“Küresel salgın ve OHAL koşullarında insan haklarını savunuyoruz"

İHD ve TİHV İnsan Hakları Haftası’nda ortak hazırladıkları "Küresel salgın ve OHAL koşullarında insan haklarını savunuyoruz" başlıklı raporu basın toplantısında açıkladı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 09 Aralık 2020
  • 18:12

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin 72. yılının öngününde İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ortak hazırladıkları “Küresel salgın ve OHAL koşullarında insan haklarını savunuyoruz” başlıklı raporu açıkladı.

İHD Genel Merkezi’nde düzenlenen toplantıya İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, TİHV Yönetim Kurulu üyesi Sezai Berber ile İHD MYK üyeleri katıldı

İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan "Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisinin yol açtığı siyasal, sosyal, ekonomik, etik vb. boyutları olan küresel kriz koşullarında haklarımıza sahip çıkıyoruz" ifadelerini kullandıktan sonra ortak hazırlanan raporu açıkladı.

Yaşam Hakkı

İHD ve TİHV Dokümantasyon Birimi/Merkezi verilerine göre 2020 yılının ilk 11 ayında yaşam hakkına yönelik ihlallerin bazıları şöyle:

Kolluk güçlerinin yargısız infazı, dur ihtarına uyulmadığı gerekçesiyle veya rastgele ateş açması sonucu 12 kişi yaşamını yitirmiş, 10 kişi de yaralanmıştır.

*Güvenlik güçlerine ve veya resmi kurumlara ait araçların çarpması sonucu en az 2 kişi yaşamını yitirmiş, 1 kişi de yaralanmıştır.

*Mayın ve sahipsiz bomba vb. patlaması sonucu 1 kişi yaşamını yitirmiş, 3 kişi de yaralanmıştır.

*İHD’nin verilerine göre hapishanelerde hastalık, intihar, şiddet, ihmal vb. çeşitli gerekçelerle en az 49 kişi yaşamını yitirmiştir.

*Irkçı ve nefret içerikli saldırılar sonucu 10 kişi yaşamını yitirmiş, 22 kişi yaralanmıştır. Aralarında milletvekili, siyasi parti yöneticisi, yazar, gazeteci ve sanatçıların olduğu en az 14 kişi ise ölümle tehdit edilmiştir.

*Zorunlu ya da muvazzaf olarak askerlik görevini yaparken en az 20 kişi kaza, patlama ve/veya şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmiş, 20 kişi de yaralanmıştır.

*İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre iş kazaları/cinayetleri sonucu Türkiye’de 2020 yılının ilk 11 ayında en az 2032 işçi yaşamını yitirmiştir.

*Erkek şiddeti sonucunda en az 260 kadın öldürülmüştür.

*30 Kasım 2020 tarihi itibariyle resmi açıklamalara göre Covid-19 salgını nedeniyle 13.746 kişi yaşamını yitirmiştir.

*Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) verilerine göre, 28 Kasım 2020 tarihi itibariyle Covid-19 salgını nedeniyle 185 sağlık çalışanı yaşamını yitirmiştir.

İşkence ve diğer kötü muamele

2020 yılının ilk 11 ayında bu konuda gerçekleşen hak ihlalleri şöyle:

*TİHV’e işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı iddiasıyla toplam 573 kişi başvurmuştur. Başvuranların 295‘i aynı yıl içinde işkence ve kötü muamele gördüklerini belirtmişlerdir.

*İHD Dokümantasyon Birimi’nin tespitlerine göre resmi gözaltı yerlerinde en az 417 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmıştır.

*TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin tespitlerine göre en az 174 kişinin resmi gözaltı yerlerinde işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmıştır.

*TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin verilerine göre kolluk güçlerinin toplanma ve gösteri özgürlüğü kapsamında yapılan barışçıl eylem ve etkinliklere müdahalesi sonucu en az 1929 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmış, 65 kişi ise yaralanmıştır. Yine aynı dönemde sokakta ve açık alanda 159 kişi, ev baskınlarında ise 32 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmıştır.

