Korona salgını günleri ile ütopyalar yaratmak veya distopyaya mahkûm kalmak!

Geleceğin çocuklarına “bir zamanlar yerkürede aç insanlar vardı. Çocuklar açlıktan ölüyordu, insanlar temiz su, hatta su bulamıyorlardı” dediğimizde, hayal bile edemesinler istemez misiniz?

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 21 Mayıs 2020
  • 09:31

Virüsler, salgın hastalıklar, kitlesel ölümler...

Yeni bir virüs ile tanıştık. Kendisi yeni ama kökeni var. Ve kapitalizm doğayı talan ettikçe, bozdukça dengesini daha bir haşır neşir olduk kendileri ile.

Peki, Covid-19 ile buz dağının görünmeyen kısmı daha görünür oldu mu?

Sistem “error” verdi mi?

“Restart” yapılabilir mi, yoksa artık hurda mı?

Sizce de bir savaş hali değil mi?

Verili durumu fırsata çevirmek kapitalist sistemde karşıt olan iki sınıf için de mümkün.

Kapitalistler kendi lehlerine çevirebilirler, işçi sınıfı örgütsüz davrandıkça.

İşçi sınıfı çok avantajlı, egemenler bu kadar çaresizken.

Atağı kimin yapacağı ve ipi kimin göğüsleyeceği önemli.

İşte buradan sonra ya insanca bir yaşamdan yana olan bir ütopyaya kapı aralarız ya da “Zamana Karşı”nın gettolaşmıştırılmış yoksulluğunun, “Big Brother”ın gözetim-denetim mekanizmasının,  “Equbilirium”ın hissetmenin bile yasaklanmasının harmanlanması ile ortaya çıkacak karışım ile hepsinde tariflenenden daha diktatoryal ve karanlık bir distopyaya sürükleniriz.

*

Salgın ile kimilerimiz çalışanların sağlığına öncelik verilmemesinden, patronların sadece kasalarını düşünmelerinden şikayetçi. Kimilerimiz kar eksenli sağlık sisteminin çöküşünü izlemekte. Kimilerimiz ise sorguluyor insanca yaşam koşulları nasıl sağlanabilir diye.

Şikayetlerimizi, sorgulamalarımızı, özlemlerimizi bu sınırda bırakmamak lazım!

Çözüm için yol yürümeyi başarabilirsek “Korktuğu için çok konuşuyor”*  denilen iktidarların gözü dönmüşçesine önündeki her şeyi devire devire saltanat koltuğu ile üzerimize gelmesine, üzerimizden geçmesine son verebiliriz.

Geleceğin çocuklarına “bir zamanlar yerkürede aç insanlar vardı. Çocuklar açlıktan ölüyordu, insanlar temiz su, hatta su bulamıyorlardı” dediğimizde, hayal bile edemesinler istemez misiniz?

Geleceğin çocuklarına yasağın, baskının, çocuk istismarının, kadın cinayetlerinin, insanların çalışırken ölmesinin ne olduğunu anlatırken zorlanmak, hayatımızdaki en zevk veren zorlanma olmaz mıydı?

O zaman...

“Madem ki insanı belirleyen yaşadığı koşullar; koşullar en insani şekilde biçimlendirilmelidir.”**

Distopyalara sürüklemeye çalışanlara inat, ütopik hayallerimizin bilimle buluşması olan komünizm için mücadeleye…

*Taranta-Babu'ya Sekizinci Mektup – Nazım Hikmet

**Karl Marx

İ. Zafer