Mahmud Abbas TBMM’de konuştu

Filistin direnişi karşısındaki tutumu tartışmalı, Batı Şeria’da kitle desteği %2-3 bandında olan Abbas, gerçekte çaresiz/etkisiz bir figürdür.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 16 Ağustos 2024
  • 19:00

Siyonist savaş çetesinin Gazze’de yaptığı soykırım 11. ayında devam ederken, AKP şefi Tayyip Erdoğan Batı Şeria’daki Filistin yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ı Ankara’ya çağırdı. Bir süre önce yaptığı açıklamada Abbas’ı daha önce de davet ettiğini ancak davete olumlu yanıt alamadıklarını söylemişti. Belli ki, Ankara’ya gelmesi için ısrarlı olmuş ya da baskı yapmışlar Abbas’a. 

Soykırım çetesinin başı Binyamin Netanyahu’nun ABD Kongresi’nde konuşma yapması ve 57 kez alkışlanması, İsrail’le işbirliğini sürdüren Erdoğan tarafından “sert” ifadelerle eleştirildi. “Siz Netanyahu’yu Kongre’de konuşturursunuz biz de Abbas’ı TBMM’de konuştururuz” havalarına giren Erdoğan için Abbas’ı kullanarak gösteri yapma isteği, son dönemde belirginleşmişti.

 Sonuç itibarıyla Abbas TBMM’de konuştu. Mecburen Erdoğan’ı ve rejimini “Filistin halkının dostu” diye andı ve bu tutumu için teşekkür etti. Oysa Abbas Ankara’ya gelmeden birkaç gün önce AKP’nin palazlandırdığı Saray rejiminin gözdelerinden Zorlu Holding, işgalci/katliamcı İsrail ordusuna ucuz elektrik sağlama anlaşmasını uzatmıştı. İşgalci ordunun üslerine ucuz elektrik sağlayan Dorad Energy hisselerinin yüzde 25’i, Zorlu Holding bünyesindeki Zorlu Enerji şirketine ait. 

Lafta İsrail’e sert eleştiriler yönelten AKP şefi ile bazı müritlerinin samimiyetten uzak olmaları, Abbas’ı TBMM’de konuşturarak siyasi prim toplamaya çalıştıkları izlenimini güçlendiriyor. Sarayın “gözde holdingleri” Gazze’de soykırım yapan işgalci orduya ucuz elektrik sağlarken, Erdoğan’ın “Filistin dostu” pozları vermesine kim inanır?

Abbas Ankara’ya geldi, Filistin’de olup bitenleri kısmen anlattı, kendi mesajlarını verdi. Erdoğan’a “bakın, Abbas bile benim Filistin halkının dostu olduğumu söyledi” deme imkanı sunması dışında, konuşmanın Filistin halkının davasına bir katkısı ya da Gazze’deki işgal ve soykırım savaşının bitmesine katkısı olmayacak. Zira edilen keskin laflara rağmen Erdoğan’ın ya da başında bulunduğu rejimin İsrail’e karşı herhangi bir somut adım atması beklenmiyor. Tüm Amerikancı siyasal İslamcılar gibi AKP’nin de emperyalist/siyonist güçlerle ilişkileri her zaman önceliklidir. Hal böyleyken Filistin davasının haklılığından, Kudüs’ün kutsallığından dem vurmak ise, kaba sahtekarlıktan öte bir anlam taşımıyor. 

Tayyip Erdoğan’la sohbet ettikten sonra kürsüye çıkan Mahmud Abbas, “Filistin Devlet Başkanı” diye anons edildi. Bu da sahte bir söylemdi. Zira ortada Filistin devleti diye bir şey yok. 

Filistin direnişi karşısındaki tutumu tartışmalı, Batı Şeria’da kitle desteği %2-3 bandında olan Abbas, gerçekte çaresiz/etkisiz bir figürdür. Halen İsrail’le işbirliğini sürdürüyor, Batı Şeria’da silahlı direnişin gelişmesini engellemeye çalışıyor, Gazze’deki soykırımdan sorumlu olan ABD emperyalizminin sağlayacağı “barışa” bel bağlıyor. TBMM’de yaptığı konuşmada Abbas’ın öne çıkan bazı vurguları şöyle oldu:

“Acılı halkımın mesajıyla geldim”

"Sizlere, büyük acıyı yaşayan halkımın mesajıyla geldim. 1948'den beri felaketi yaşayan halkım, işgalci İsrail'in suçlarına karşı büyük bir mücadele vermekte. Konuşmama, on binlerce şehidimize rahmet dileyerek başlamak istiyorum. İsrail'in saldırıları, cinayetleri ve soykırımı nedeniyle şehit olanları anıyorum. Bunların sonuncusu İsmail Haniye'yi katlederek işlenen suç olmuştur." 