*İHD Dokümantasyon Birimi’nin verilerine göre ise kolluk güçlerinin toplanma ve gösteri özgürlüğü kapsamında yapılan barışçıl eylem ve etkinliklere müdahalesi sonucu en az 2190 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmıştır.

*TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin tespitlerine göre 2020 yılının ilk 11 ayında 10 zorla kaçırma vakası yaşanmıştır.  Daha sonra gözaltında olukları öğrenilen ve serbest bırakılan bu kişilerin işkence ve kötü muameleye maruz kaldıkları anlaşılmıştır.

*6 Ağustos 2019 tarihinde Ankara'da kaybolan Yusuf Bilge Tunç’un akıbeti üzerinden 16 ay geçmesine karşın hala bilinmemektedir.

*İHD Dokümantasyon Birimi’nin verilerine göre baskı ve tehdit yöntemleri ile ajanlaştırma teklif edilip işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığını belirten 160 kişi tespit edilmiş, bunlardan 45’i bizzat İHD genel merkez veya şubelerine başvuru yapmıştır.

*TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin verilerine göre 14 kişi ajanlaştırma gerekçesiyle işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını iddia etmiştir.

Cezaevleri

*İHD Dokümantasyon Birimi’nin tespitlerine göre hapishanelerde hastalık, intihar, şiddet, ihmal vb. çeşitli gerekçelerle en az 49 kişi yaşamını yitirmiş, bunlardan 8 mahpus hastane dönüşü tutuldukları karantina koğuşunda yaşamını yitirmiştir.

*İHD Dokümantasyon Birimi’nin tespitlerine göre hapishanelerde 604’ü ağır olmak üzere toplam 1605 hasta mahpus bulunmaktadır.

*TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin tespitlerine göre 2020 yılının ilk 11 ayında en az 8 mahpus Covid-19 nedeniyle yaşamanı yitirmiştir.

*Özgürce müzik yapabilmek ve adil yargılanma hakkı için 17 Mayıs 2019 tarihinde Grup Yorum üyelerinin başlattığı, cezaevinden salındıktan sonra da sürdükleri açlık grevleri sonucu Helin Bölek, 3 Nisan 2020 tarihinde (açlık grevinin 288. gününde), İbrahim Gökçek ise 7 Mayıs 2019 tarihinde (açlık grevinin 323. gününde) yaşamlarını yitirdiler.

*Adil yargılanma hakkını, keyfi ve yasadışı baskı ve yasakların önlenmesini de içeren temel hakların korunmasını sağlamak amacıyla 3 Temmuz 2019 tarihinde açlık grevine başlayan Mustafa Koçak 24 Nisan 2010 tarihinde (açlık grevinin 297. gününde) yaşamını yitirdi.

*Yine adil yargılanma hakkını, keyfi ve yasadışı baskı ve yasakların önlenmesini de içeren temel hakların korunmasını sağlamak amacıyla 3 Şubat 2020 tarihinde açlık grevine başlayan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukat Ebru Timtik, 27 Ağustos 2020 tarihinde (açlık grevinin 238. gününde) yaşamını yitirmiştir.

Düşünce ve ifade özgürlüğü

*62 basın çalışanı ve 2 yazar gözaltına alındı. 25 basın çalışanı tutuklanırken 14 basın çalışanı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

*5 gazeteci saldırıya uğradı. 3 gazeteciye saldırı girişiminde bulunuldu. 4 gazeteci tehdit edildi. 1 gazeteci ise kendilerini istihbaratçı olarak tanıtan kişilerce ajanlık dayatmasına maruz kaldı.

*2 basın kuruluşuna, 1 ilde ise Gazeteciler Cemiyeti’ne ait araca saldırılar düzenlendi. Bir haber ajansının ofisi 2 kez polis tarafından basıldı.

