Üniversitelerde “kişiye özel kadro ilanları ”na bir yenisi daha eklendi. Daha önce de aile şirketi gibi atamalarla gündeme gelen Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde bir kez daha “kişiye özel ilan” verildi.
Birgün gazetesinden Berkay Sağol’un haberine göre, KTÜ tarafından önceki gün verilen ilanda, Trabzon Meslek Yüksekokulu Mimarlık ve Şehir Planlama Bölümü’nün Harita ve Kadastro Anabilim Dalı’nda ders verecek orman mühendisi akademisyen arandı. Yayınlanan akademik ilanda şu ifadeler kullanıldı: “Orman mühendisliği silvikültür alanında doktora yapmış olmak. Bitki fizyolojisi ve kuraklık konusunda çalışmaları olmak.” İlanda aynı zamanda başvuracak kişinin ALES puanı ve yabancı dil puanından ise muaf olacağı belirtildi.
Üniversitelerde uzun süredir verilen “Kişiye özel kadro ilanları”, daha önce toplumda tepkilere neden olmuş, bundan dolayı da YÖK belli kararlar almak zorunda kalmıştı. YÖK yaptığı değişiklikle Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği’nin “genel şartları”nı düzenleyen maddeye, “İlana başvuru koşulu olarak adayların lisansüstü tez veya uzmanlık tezi adlarının bir kısmı veya tamamı yazılamayacağı gibi ilanda sadece belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara da yer verilemez” fıkrası eklenmişti.
Ancak bu kararın da göstermelik olduğu, KTÜ’de yeniden gündeme gelen “özel kadro ilanı” ile görülmektedir.
KTÜ bir aile şirketi gibi “işletiliyor”
Bir önceki KTÜ Rektörü Prof. Dr. Süleyman Baykal’ın, kızı Hanife Baykal Şahin, Tıp Fakültesi’nde doktor öğretim üyesiyken, diğer kızı Leyla Baykal, Tıp Fakültesi’nde doçent, üçüncü kızı Elif Baykal Kablan, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde araştırma görevlisidir. Elif Baykal Kablan’ın eşi Yavuz Kablan da KTÜ’de öğretim üyesi olarak, diğer damat Mürsel Şahin ise Kardiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Baykal’ın ablasının oğlu Yusuf Baykal ise Tıp Fakültesi Biyoistatistik Ve Tıp Bilişimi Anabilim Dalı’nda araştırma görevlisidir.
AKP-MHP iktidarının dinci-gerici ideolojisini gençler arasında daha fazla yaygınlaştırmak için “her ile bir üniversite” politikası, üniversitelerin niteliğini giderek azaltmaktadır. İktidar yanlısı isimlerin rektör olarak atanması ve rektörler eliyle üniversite kadrolarının “özel ilanlar” ile seçilmeye devam etmesi ise, akademi alanındaki çürümüşlüğü bir kez daha gözler önüne sermektedir.