“ABD felaketin devam etmesini destekliyor”

“Gazze'nin altyapısının 3'te 2'si yıkılmış vaziyette. Filistin halkı oralarda evsiz, yurtsuz bırakıldı. Buna rağmen BM'de ABD, üç kez ateşkesi engellemek için veto hakkını kullandı. Bütün dünyanın İsrail'in karşısında durduğu yerde ABD felaketi desteklemeye devam ediyor. Filistin halkı, tüm gruplarıyla İsrail'in karşısındadır. Bizim önceliğimiz İsrail saldırganlığının bedeli ne olursa olsun durdurulmasıdır. 

Amacımız BM nezdinde tam üyeliği elde etmek. Bizim siyasi ve hukuki mücadelemiz, halk direnişimizle beraber devam edecektir. ABD'yi, Filistin Devleti'ni tanımak zorunda bırakıncaya kadar mücadele edeceğiz. Bizler uluslararası toplumu, UAD'nin kararlarını uygulamaya çağırıyoruz. Türkiye'nin bunu yerine getireceğinden eminiz."

“Gazze'ye gideceğim”

“Filistin'deki bütün kardeşlerimle birlikte Gazze'ye gitme kararı aldım. Bütün gücümle bunu gerçekleştireceğim. Bunun bedeli benim hayatım olsa da benim hayatım Gazze'deki bir çocuğun hayatından daha değerli değil. Ya zafer ya şehadet.”

“İşledikleri suçlardan kurtulamayacaklar”

"Katiller ve savaş suçluları, işledikleri suçlardan kurtulamayacaklar. Bunlar zamanaşımı ile düşmez. İşledikleri suçların hesabı onlardan sorulacaktır. Uluslararası kuruluşlarla işbirliğine devam edeceğiz. BMGK ile de çalışmaya devam edeceğiz. Filistin Devleti'nin uluslararası toplumda hak ettiği yeri sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz.”

"Birlik için çalışmaya devam edeceğiz"

“Bizler ülkemizin birliği için samimi şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Kendi aramızdaki görüşmeler devam ediyor. Uzlaşıyı ne kadar hızlı tesis edersek zafere de o kadar hızlı ulaşırız. Zafere ulaşmanın en güçlü yolu ulusal birliktir. Dostlarımıza teşekkür etmek istiyoruz, bu erdemli sonuca ulaşmak için. Bizler ulusal uzlaşıyı gerçekleştirmedikçe kafamızın rahat etmesi mümkün değil.”

“Kudüs bizim için kırmızı çizgi”

“BM Güvenlik Konseyi ile çalışmaya devam edeceğiz. Halkımız destansı direnişi ile haklarını savunmakla kalmıyor, bölgeye egemen olmak isteyen yayılmacı ve aç gözlü Siyonist harekete karşı Arapları savunmak adına ön saflarda yer almakta. Onlara müsaade etmeyeceğiz.

Hepimiz çok iyi biliyoruz ki Kudüs sizlerin de kalbinde özel yere sahip. Bu konuda ödün vermemiz söz konusu değil. Kudüs'ün Türk halkının kalbindeki konumunu biliyoruz. Kudüs ilk kıblemiz, Mescidi Aksa ilk kıblemiz. Sizin ve bizim için kırmızı çizgidir Kudüs.

Filistin toprağının bir zerresini gözden çıkaran bizden de sizden de değildir. Burası bizlere dinin ve tarihin emanetidir. Halkımız, peygamberimizin emanetinden asla vazgeçmeyecek. Barışa giden yol Filistin'den geçer. İnsanlar, yüksek sesle İsrail'in yıkım güçlerini kınamaktadır."

“Gazze Filistin devletinin ayrılmaz parçasıdır”

"Geçmişte de söyledik, Gazze Filistin devletinin ayrılmaz asli bir parçasıdır. Gazze'de bir başka devlet kurulamaz. Gazze'siz bir Filistin devleti de olamaz. Halkımız kırılmayacak ve teslim olmayacak."

“İşgal sona erecek”

“Mücadeleci, sabırlı ve direnen Filistin halkı için bizler kutsal alanlarımıza bağlıyız. Bağımsızlığımızı ve özgürlüğümüzü muhakkak sağlayacağız. İşgal sona erecektir, Gazze özgür ve ebedi kalacaktır. Hep birlikte, hürriyete, devlete ve Kudüs'e doğru. Yaşasın Filistin-Türkiye kardeşliği. Teşekkürler Türk halkı. Teşekkürler Cumhurbaşkanı. Allah'ın selamı üzerinizde olsun.”

“Filistin devletini inşa edeceğiz”

"Topraklarımızdan ayrılmayacağız. Mısır ve Ürdün'e de İsrail'in tehcir planlarını reddettikleri için teşekkür ediyoruz. Gazze, Filistin Devleti'nin ayrılmaz parçasıdır. Ne pahasına olursa olsun başkenti Doğu Kudüs olan Filistin Devleti'ni inşa edeceğiz."