*253 gazeteci ve basın çalışanı haklarında açılan 132 davada yargılandılar. Sonuçlanan davalarda 32 gazeteci toplam 131 yıl 8 ay 22 gün hapis cezası ve 14 bin 660 TL para cezası ile cezalandırıldı. Bir gazeteci 20 bin TL tazminat ödemeye mahkum edildi. Ayrıca 41 gazeteci hakkında soruşturma başlatıldı.

*Basın İlan Kurumu (BİK) tarafından 7 gazeteye toplam 135 gün ilan kesme cezası verildi. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından 30 basın-yayın kuruluşuna toplam 29 kez program durdurma, 5 gün yayın durdurma, 34 kez ise idari yaptırım ve para cezaları verildi.

*İçişleri Bakanlığı verilerine göre 1 Ocak 2020 ile 1 Kasım 2020 tarihleri arasında toplam 29 bin 19 sosyal medya hesabı hakkında inceleme yapıldı, 12 bin 163 sosyal medya kullanıcısı hakkında ise adli işlem başlatıldı.

*İçişleri Bakanlığı’nın 5 Mayıs 2020 tarihinde yaptığı açıklamaya göre sadece Covid-19 salgını ile ilgili olarak Türkiye genelinde toplam 7 bin 127 sosyal medya hesabı incelendi. Covid-19 salgını ile ilgili sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle 496 kişi gözaltına alındı ve bu kişilerden 10’u tutuklandı.

*Sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle görülen 7 davada 4 kişi 19 yıl 5 ay 27 gün hapis cezası ile cezalandırıldı.

*4 Kasım 2020 tarihinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Türkiye’den günlük erişimi 1 milyondan fazla olan sosyal ağ sağlayıcıları Facebook, Twitter, YouTube, TikTok, Periscope ve Instagram’a temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüklerini yerine getirmedikleri gerekçesiyle 10’ar milyon TL para cezası verdi. 3 Aralık 2020 tarihinde aynı gerekçeyle söz konusu kuruluşlara 30’ar milyon TL para cezası daha verildi.

*165 habere, 862 internet sitesine, 10 sosyal medya hesabına ve 71 internet içeriğine erişim mahkeme kararlarıyla engellendi.

*Ana muhalefet partisi CHP tarafından hazırlanan “21 soruda FETÖ’nün siyasi ayağı”, “Kıdem Tazminatında Fon Aldatmacası” ve “Arpalık Aile Şirketi…” isimli 3 kitap hakkında toplatma kararı verildi. Henüz basılmamış olan bir kitap ile bir gazete sayısı da mahkeme kararıyla yasaklandı.

*Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunu düzenleyen TCK’nin 299. maddesine muhalefet gerekçesiyle En az 28 kişi gözaltına alındı, 3 kişi tutuklandı, 1 kişi hakkında soruşturma başlatıldı. 1 kişi ise hakkında bu gerekçeyle açılan davada Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunu düzenleyen 299. madde uyarınca değil, hakaret suçunu düzenleyen 125. madde uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırıldı.

*5 gazeteci Cumhurbaşkanı’na hakaret iddiasıyla haklarında açılan davalarda yargılandılar, 2 gazeteci beraat etti, 1 gazeteci ise 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırıldı. 30 Kasım 2020 tarihine dek tamamlanmış olan yargılamalarda 10 kişi 12 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile 2 kişi de para cezası ile cezalandırıldı.

*Eski milletvekili Fikri Sağlar ise Cumhurbaşkanı’na hakaret suçundan 10 ay hapis cezası ile cezalandırıldı.

*Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ hakkında Cumhurbaşkanı’na hakaret iddiasıyla Van 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada 1740 TL para cezası ile cezalandırıldı.

