İnsan Hakları Derneği’nde (İHD) Hapishane Komisyonu toplantısı öncesi, ev hapsinde bulunan ancak tedavi için izin alarak evden çıkan Sibel Çapraz'la, hastane randevusunu beklediği süre içinde karşılaştık.
Sibel, yaralı gözaltına alındığı için Bakırköy Hapishanesi'nden “tedavi” edilmesi gerekçesiyle Menemen R Tipi Hapishanesi'ne götürülmüştü. Burada Sağlık Bakanlığı'na dahi bağlı olmayan taşeron şirkette çalışan pratisyen hekim, Sibel Çapraz'a ağrılarının dinmesi için ya ağrı kesici vermiş, ya da hastaneye sevk etmiş. Sibel bunları sohbetimizde anlattı. Daha da anlattıkları var.
Tutsaklara yapılan işkencenin özeti
Menemen R Tipi Hapishanesi'ne yine “tedavi” için gönderilen Ergin Aktaş da bulunuyor. Şimdi orada yatalak hasta durumunda Ahmed Hami ve Yusuf Bulut da “tedavi” ediliyor. Sibel'in anlattıklarıyla, buraya hapishaneden çok işkencehane demek gerekiyor. Sağ kolunu (kurşun bu kolunda patladığı için) kullanamazken fizik tedavi diye, “tedavi” olmaya gönderildiği hapishanede, açık görüş yerinde sınırlı egzersiz hareketleri yaptırılmış. Hastaneye götürüldüğünde ise İzmir Yeşilyurt Devlet Hastanesi'nde mahkum koğuşuna, erkek adli tutukların arasına konulmuş. Fiziki saldırı olmamış, ama tutukluların aralarında küfürleşmeleri Sibel'i fazlasıyla rahatsız etmiş. Bunu yapan hapishane idaresi Ergin Aktaş'la aynı gün, aynı saatte açık görüşü olduğunda, kadın ve erkeğin birlikte görüşmesi yasak diyerek, Ergin Aktaş'a açık görüşü, avukat görüş yerinde yaptırmış.
Menemen R Tipi’nde siyasi tutsak olarak yalnızca Sibel ve Ergin var. Ama idare iki tutsağın birbirlerini görme ihtimaline karşı hücre kapılarının cam mazgallarına bile önce kağıt yapıştırmış sonra boyamış.
Kolları yok, ama kocaman bir yüreğe sahip
Ergin Aktaş'ın iki kolu yok. Menemen R Tipi Hapishanesi'nde 1 yıldır tek kişilik hücrede tutuluyor. Hücresinde banyo yok. Adli tutuklularla banyoya götürülüyor. Ergin Aktaş bu yüzden uzun süredir banyo dahi yapamamış. Adli tutuklularla banyoya gitmemesinin haklı nedenleri var. Ergin Aktaş'ın yan hücresine “tecavüzcü asker” konulmuş. Ergin Aktaş havalandırmaya çıktığında yan hücredeki tecavüzcü küfür etmeye başlamış. “Sesleri duyunca ben de kapıyı yumruklamaya başladım” dedi Sibel. “‘Ergin'e saldırıyorlar, onu Ergin'in yanından alın’ diyerek bağırdım” Bir süre sonra tecavüzcüyü Ergin Aktaş'ın yan hücresinden almışlar.
Sibel, Ergin Aktaş'ı anlatırken duygusallaştı: “Benim daha önce hapishane deneyimim yok. Ama Ergin arkadaş bana epey yardımcı oldu. Bağırarak iletişim kuruyorduk. Ergin arkadaş sürekli bana deneyim aktarıyordu.” Normal koşullarda Ergin Aktaş'ın yaptığı sıradan ve olması gereken devrimci bir davranıştır. Ama yaklaşık 1 yıl işkencehanede kalmaktan farksız biçimde hapishanede olan bir tutsak için çarpıcı bir durum. Ergin'in kolları yok ama kocaman bir yüreğe sahip. Kendisi ne durumda olursa olsun yoldaşına yardım etmeyi önceliyor.
Verili durumda gülünemese de fıkra olarak anlatılabilecek bir olay var. Kendine yönelik saldırılara karşı sürekli eylem yapan Ergin Aktaş'ı Menemen Hapishanesi'nde tutabilmek için “iyi halli” diye rapor hazırlamışlar!
Sorunları duyurmak, saldırıları dizginliyor
Sibel, kamuoyu oluşmasının tutsaklar üzerindeki baskıyı bir nebze olsun dizginlediğini anlattı. Bakırköy Hapishanesi'ndeyken kolonoskopiye girmek için bir ilaç kullanması gerekiyormuş. Ama bu ilacın Sibel'in sağlık durumunda nasıl kullanılacağını bilen doktor yokmuş. Sabahın 6'sında hastaneye götürmüşler, doktorlar gelmediği gerekçesiyle hapishaneye geri götürmüşler. “3 ay ilacı kullanamadığım için kolonoskopiye giremedim. Birgün benim bu durumum basında çıktı. Ertesi günü hastaneye götürüldüm, ilacı kullanıp kolonoskopiye girdim.”
Ergin Aktaş'ın yaşadığı işkenceyi duymak ve duyurmak gerekiyor.
Muharrem Kurşun