Kürt halkının ulusal kurtuluş mücadelesinde ilerlemesinde Mazlum Doğan’ın önemli bir rolü vardır. Mazlum Doğan’ın ‘82 Newrozu’nda üç kibrit çöpüyle tutuşturduğu Newroz ateşi büyümüş ve içten-dıştan söndürme saldırılarına rağmen, söndürülemeyecek bir güce ulaşmıştır.
Mazlum Doğan, kurucularından biri olduğu partisini ve Kürt halkının kurtuluşunu ölümüne savunan yürekli bir Kürt halk önderidir. Onun üç kibrit çöpüyle tutuşturduğu Newroz ateşi Diyarbakır zindanına egemen kılınan teslimiyeti yakmıştır. Başta kadrolar olmak üzere Kürt halkının Newroz ateşini yükseltme gücü ve kararlılığı bulmasını sağlamıştır.
1979 yılında tutuklana Mazlum Doğan 12 Eylül darbesi sonrası Diyarbakır zindanında artan işkencenin birebir tanığıdır. Feda eylemini yaptığı ‘82 Newroz’unda henüz 24 yaşındadır. Güçlü bir yürekle beraber güçlü bir bilince sahiptir. Mahkemede yargılanan değil, yargılayan olmuştur:
“İster bağımsız, ister sıkıyönetim askeri, ister devlet güvenlik, ister ihtisas, isterse de başka isim ve görünüm altında kurulmuş olsunlar; ülkemizi işgal eden, ekonomik ve siyasal kültürel alanda halkımızı sömürgeci vahşet altına alıp Kürtleri millet ve halk olarak yok etmeyi hedefleyen Türkiye devletinin Kürdistan’daki varlığını koruma aracı olan sömürgeci mahkemeler, tarihin kendilerini bağımsız ve özgür bir Kürdistan yaratılması mücadelesine önderlik etmekle yükümlü kıldığı Kürdistan devrimcilerini yargılayacak merci olamazlar. Eğer adına mahkeme denebilirse, bu tür bir mahkemenin vereceği cezalar, hemen her gün sınır boylarında, Kürdistan’ın dağlarında ve ovalarında, şehirlerde, köylerde, mahallelerde vb. insan olmaktan başka hiçbir suçu olmayan yüzlerce Kürdistan insanına alçakça reva görülen cezalardan daha geçerli olamaz. Çünkü sömürgeci mahkemelerin bugüne kadar verdikleri ve bundan sonra verecekleri kararlar ancak sömürgeci zulüm ve vahşeti haklı gören, onu sürdürmek arzu ve çabasında olanlar için geçerlidir.”
Mazlum Doğan kurucusu olduğu partiyi ise şu ifadelerle savunur:
“Evet. Şimdi, genel olarak hareket Türkiye kamuoyunda, resmi basın tarafından, yayın organları tarafından ‘Apocular’ diye tanıtılmaktadır. Halk arasında, bizim dışımızdaki çeşitli Türkiye’deki sol gruplar ve Kürdistan’daki burjuva milliyetçi hareketler tarafından böyle adlandırılmaktadır. Oysa bir siyasal organizasyonun bir kişinin adıyla lanse edilmesi doğru bir şey değildir. Aslında gerçekte de böyle değil. Adı üzerinde bir partidir ve adı da Partiya Karkeren Kürdistan’dır. Daha çok Apocular diye lanse edilmesi Kürt burjuva milliyetçileri tarafından yapılmıştır. Bu, kastın yanı sıra bir de Kürdistan halkının köylü anlayışından kaynaklanıyor.”
Bu ifadelerle Mazlum Doğan esas olan kişi değil partidir, demektedir. O gün orak-çekiçli olan parti bayrağının teslimiyetle lekelenip düşmemesi için, ‘82 Newroz’unda Diyarbakır zindanındaki hücresinde üç kibrit çöpüyle Newroz ateşini tutuşturmuştur.
İki ay sonra Diyarbakır zindanında dört yoldaşı daha bedenleriyle büyütmüştür Newroz ateşini. 14 Temmuz’da başlayan ölüm orucu eylemiyle ateş dört canla daha beslenerek söndürülemeyecek güce ulaşmıştır.
Mazlum Doğan’ın eylemi bireysel gibi görünse de, örgüt ruhu ve bilinciyle gerçekleştirilmiştir. Mazlum Doğan’ı yaşatmak, uğruna ölümü göze aldığı değerleri savunmakla mümkündür.
H. Ortakçı