Toplanma ve gösteri özgürlüğü

*Valilik ve kaymakamlıklar tarafından 35 ilde, en kısası 1 gün, en uzunu ise 30 gün süreyle olmak üzere 115 kez tüm eylem ve etkinliklerin yasaklanması sonucu TÜİK 2019 verilerine göre söz konusu illerde yaşamakta olan toplam 61 milyon 520 bin 385 yurttaş, Anayasa’da “güvence” altına alınan barışçıl toplanma ve gösteri yapma hak ve özgürlüğünden mahrum bırakılmıştır.

*Bu akıl ve hukuk dışı yasaklar silsilesinin en uç örneği Van’da yaşanmaktadır. Van Valiliği 20 Kasım 2020 itibarıyla aldığı 15 günlük yasak kararı ile Van’da 21 Kasım 2016 tarihinden bu yana kesintisiz olarak uygulanan eylem ve etkinlik yasağı 1474 güne uzatılmış oldu. Başka bir ifade ile Van’da yaşayan yaklaşık 1 milyon 136 bin civarındaki yurttaş en temel demokratik hak ve özgürlüklerini 4 yıldır kesintisiz olarak kullanamaz durumdadır.

*Valiler ve kaymakamlar tarafından aynı dönemde bir güne ve/veya eyleme yönelik olarak ise 29 yasak kararı alınmıştır.

*En az 731 barışçıl toplantı ve gösteriye kolluk güçlerinin müdahalesi sonucunda 1929 kişi işkence ve diğer kötü muamele niteliğinde uygulamalara maruz kalarak gözaltına alındı, 65 kişi yaralandı ve 1’i çocuk olmak üzere 9 kişi de tutuklandı. 100 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken en az 88 kişiye de para cezaları uygulandı.

*İHD Dokümantasyon Birimi’nin verilerine göre ise kolluk güçlerinin toplanma ve gösteri özgürlüğü kapsamında yapılan barışçıl eylem ve etkinliklere müdahalesi sonucu en az 2190 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmıştır.

Bu genel verilerin içinde yer almakla birlikte 2020 yılında farklı toplumsal grupların barışçıl toplantı ve gösterilerine yönelik kolluk güçlerinin müdahele ve engellemeleri ise şöyledir:

*Covid-19 salgınına yönelik alınan önlemlere ve artan polis şiddetine dair yapılmak istenen en az 11 toplantı ve gösteriye kolluk güçlerinin müdahalesi sonucu 76 kişi işkence ve diğer kötü muamele niteliğinde uygulamalara maruz kalarak gözaltına alındı. Gözaltına alınan 24 kişiye para cezası kesildi.

*Siyasi parti ve örgütler tarafından yapılmak istenen en az 24 toplantı ve gösteriye kolluk güçlerinin müdahalesi sonucu 151 kişi işkence ve diğer kötü muamele niteliğinde uygulamalara maruz kalarak gözaltına alındı, 13 kişi yaralandı. 24 toplantı ve gösteri ise fiilen engellendi.

*Kadın ve LGBTİQ+ hakları için yapılmak istenen en az 14 barışçıl toplantı ve gösteriye kolluk güçleri müdahale etti, 9 toplantı ve gösteri fiilen engellendi. Bu müdahaleler sonucu en az 153 kişi işkence ve diğer kötü muamele niteliğinde uygulamalara maruz kalarak gözaltına alındı, 27 kişi yaralandı. Gözaltına alınan 10 kişiye para cezası kesildi. Ayrıca, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili basın açıklamalarına katıldıkları için 18 kadına 3 bin 150’şer Türk Lirası para cezası verildi.

*Çevre ve kent hakkına dair yapılmak istenen en az 12 barışçıl toplantı ve gösteriye kolluk güçlerinin müdahalesi sonucu 84 kişi işkence ve diğer kötü muamele niteliğinde uygulamalara maruz kalarak gözaltına alındı, en az 3 kişi yaralandı. Ayrıca bu eylemlere katılan 9 kişi evleri basılarak gözaltına alındı, bu kişilerin 5’i adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı, doğa nöbetine katılan 4 kişiye ise para cezası kesildi.

