Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) İstanbul'da "KLİMİK Covid-19 Sempozyumu" basın toplantısı gerçekleştirildi. Tüm Türkiye'den enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanı 400'e yakın hekimin katıldığı sempozyum için yapılan toplantıda Prof. Dr. Alpay Azap konuştu. Azap aşının önemine değinerek Mu varyantının izlenmesi gerektiğini ifade etti.
Prof. Dr. Azap, şu ana kadar 4 adet "endişe yaratan varyant" tanımlanmış olduğunu ancak Mu varyantının henüz bunlardan biri olmadığını söyledi ve şunları ifade etti:
"Ancak dikkatle takip edilmesi gereken bir varyant. Delta'nın bulaşma hızı ile kıyaslandığında Mu varyantı yarışı kaybediyor. Delta çok daha bulaşıcı olduğu için Mu varyantının toplumdaki yayılımını baskılıyor. Ama Mu varyantının da (kendi açıcından) şöyle bir avantajı var, ön veriler de bunu söylüyor, Delta'ya nazaran aşılara biraz daha dayanıklı. Aşılanmış veya hastalığı geçirmiş kişilerde, Delta'ya kıyasla daha avantajlı bu bakımdan. Delta gibi birkaç ay içerisinde bütün topluma yayılmıyor henüz.”
Prof. Dr. Alpay Azap, şu an kullanımda olan aşılara dair şunları ifade etti:
"Şu anda acil kullanım onayı almış 12 farklı aşının hepsi, DSÖ'nün istemiş olduğu yüzde 50'den daha fazla korumayı sağlıyor. Ama bütün aşılar için şöyle bir sorun var, henüz bir insanı uzun süreli hastalıktan koruyacak primer doz şeması belli olmadı. Örneğin bu, Hepatit B için 0, 1 ve 6. aylarda yapılan 3 doz aşıdır. Hepatit A için 0 ve 6. aylarda yapılan 2 doz aşıdır. Bizim ülkemizde uygulanan her iki aşı için de bir 3. doz gerekliliği var gibi görünüyor. Ama bu 3. dozun aralığı inaktif virüs aşısında (Sinovac) bağışıklık daha erken azaldığı için 3 ay gibi makul görünürken BioNTech için 8-9 ay olacak gibi görünüyor."
Aşı çeşitlerine dair aktarımların yapıldığı açıklamada Azap aşı karşıtlarının iddialarına da yanıt verdi ve şunları ifade etti:
“Aşılananlar hastalansa da her zaman aşılanmayanlara göre daha az bulaştırıyor. İngiltere'de çok güzel bir çalışma şunu gösterdi bize, aşılanmış bir birey hastalansa aynı hanede ev halkına hastalığı bulaştırma riski aşısızlara göre yarı yarıya düşük. Yani bir evde 4 kişi yaşıyorsa, aşılanmamış biri hastalığı 2 kişiye bulaştırırken aşılı birey sadece 1 kişiyi enfekte ediyor. 'Nasıl olsa hastalanacağım' diye bir şey yok. Hastalanma olasılığınızı da yüzde 60'dan fazla azaltıyor tüm aşılar. Ayrıca hastalansanız dahi kesin olarak hafif geçirmenizi sağlıyor. Hastalığı şiddetli geçirdiğiniz zaman hasar kalma riski çok daha yüksek. Akciğerlerde hasara, felç gibi, kalp krizi gibi durumlara sebep olabiliyor. Dolayısıyla hafif geçirdiğiniz zaman, bunlardan da korunuyorsunuz."