Amed Sağlık Platformu, 6 Şubat'ta Maraş’ta meydana gelen ve 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlere ilişkin gözlem raporunu paylaştı. Platform, dört günlük Deprem Gözlem Raporu'nu Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nda (DTSO) düzenlenen basın toplantısında kamuoyuna açıkladı.
“Yaralı sayısı binin üzerinde
Maraş-Pazarcık merkezli 7,7 ve 9 saat sonra 7,6 şiddetinde Maraş-Elbistan merkezli iki deprem Diyarbakır merkez ve ilçelerde hissedilmiştir. Yaşanan depremde şehrin az bir kısmı zarar görmüştür. Diyarbakır merkezde 2’si boş olmak üzere 8 bina, ilçe ve köylerde 12 yapı (tek katlı yapılar) yıkılmıştır. Birçok sayıda bina hasar görmüştür. Merkezde yıkılan binaların hepsi çok katlı bina oldukları için arama kurtarma çalışmaları devam etmekte olup 10.02.2023 itibarıyla yaşamını yitiren 242, yaralı sayısı bin üzerinde, halen hastanelerde 42’si yoğun bakımda olmak üzere 133 kişinin yatarak tedavisi yapılmaktadır.
Her enkaz alanına ekip gönderildi
İlk gün depremden hemen sonra, kentteki sivil toplum örgütlerinden oluşan Kent Koruma ve Dayanışma Platformu bir araya gelerek Kriz Merkezi olarak ilk anda çöken yapıların tespiti yapılmıştır. Sonrasında AFAD İl Müdürlüğü ile iletişime geçilmiştir. Kriz masasının bileşeni olan TMMOB üyelerinden oluşturulan teknik bir ekip görevlendirilerek her enkaz alanına bir ekip gönderilmiştir. Alandaki eksiklikler tespit edilmiş olup eksiklikler merkezimiz tarafından giderilmiştir. AFAD’ın envanterinde olması gereken iş manikaları, spiraller, hiltiler, mobil kompresörler, eldiven, maske, ışık kaynağı gibi tespit edilen eksiklikler Kent Koruma ve Dayanışma Platformu Deprem Kriz Merkezimiz tarafından giderilmiştir. Kriz Merkezi olarak artçı depremlere karşı dikkatli olunması yönünde çağrılar yapılmıştır. Sonrasında şehrin belirli merkezlerinde toplanma alanları belirlenmiş olup yurttaşlarımız belirlenen yerlere yönlendirilip güvenlikleri sağlanmıştır. Binalar hasar gördüğü için yurttaşlar evlerine giremedikleri için Kriz Merkezimiz tarafından yurttaşların barınmaları için 138 yer ayarlanmıştır. (düğün salonu, özel okul, iş yerleri, OSB) Yurttaşların barınma, ısınma, yeme ve içme gereksinimleri Kriz merkezimiz tarafından karşılanmaktadır.
Depremde etkilenen illerden hasta kabulü yapılır
Kentteki sağlık emek meslek örgütlerinden oluşan Amed Sağlık Platformu olarak hastaneler, aciller gezilmiş, hastane yöneticileri ile görüşülmüş, arama kurtarma çalışmaları takip edilmiştir. Şehrin içme suyu ve elektrik sisteminde ciddi sorun meydana gelmemiştir. Diyarbakır’da Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi ve birkaç ASM’de çatlaklar olmasına rağmen şu ana dek bu alanlarda sorun gözlenmemiştir, hizmete devam edilmektedir. Olası acil durumlar için elektif ameliyatların iptal edildiği bilgisi alınmıştır. Sağlık çalışanı sayısı yeterli olup takviyeye ihtiyaç olmadığı gözlenmiştir. Depremden etkilenen illerden hasta kabulü yapılmaktadır.
Kriz masasına dahil olma isteği reddedildi
İl sağlık müdürlüğü ve 112 komuta merkezi ile deprem sonrası iletişime geçilmiştir. İl sağlık müdürü tarafından valilik bünyesinde kriz masasının oluşturulduğu ifade edilmiştir. Diyarbakır Tabip Odası olarak il sağlık müdürlüğü tarafından oluşturulan kriz masasına dâhil olma isteğimiz kabul edilmemiştir.