*Çeşitli toplantı ve gösterilere katıldıkları gerekçesiyle 507 kişi hakkında açılan davaların görülmesine devam edildi. Yargılanan 130 kişi toplam 253 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırıldı, 61 kişi ise beraat etti.

Örgütlenme Özgürlüğü

*Farklı dernek, vakıf, sendika ve meslek örgütlerinin üye ve yöneticisi olan en az 337 kişi gözaltına alındı, 87 kişi tutuklandı, 139 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

*Farklı dernek, vakıf, sendika, meslek örgütlerinin üye ve yöneticisi 74 kişi hakkında açılmış olan davaların görülmesine devam edildi, 4 kişi hakkında soruşturma başlatıldı. Tamamlanan davalarda 3 kişi toplam 11 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırıldı. Ayrıca 3 kurum hakkında soruşturma başlatıldı.

*Mahkeme kararıyla 1 sendika (Tüm Emekli-Sen) kapatıldı, 1 vakfa (Bilim ve Sanat Vakfı) kayyım atandı.

*‘Örgüte yardım ve yataklık etmek’, ‘örgüt propagandası yapmak’ ve ‘örgüt üyesi olmak’ gibi gerekçeler ile en az 1.145 kişi gözaltına alındı, 174 kişi tutuklandı, 277 kişi adli kontrol şartıyla, 23 kişi ise ev hapsi şartıyla serbest bırakıldı.

*En az 916 kişi hakkında ‘örgüte yardım ve yataklık etmek’, ‘örgüt propagandası yapmak’ ve ‘örgüt üyesi olmak’ gibi gerekçeler ile daha önceden açılmış davaların görülmesine devam edildi.

*İçişleri Bakanlığı 28 Kasım 2020 tarihinde yaptığı açıklamaya göre PKK/KCK soruşturmaları kapsamında 27-28 Kasım 2020 tarihlerinde 42 ilde düzenlenen operasyonlarda 641 kişi gözaltına alındı.

*40’ı belediye eş başkanı, 2’si seçilmiş ancak KHK’lı oldukları için mazbataları verilmemiş belediye eş başkanı, 54’ü belediye meclisi üyesi, 1’i il genel meclisi üyesi, 7’si muhtar olmak üzere yerel yönetimlere seçilmiş 104 kişi gözaltına alındı. Ayrıca belediyelerde çalışan 11 kişi de bu soruşturmalarda gözaltına alındı.

*12’si belediye eş başkanı, 7’si belediye meclisi üyesi ve 1’i muhtar olmak üzere 20 kişi tutuklanırken, 27 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

*3’ü il, 11’i ilçe ve 2’si belde olmak üzere toplam 15 belediyenin başkanı İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınarak yerine kayyım atandı. 31 Mart 2019’da yapılan yerel seçimlerden bu yana, 5 büyükşehir, 3 il, 33 ilçe, 7 belde belediyesi olmak üzere HDP’li 48 belediyeye ve CHP’li 1 ilçe belediyesine kayyım atandı.

*31 Mart’ta seçilmiş belediye eş başkanlarının 33’ü tutuklandı, 14 belediye eş başkanı hâlâ tutuklu. Ayrıca görevden alınan 1 CHP’li belediye başkanı tutuklandı.

*1 il belediye başkanı İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırıldı, 1 ilçe belediye başkanın da mazbatası Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından, hakkında kesinleşmiş hapis cezası hükmü olduğu gerekçesiyle iptal edildi.

*Belediye meclisi üyesi 22 kişi, il genel meclisi üyesi 7 kişi İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alındı.

*5 muhtar ile 1 muhtar azası görevden alındı.

