Mafyatik rejimin kirli elleri cemevlerine de uzanıyor

Alevilere "müjde" cemevlerini ele geçirme, yani sinsi bir saldırı planı çıktı. Bu kaba/küstah saldırıya dur demek için, saray rejiminin dayamasının kurumsal olarak cemevleri tarafından kesin bir şekilde reddedilmesi gerekiyor.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 08 Ekim 2022
  • 16:30

Siyasal islamcılar “fıtratları” gereği mezhepçidirler. Zira dini siyasallaştıranların, din istismarı üzerinden gerici siyaset yapanların kullandıkları en kirli araçlardan biri mezhepçiliktir. Bu IŞİD gibileri için de AKP-MHP türü koalisyonlar için de öyledir. 

Türkiye’deki dinci akımların, tarikatların, cemaatlerin mezhepçiliği bir sır değil. Zira kendileri bunu vesile buldukça tam bir utanmazlıkla ilan ediyorlar. Bunu en çok en pervasız şekilde yapan kişilerden biri de AKP şefidir. Kaldı ki, bu türden sermaye figürlerinin terminolojisi bile dinci-mezhepçidir. Bu ilkel-gerici zihniyet, cemevlerinin kurulmasından büyük bir rahatsızlık duydu, “Bunlar cemevi değil cümbüş evi” türü açıklamalar yaparak etrafa kin ve nefret saçtılar. Ancak Alevi örgütlenmeleri bir realite haline geldikten sonra durum değişti. Bu sefer de cemevlerinin statüsünü tartışmaya çalıştılar. Oysa bu onların haddine düşmediği gibi, onlara bu konuda fikir soran da yoktu. AKP-Fethullah Gülen Cemaati balayı devam ederken, “Cami-cemevi” diye ucube proje dayattılar. Alevilerin yaşadığı emekçi mahallerinde polis şiddeti eşliğinde “Cami-cemevi” inşaatları başlattılar. Ancak AKP-FETÖ ortaklığı bozulunca, Cemaatin projesiydi diyerek inşaatları yıktılar.

Bir dönem “Alevi açılımı” safsatasını da ortaya atmışlardı. Ancak o kirli planı uygulayamadılar. Şimdi ise yeni bir sinsi saldırıya hazırlanıyorlar. Dün verdiği bir vaazda konuya değinen Tayyip Erdoğan, saray rejiminin cemevlerine el koyma hazırlığı içinde olduğunu söyledi.  Saray rejiminin organize ettiği “Cemevleri temel atma ve toplu açılış töreni”nde konuşan AKP şefi şu ifadeleri kullandı:

“Alevi-Bektaşi vatandaşlarımızın ve mekanların tüm meselelerinin takibini yapacak kurumsal bir yapı kuruyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Kültür ve Cemevi Başkanlığı tüm cemevlerinin yönetimini yürütecektir. Cemevi hizmetlerinden eğitim faaliyetlerine kadar kamu güvencesi, desteği ile yürütülecektir.

Cemevlerinde erkan hizmetlerini yürütmekten sorumlu önderlerden bu kurumsal yapı bünyesinde kadro verilecektir…  Cemevlerinin aydınlatma, içme ve kullanma suyu, yapım, onarım, bakım giderlerinin karşılanmasıyla ilgili tüm sorunlar çözülmüş olacaktır.”

Cemevlerine kayyum atama planı

“Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Kültür ve Cemevi Başkanlığı tüm cemevlerinin yönetimini yürütecektir” sözü, dinci-faşist rejimin resmen cemevleri yönetimine ol koymak istediğini gösteriyor. Bu düpedüz cemevlerine kayyum atamak anlamına geliyor. “Cemevlerinde erkan hizmeti yürütenlerin bazılarının devlet memuru yapılması, aydınlatma, içme ve kullanma suyu, yapım, onarım, bakım masraflarının bakanlık tarafından karşılanacak” vaadi bir tür rüşvet/sus payı olarak planlanmış.

Belli ki, saray rejiminin hedefi öncelikle bazı Alev seçmenleri kendi safına çekmektir. Ancak bundan da tehlikeli olan, cemevlerinin dinci-gerici-mezhepçi zihniyetli kişiler tarafından yönetilip yönlendirilmek istenmesidir. Bu sinsi/rezil plan bozulmazsa eğer, cemevlerinin bir tür ‘ucube’ kurumlara çevrilmesi rejimin ilk hedefi olacaktır.

AKP şefi meclisteki vaazında Alevilere “müjde” vereceğini söylemişti. Çıka çıka cemevlerini ele geçirme, yani sinsi bir saldırı planı çıktı. Bu kaba/küstah saldırıya dur demek için, saray rejiminin dayamasının kurumsal olarak cemevleri tarafından kesin bir şekilde reddedilmesi gerekiyor. Ancak bu kadarı yetmez, Alevi örgütlenmeleri başta olmak üzere ilerici güçlerin de bu küstahlığa karşı durması gerekiyor.