Mustafa Koçak ‘yeniden yargılama’ talebiyle ölüm orucuna başladı

İstanbul Adliyesi’nde savcı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alındığı eylem hakkındaki dava kapsamında müebbet hapis cezası alan ve yeniden yargılama talebiyle açlık grevine başlayan Mustafa Koçak, eylemini ölüm orucuna dönüştürdü.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 30 Eylül 2019
  • 18:49

Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde Berkin Elvan davasına bakan savcı Mehmet Selim Kiraz’ın ölümü, iki devrimcinin de şehit düşmesiyle sonuçlanan eyleme ilişkin açılan davada, müebbet hapis cezası alan ve yeniden yargılama talebiyle 3 Temmuz’da açlık grevine başlayan Mustafa Koçak, eylemini ölüm orucuna çevirdiğini duyurdu.

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, bugün konuya ilişkin basın açıklaması yaptı.

İzmir Barosu’nda düzenlenen ve Musafa Koçak'ın ailesi ile avukatının katıldığı açıklamayı ÇHD Genel Sekreteri Nergiz Tuba Aslan okudu. Aslan, Mustafa Koçak’ın “eylemde kullanılan silahı temin ettiği” gerekçesiyle 4 Ekim 2017 tarihinde tutuklandığını ve tutulduğu Şakran 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde 90 gündür açlık grevinde olduğunu hatırlattı.

Koçak’ın savunma hakkının ihlal edildiğini ve son savunmaları alınmadan 11 Temmuz tarihinde İstanbul 27'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildiğini ifade eden Aslan, Koçak'ın da buna karşı açlık grevine başladığını belirtti.

Aslan, Koçak’ın eylemini ölüm orucuna çevirme kararı aldığını belirterek şunları ifade etti:

“Cezaevi idaresi tarafından, süresiz açlık grevine başladığı günden bu yana, kendi idaresi dışında sürekli müdahale ve besleme ile tehdit edildi. Mustafa Koçak cezaevinde revirine çıkmayı ve hastaneye sevk edilmeyi reddetmektedir. Koçak cezaevi müdürüne uluslararası düzenlemeleri hatırlattığını, müdürün ise kendisine sinkaflı küfürlerle yanıt verdiğini söyledi. Cezaevi hekiminin taraflı ve düşmanca tutumu nedeniyle hekime muayene olmayı reddeden Mustafa Koçak’ın bağımsız bir hekim tarafından muayene edilme ve sağlık sürecinin takip edilmesi gerekir. Koçak günde iki adet B kompleks almaktadır. Avukatlarının görüştüğü hekimlerin, açlık grevinde gelinen kritik aşama nedeniyle artık saf B-1 vitamini kullanması gerektiği ifade edilmiştir. Ancak buna rağmen, Mustafa Koçak’ın kendisine saf B-1 vitamini verilmesi için idareye dilekçe yazdığı dilekçeye haftalardır herhangi bir yanıt verilmemekte, keyfi olarak B-1 vitamini alması engellenmektedir.”

“Yeniden adil yargılanma yapılsın!”

Avukat Ezgi Çakır da Koçak’ın ölüm orucuna girmesine ilişkin gönderdiği mektubu okudu. Koçak’ın mektubunda şu ifadeler yer aldı:

“Mahkemeler siyasi hesaplaşma aracı değildir. Özel ihtisas mahkemeleri kaldırılsın! Muhbir toplum istemiyoruz. İtirafçılık yasaları kaldırılsın! İşkence insanlık suçudur. İstanbul siyasi şubedeki işkenceci polisler tespit edilsin ve cezalandırılsın. Yeniden Adil yargılanma yapılsın, hukuksuz, kanunsuz tutukluluğuna son verilsin. Tahliyemi istiyorum. Bana ve bu halka yaşatılan adaletsizlikler son bulsun adalet istiyorum.”

“Kendi kirli elbiselerini oğluma giydirmeye çalıştılar”

Oğlunun verdiği mücadeleden onur duyduğunu ve yanında olduğunu belirten Koçak’ın annesi Zeynep Koçak da “Oğlum için devletin kapısında gideceğim, isterse köprüde de eylem yapacağım ve isterse ben de adliyede ölüm orucuna gireceğim” dedi. Baba Hasan Koçak ise şöyle konuştu:

“Biz bunu makarna ile büyütmedik. Devletin kömürü ile büyümedik. Biz Mustafa’yı anlımızın teriyle büyüttük. Çünkü Mustafa’yı itirafçı etmeye çalıştılar. Mustafa itirafçı olmadı ve kendi kirli elbiselerini oğluma giydirmeye çalıştılar.” 

İtirafçı Berk Ercan ifadesini değiştirip Koçak’ı suçlamıştı

Koçak’a müebbet hapis cezası verilmesinde ifadesi dayanak yapılan itirafçı Berk Ercan, 19 Temmuz 2017’de verdiği ilk ifadesinde savcı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alınmasına ilişkin herhangi bir “bilgi” vermemiş, 25 Ağustos 2018’deki ifadesinde “Talebiniz üzerine önceki ifadelerimde ismini verdiğim Mustafa Koçak hakkında ayrıntılı beyanda bulunacağım” diyerek şunları öne sürmüştü:

“Köftecide yemek yiyip sohbet ederken, örgütün eylemlerini ve stratejilerini konuştuğumuz esnada kendisi Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edilmesi olayında kullanılan silahı kendisinin temin ederek Şafak Yayla’ya verdiğini bizzat söyledi”