*İki belediye başkanı (İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Rize Fındıklı Belediye Başkanı) hakkında İçişleri Bakanlığı tarafından farklı gerekçeler ile soruşturma başlatıldı.

*42 belediye eş başkanının haklarında daha önceden açılmış davaların görülmesine devam edildi.

*3 milletvekilinin vekillikleri, haklarındaki kesinleşmiş mahkeme kararlarına dayanarak düşürüldü ve tutuklandı.

*Önceki dönemlerde milletvekilliği yapmış 4 kişi gözaltına alındı, 3’ü tutuklandı.

*4 milletvekili ile önceki dönemde milletvekilliği yapmış 1 kişi hakkında çeşitli gerekçeler ile soruşturma açıldı.

*1 milletvekili hakkında açılan davada ‘örgüt üyesi olmak’ suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırıldı.

*Önceki dönemlerde milletvekilliği yapmış 12 kişi hakkında önceden açılmış davaların görülmesine devam edildi.

*64 milletvekili hakkında 260 fezleke hazırlandı (AKP’den 2 milletvekili hakkında 2 fezleke, CHP’den 9 milletvekili hakkında 12 fezleke, DBP’den 1 milletvekili hakkında 13 fezleke, HDP’den 42 milletvekili hakkında 217 fezleke, İYİ Parti’den 5 milletvekili hakkında 6 fezleke, MHP’den 1 milletvekili hakkında 1 fezleke, TİP’ten 1 milletvekili hakkında 1 fezleke ve bağımsız 3 milletvekili hakkında 8 fezleke). 

*Siyasi parti üye ve yöneticisi olan en az 492 kişi gözaltına alındı. [Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) 412 kişi, Demokratik Bölgeler Partisi’nden (DBP) 11 kişi, Emek Partisi’nden (EMEP) 3 kişi, Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nden (ESP) 52kişi, Gelecek Partisi’nden 5 kişi, Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) 1 kişi, Emekçi Hareket Partisi’nden (EHP) 4 kişi, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi’nden (SYKP) 1 kişi, İYİ Parti’den 1 kişi, Türkiye İşçi Partisi’nden 1 kişi, Devrimci Parti’den 1 kişi].

*121’i HDP’nin, 2’si DBP’nin, 19’u ESP’nin, 1’i CHP’nin, 1’i SYKP’nin üye ve yöneticisi olan en az 144 kişi tutuklandı.

*Değişik il ve ilçelerde 7 parti binasına kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından saldırıya uğradı. Daha sonra kendisi polise teslim olan 1 saldırgan tutuklandı.

*Siyasi parti üye ve yönetici olan en az 112 kişi hakkında daha önceden açılmış davaların görülmesine devam edildi. 11 kişi hakkında ise soruşturma başlatıldı.

Kürt sorunu

*Kürtlere yönelik ırkçı ve nefret içerikli 9 ayrı saldırı sonucu 2 kşi yaşamını yitirmiş, 7 kişi yaralanmıştır. Bu saldırılardan 2’si zorunlu arkerlik hizmetini yapan kişilere diğer askerler tarafından yapılmıştır

İktidar bloğunun Kürt sorununa yönelik imha ve inkâr politikalarına toplumun güçlü bir itirazı anlamına gelen 31 Mart 2019 yerel seçimlerinin sonuçlarını yok sayan kayyım atamaları, seçilmiş Kürt siyasilerin tutuklanmaları gibi demokrasi dışı uygulamalar 2020 yılında da devam etti. Örgütlenme özgürlüğü başlığı altında ayrıntılı olarak aktarılan ihlaller yaşandı. Seçmen iradesi ve demokratik değerler ayaklar altına alındı.  

Kadına yönelik şiddet

2020 yılında kadına yönelik erkek şiddetinde maalesef bir gerileme veya olumlu bir gelişme yaşanmadı. 2020 yılının ilk 11 ayında 260 kadın öldürüldü. En az 92 kadın tecavüze, 136 kadın tacize, 731 kadın şiddete maruz kaldı.

