Avrupa’da ırkçı-faşist örgütlerin “Kuran yakma eylemi” için “izin” istemesi, “çok demokrat” olan polisin buna izin vermesi, Müslümanların yaşadığı ülkelerde bunun “protesto edilmesi” olayı belli aralıklarla yaşanır. Her yönüyle gerici olan bu tür olaylara dair kimi “duyarlı” açıklamalar yapsalar da “din üzerinden yaşanan gerilimler” egemenleri memnun eder. Zira bu türden yapay gündemlerle kitleleri oyalamak işlerine geliyor.
Bu tür olaylar kimi zaman hesap edilmeyen sonuçlar da yaratabiliyor. Bunun örneği 20 Temmuz günü Irak’ın başkenti Bağdat’ta yaşandı. Daha önce İsveç’in başkenti Stockholm’de Kuran yakan Irak asıllı bir kişiye, bir kez daha Kuran’ı ve Irak bayrağını yakma eylemi için “izin” verildiği ilan edilince gerilim başladı. Olay bu defa iki hükümet arasında da sorunlara yol açtı.
28 Haziran'da Stockholm Camisi önünde Kuran yakan Irak asıllı Salwan Momika isimli kişi, bu defa Kuran ve bayrak yakma eylemini Irak’ın Stockholm Büyükelçiliği önünde yapacağını açıkladı.
İsveç’in bu eyleme izin vermesine tepki gösteren Irak hükümeti, diplomatik ilişkiler seviyesini düşürme kararı aldı. Bağdat yönetimi İsveç'in Bağdat Büyükelçisi Jessica Svardstrom'ın ülkeyi terk etmesini isterken, Dışişleri Bakanlığı’na Irak’ın İsveç Büyükelçiliği Maslahatgüzarı’nı da geri çekmesi yönünde talimat verdi. Irak İletişim ve Enformasyon Kurumu ise İsveçli telekomünikasyon şirketi Ericsson'un ülkedeki lisansını iptal ettiğini duyurdu.
Hızlı gelişen bu olayların ardından İsveç’in Bağdat Büyükelçiliği’ni basan kalabalık bir grup, binayı işgal edip ardından ateşe verdi. Büyükelçilik çalışanları Bağdat’taki ABD büyükelçiliğine taşınmak zorunda kaldı.
Olay hem Irak hem İsveç hükümetleri tarafından kınandı. Irak Yüksek Mahkemesi ise, Bağdat’taki İsveç Büyükelçiliği binasının yakılması eylemine katıldığı iddia edilen 20 kişi için tutuklanma kararı alındığını duyurdu. Yaşanan gerilim üzerine açıklama yapan İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, onayın “meşru olduğunu ancak uygun olmadığını” söylemekle yetindi.
Irkçı-faşist örgütlerin belli aralıklarla yaptıklarını, Irak asıllı bu kişinin neden tekrarlama ihtiyacı duyduğuna dair bir bilgi bulunmuyor. Yine de olayın bireysel olmadığını tahmin etmek güç değil. Her tür gericiliğin kaynağı olan sistem bu tür oyunları sahnelemeye devam edecektir. Bazı ülkelerde dinci yapıların Kuran yakmayı protesto eden ama sistem karşıtı nitelikten yoksun olan eylemleri ise, sahnelenen oyunun amacına ulaşmasına hizmet ediyor. Zira provokasyonlara zemin hazırlayan sistemi değil, sadece olayı protesto ediyorlar. Oysa esas sorun dini kullanarak gerilimler yaratan sistemin kendisindedir.