İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, Marmara Bölgesi hapishanelerinde 1 Temmuz -31 Aralık 2018 arasında gerçekleşen hak ihlallerini 94 sayfalık rapor haline getirdi. Rapor bugün saat 12.30'da yapılan basın toplantısında özetlenerek aktarıldı.
Toplantıda ilk sözü İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri alarak hapishanelerde artan hak ihlallerine dikkat çekti. Yapılan başvuruya kıyasla hak ihlalleri sayısının çok daha fazla olduğunu belirten Yoleri, bunun nedeninin gelen bir başvuruda ayrı ayrı hak ihlallerinin olması olduğunu ifade etti.
“2018 yılında toplam 1186 başvuru oldu”
Raporu Hapishane Komisyonu’ndan Hatice Onaran okudu. 27 hapishaneden başvuru aldıklarını belirten Onaran, ilk 6 ayda 543 olan başvuru sayısı ile birlikte 2018 yılında toplam başvuru sayısının 1186 olduğunu ifade etti.
Raporda yaşanan hak ihlallerinin “İşkence, kötü muamele, darp, tehdit, disiplin cezaları, sürgün sevk, ayrımcılık, infaz yakma, çıplak arama, görüş yasakları, ters kelepçe uygulaması, tekmil dayatması ve 'diğer' olarak sınıflandırılmış ve başvurular” olduğunu dile getiren Onaran, hak ihlallerinin aylara göre yazıldığını ifade etti.
Disiplin cezaları ve infaz yakma
Hapishanelerde tutsaklara yönelik işkenceyi belirten Onaran, disiplin cezaları üzerine şunları söyledi:
“Mahpuslara keyfi olarak disiplin cezaları verilmekte ve bu disiplin cezaları birbirine eklenmek sureti ile hak mahrumiyetinde süreklilik sağlanmaktadır. Slogan atılması, görevliyi çağırmak için hücre kapısına vurulması, itiraz ve şikayet dilekçesi vermek bile disiplin cezasına gerekçe yapılmaktadır. Verilen disiplin cezaları, mahpuslara yönelik tecridi derinleştiren iletişim ve görüş yasaklarıyla birlikte hücre cezalarını da içermektedir. Üç disiplin cezası, mahpusun infazının yakılması için yeter gerekçe kabul edilmektedir.
Örneğin; Şakran 4 No’lu Cezaevi B-13 Koğuşunda bulunan Hulki Güneş’in üç kez hücre cezası alması gerekçesiyle infazı yakılmıştır.”
Hasta mahpusların tedavileri engelleniyor
Sağlık hakkına erişim engeli konusunda raporda şu ifadeler yer aldı:
“Revire sevk edilmeme ya da geç sevk edilme, acil durumlarda dahi aylar sonra hastaneye sevk, hastaneye sevk edilse dahi kontrol, tetkik ve muayenelerin randevularına zamanında götürülmeme, hastane gidişlerinde hasta mahpuslara ters kelepçe dayatılması, hastanelere kafes denilen hücreli ring araçlarıyla götürülmek istenmeleri, çıplak arama zorlamasını kabul etmeyen hasta mahpusların hastanelere götürülmemeleri, doktor muayenesi sırasında askerin odadan çıkmak istememesi, muayene sırasında mahpusun kelepçelerinin çıkarılmaması, kelepçeli ve jandarma eşliğinde muayeneye zorlanma, yine bazı doktorların aşağılayıcı, rencide edici ya da siyasi saiklerle hareket ederek mahpuslara ayrımcılık uygulanması gibi sağlık hakkı ihlalleri halen devam etmektedir.
Yine farklı siyasi görüşten mahpusların aynı ring aracıyla götürülerek provokasyon ve nefret saldırılarına ortam yaratılması gibi uygulamalar nedeniyle mahpuslar hastanelere gidememekte ve tedavi olamamaktadırlar.
Bunların yanında hapishanede sürekli ve uzman bir doktorun bulunmaması hasta mahpusların tedavilerinin önündeki en büyük engellerdendir.”
“Diğer hak ihlalleri”
İletişim hakkı ihlallerini anlatan Onaran, diğer hak ihlalleri konusunda şu ifadeleri kullandı:
“Üstte belirtilen kategorilere doğrudan girmemekle birlikte yaşanan sorunları ağırlaştıran kimi uygulamalar bu başlıkta toplanmıştır.
Mahpusun sahip olacağı giysi sayısına getirilen kısıtlamalar, giysilerdeki renk ve yazı kısıtlamaları, mahpusun ihtiyaçlarının dışarıdan teminine izin verilmemesi ve kantinden fahiş fiyatla ihtiyaç teminine zorlanması, ziyaretçilere uygulanan kötü muamele vb. durumlar bu başlık altında düşünülebilir.”
Açlık grevleri
Raporun son bölümünde açlık grevlerine yer verildi. İmralı’da tecritin son bulması için Marmara Bölgesi hapishanelerinde 105 tutsağın açlık grevinde olduğu belirtildi.
Bununla birlikte, avukatların açlık grevine ilişkin olarak “Tutuklu bulunan ÇHD’li beş avukat, Aycan Çiçek (Düzce), Aytaç Ünsal (Burhaniye), Behiç Aşçı ve Selçuk Kozağaçlı (Silivri), Engin Gökoğlu (Tekirdağ) adil yargılanma talebiyle bugün itibari ile 28 gündür açlık grevinde bulunmaktadır” denildi.
Kasım ayında hak ihlallerinde grafiklerde bir artış olduğunu belirten Hapishane Komisyonu üyesi, “Kasım ayında hak ihlallerinde bir artış olmadı diyemeyiz. Ama bizim grafiklerimizdeki artışın asıl nedeninin diğer aylarda pek çok mahpus mektubunun engellenmesinden kaynaklı olduğunu düşünüyoruz” dedi.
“Hak ihlalleri dışarıda yürütülecek mücadeleyle engellenir”
Gülseren Yoleri raporun son cümlesi olan “Hapishanelerde yaşanan hak ihlallerini sadece mahpusların mücadelesi değil dışarıdan yürütülecek mücadeleyle önlemek mümkün olabilir” ifadelerini hatırlatarak, İHD olarak bu sözlere uygun davrandıklarını ve bunun çok önemli olduğunu belirtti. Bunu somut olarak, Katar’da bir Türkiyeli mahpus için girişimleri sonrasında, Katarlı yetkililerin mahpusla görüşmeye gittiklerini belirterek örnekledi.
Açıklamalardan sonra basın toplantısı bitirildi.
Kızıl Bayrak / İstanbul