağlık durumlarının gittikçe kötüye gittiğini belirten Yeter, bu nokta herkesin sorumluluk duygusuyla hareket etmesi gerektiğine dikkati çekti. ÖHD Van şubesi olarak da meslektaşlarının taleplerini esas aldıklarını ifade eden Yeter, "Meslektaşlarımızla dayanışmak için yaptığımız eylemsellikleri de bu çerçevede geliştiriyoruz. Bu talebi biraz daha açmamız lazım. Son zamanlarda adil yargılanma talebi dilimize çok pelesenk olmuş bir hak. Ama meselenin biraz özünü ortaya koymak gerekiyor. Adil yargılanma en temel haklarımızdan ve uluslararası mevzuatta da en kıymet verilen haklardan bir tanesidir. Yine Anayasa’nın 36’ncı, AİHS’in 6’ncı maddesiyle güvence altına alınmış bir hak. Bu hak bizler için en az yaşam hakkı kadar elzem olan bir haktır” diye konuştu.
“Talepleri karşılansın”
ÇHD’li avukatların yargılanma sürecine değinen ÖHD Van Şube Eşsözcüsü avukat Servet Ekmekçi ise, “Sadece gizli tanık beyanlarıyla meslektaşlarımıza birçok suçlamalar yapıldı ve örgüt üyeliğinden ceza aldılar. Bu sürece baktığımızda İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi yargılama sürecinde tahliye karar vermişti. Tahliye kararın ardından meslektaşlarımız tahliye edilmeden mahkeme heyeti dağıtıldı ve yeni heyet tarafından tahliye kararı kaldırıldı. Aslında bu süreç bize ülkede adil yargılanmanın geldiği boyutu da gösteriyor. Ülke olarak tarafı olduğumuz birçok sözleşmede adil yargılanma hakkı çok net bir şekilde belirtilmiştir ama ne yazık ki yargının siyasallaşmasında kaynaklı bu hak ile ilgili çok ciddi sorunlar oluştu. Meslektaşlarımız da bu noktadan kendi aldıkları kararla ilk önce açlık grevine daha sonra da bunu eylemlerini ölüm orucuna çevirdiler. Biz arkadaşları olarak bu sürecin son bulmasını istiyoruz. Ebru ve Aytaç’ın eylemlerini meşru görüyoruz ve her zaman yanlarında olduğumuzu belirtiyoruz. Avukatların ölüm orucunda olması yargının geldiği boyutu gözler önüne sermektedir. Meslektaşlarımız yaşamı kritik bir aşamaya gelmiştir ve biran önce taleplerinin karşılanmasını istiyoruz” dedi.