Covid-19 salgının çok sayıda insanı işsiz bırakan ya da eve kapatan şartları, kadınlar için çok daha ağır bir tabloyu beraberinde getirdi. Dünyanın neredeyse bütün ülkelerinde karantina koşulları kadınların cinsel, ekonomik, fiziksel şiddetle çok daha fazla karşılaşması anlamına geldi, Türkiye’de de şiddete ilişkin gözlem raporları benzer bir duruma işaret etti. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Nisan ve Mayıs 2020 Başvuru Karşılama Raporları’na göre, önceki aylara göre başvuru hatlarını arayanların sayısı Nisan ayında % 55, Mayıs ayında %78 artmıştır.

Göçmenler

*İzmir ve Van’da mülteci/sığınmacı/göçmenleri taşıyan teknelerin batması ve yine Van’da soğukta donma sonucu 3 ayrı olayda 85 kişi yaşamını yitirdi.

*9 ayrı olayda ırkçı ve nefret içerikli saldırılar sonucu 4’ü çocuk 6 kişi yaşamını yitirdi, 5 kişi ise yaralandı.

*Güvenlik güçlerinin açtığı ateş veya müdahalesi sonucu 2 ayrı olayda 5 kişi yaşamını yitirdi.

*3 olayda 33 kişi gözaltında işkence ve kötü muameleye maruz kaldı.

*1 kadın gözaltında cinsel saldırıya maruz kaldı.

*İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre 2020 yılının ilk 11 ayında iş kazaları/cinayetleri sonucu en az 84 mülteci/sığınmacı/göçmen yaşamını yitirmiştir.

Ekonomik ve sosyal haklar

Türkiye son kırk yılın en ağır ekonomik krizlerinden birini yaşıyor. Yıllardır uygulanan borçlanmaya dayalı neoliberal ekonomi politikalarının sebep olduğu yoksullaşma, güvencesizleşme ve örgütsüzleşme, OHAL uygulamaları ile daha da derinleşmiş ve süreklilik kazanmıştır. Covid-19 salgını ile birlikte bu tablo daha vahim bir görünüm kazanmıştır. Bugün ülkede hem biyolojik hem de sosyal yaşamını sürdürülebilmesi için salgın koşullarında çalışmak zorunda olan milyonlarca kişi bulunmaktadır. Evlerde kalma şansına sahip olmayan, şantiyelerde, fabrikalarda, marketlerde yeterli önlemlerin alınmadığı koşullarda çalışmak zorunda kalan/bırakılan bu kişilerin maruz kaldığı hak ihlalleri büyük bir çeşitlilik göstermektedir.

Bu ihlallerin en başında ise iş cinayetleri gelmektedir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre iş kazaları/cinayetleri sonucu Türkiye’de 2020 yılının ilk 11 ayında en az 2032 işçi yaşamını yitirmiştir. Yıl içinde yaşanan iş cinayetlerinin toplam sayısı içinde, tüm tespit zorluklarına karşın, Covid-19 nedeniyle yaşamını yitiren işçilerin sayısı azımsanmayacak bir orandadır. İşsizlik ve yoksulluk en çok kadınları, çocukları ve mültecileri/ sığınmacıları/göçmenleri etkilemektedir.  

Covid-19’un sağlık çalışanları için iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilmesi için acil düzenleme yapılmalıdır.

Pandemi koşullarında yoksulluğun giderek arttığı Türkiye’de, işçi ve emekçilerin kazanılmış haklarına dokunulmamalı, asgari ücret vergi dışı bırakılarak 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırı dikkate alınarak belirlenmeli, enflasyon rakamları manüple edilmemeli, kıdem tazminatına dokunulmamalıdır. İşçi ve emekçilerin hak arama eylemleri yasaklanmamalı, grev ve toplu eylem hakları güvence altına alınmalıdır.