Çadır alanlarında sağlık ekipleri mevcuttur
Kent Koruma ve Dayanışma Platformu, Toptancılar Sitesi, Newroz Park, Sümerpark, Koşuyolu Parkı, Kent Meydanı ve 75 Parkı’nda kurulan çadırları ziyaret ederek gözlemlediklerini raporladı. Raporda şu bilgilere yer verildi:
Sahanın koordinasyonundaki görevliler, 2 sosyal hizmet uzmanı, 1, AFAD personeli, 1 Pdr, il dışından görevlendirilmiştir. Kamplarda çalışanların bölgenin demografik yapısını tanımadıkları ve bu sebeple bilgi akışı ve ihtiyaç belirlenmesinde eksiklikler olduğu tespit edilmiştir. Yine psiko-sosyal ekibin henüz 15 çadır (hane) ile görüşme gerçekleştirdiği söylenmiştir. Dolayısıyla bu anlamda değerlendirmenin sınırlı olduğu görülmüştür. Güvenlik, kolluk kuvvetleri tarafından sağlanmaya çalışılmaktadır. Sahada sağlık hizmetlerinin yürütüldüğü, psikososyal destek, güvenlik, mutfak ve yönetim için kurulması gereken çadır vb. merkezler henüz oluşturulmamıştır.
Çadırlar gelişi güzel konulmuştur
Sahadan alınan bilgiye göre kayıt altına alınan nüfus 411 kişi, 45 ailedir. Çadıra erişimi olan aileler başka aileleri de yanına aldığı için her geçen gün kişi sayısı artmaktadır. Kayıt sırasında dezavantajlı nüfus, gebe, bebek, çocuk, kronik hastalıkları olan ve bakıma muhtaç kişi sayısı kayıt altına alınmamıştır. Sınırlı gözlemlere dayanarak 18 yaş altı engelli çocuk sayısının fazla olduğu bilgisi edinilmiştir. Çadırların yerleşimi gelişi güzel şekilde tasarlanmış olup çadır arası olması gereken mesafeler çok kısadır; çadırlar, toprak zeminlere herhangi bir işlem uygulanmadan, direk çamur içerisine kurulmuştur. Alanda, elektrik dağıtımı konusunda görevli personelin hiçbir önlem olmadan oluşturdukları elektrik hatları ve açık elektrik panoları mevcuttur.
Zemin güçlendirilmesi yapılmamıştır
Alanın her yerinde odun, lastik vb. eşyalar yakarak ısınmaya çalışan çok sayıda insan vardır. Bu ve benzeri durumlardan kaynaklanacak yangın sel vb. afetler için herhangi bir önlem alınmadığı gözlenmektedir. Çadır büyüklükleri 14-16 m2 olup, ön giriş ve bir adet büyük odadan oluşmaktadır. Havalandırma sağlayacak pencere ve açıklıklar mevcuttur. Su basmasına karşı yükseltme ya da zemin güçlendirmesi yapılmamıştır. Çadır içi battaniye, yatak, ısıtıcı, kuru elbise vb. temel ihtiyaçların çevre gönüllüleri ile karşılanmaya çalışıldığı, AFAD ve Kızılay’ın gelebilecek yardımlar ile ilgili herhangi bir öngörüsünün olmadığı dikkat çekicidir. Alanda çöp toplama hizmetlerinin kamu tarafından düzenli yürütülmediği ancak barınmadıkların kendi imkânları ile çözüm ürettikleri gözlemlenmektedir.
Bebekler için mama planlaması yoktur
Alanda kurulmuş seyyar tuvaletlerin olmadığı insanların ihtiyaçları için karşı cadde de bulunan başka bir kamu binasının tuvaletlerini kullandığı, bu alanlarda hijyen koşullarının asgari düzeyde dahi olsa yerine getirilmediği görülmektedir. Yemek dağıtımı konusunda AFAD ve Kızılay’ın günde 2 sefer çorba ve ekmek dağıtımı yapmaya çalıştığı ama bunların belli bir düzen çerçevesinde olmadığı ve bu ihtiyacın daha çok çevre gönüllüleri ile karşılandığı tespit edilmektedir. İçme suyu olarak yerleşkenin önceden var olan şebeke suyu kullanılmaktadır. Dezavantajlı grupların beslenmesi (özellikle mama ile beslenen)için herhangi bir planlama yoktur. Alana gelen yardımlar konusunda koordinasyonun inisiyatif alamamasından kaynaklı her yardım dağıtımının ciddi bir izdiham ve insanlar arasında gerilim yarattığı gözlemlenmiştir.”