İzmir Mülteci Dayanışma Platformu, seçim döneminde mültecilere karşı artan ırkçı söylemlere karşı Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. “Hepimiz mülteciyiz, ırkçılığa hayır!” pankartı açılan eylemde basın metnini Meral Kaban okudu.
Kaban tarafların propaganda için tercih ettikleri dili kaygıyla takip ettiklerini belirterek, “Mitinglerde, TV ekranlarında, sosyal medyada kullanılan bu zehirli dil toplumun en alt katmanında bulunan mülteciler için olduğu gibi aynı zaman ve sebeple hak talep eden bütün taraflara zarar verecektir” dedi.
Ülkenin doğru bir mülteci politikasının olmadığını belirten Kaban, Cenevre Sözleşmesi’ni hatırlatarak şöyle devam etti:
“Hak ve adaletten yana olduğunu iddia eden tüm siyasi parti ve liderlerinin, mülteci haklarını tanımaları beklenirken, aksine her fırsatta ve yaşanan her olumsuzlukta mültecileri sorumlu tutmaları, onları ‘günah keçisi’ ilan etmeleri, hem nefret söylemi doğru değildir.”
Türkiye'de nefret söylemi ile nefret suçu arasındaki mesafenin çokta uzak olmadığı vurgulayan Kaban, “Yükselen ırkçılık, oluşturulan nefret iklimi, ona hizmet eden şoven dil ve söylemler düşünüldüğünde zaten dezavantajlı olan mültecilerin, gelecek ve de yaşam hakkı ile ilgili kaygılarının her geçen gün artarak devam etmektedir” şeklinde konuştu.
Kaban, hiçbir seçim sonucunun insan hak ve yaşamından önemli olmayacağını belirterek şunları ifade etti:
“Dezavantajlı herhangi bir kesimi düşman ve öteki olarak gösteren hiçbir siyaset yüzde 99,9 oyla dahi seçilse meşru olmayacaktır. Bizler mülteci hak savunucuları olarak, hangi siyasi cephe/ittifaktan geldiğine bakmaksızın, linç kültürüne hizmet eden bu söylemlerin derhal terkedilip, mülteci hakları başta olmak üzere, gerçek sorunlara dair çözüm önerilerini dillendirmeye davet ediyoruz. Zira haklardan yararlanmak için vatandaş değil, insan olmanın yeterli olduğunu belirtiyor ve aksi halde yaşanan tüm olumsuzluklarda bu dil ve söylemin sahiplerinin sorumlu olduklarını hatırlatıyoruz.”
Açıklama slogan ve deyişlerle son buldu.