KESK birçok kentte TÜİK’in açıkladığı enflasyon verileri ve hükümetin maaş zamlarını protesto etti. Dersim, Samsun, Mardin ve Zonguldak’ta eylem gerçekleştirdi. Eylemlerde okunan ortan basın açıklamasında TÜİK’in sahte verilerine dikkat çekildi.
İktidar, TÜİK ve yandaş konfederasyonun yarattığı girdap ile emekçilerin sefalet ücretiyle yaşadığını belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Yandaş konfederasyon enflasyon altındaki oranların altına imza atıyor, TÜİK her altı ayda bir iktidarın ekonomi politikalarına uygun oranlar açıklayarak, gerçek enflasyonu gizliyor ve iktidar TÜİK verilerine göre enflasyon farkını vererek lütfedercesine artış oranı açıklıyor. Her zaman altını çizdiğimiz üzere, enflasyona göre maaş zammı ‘sıfır zam’ demektir. Sahte rakamlardan ibaret TÜİK verilerine göre maaş zammı ise reel gelirimizin erimesi, yoksulluğumuzun artmasıdır.”
3 Ocak’ta enflasyon rakamlarının açıklandığını hatırlatılan açıklama şöyle devam etti:
“TÜİK’e göre enflasyon, aylık yüzde 1.18, altı aylık yüzde 15.4, yıllık yüzde 64.27 olmuştur. Yine TÜİK verilerine göre emekçilerin ve halkın temel harcama kalemi olan gıdada resmi enflasyon yıllık yüzde 77.87’ye, kira-konut enflasyonu ise yüzde 79.83’e ulaşmıştır. İktidar, büyük bir gürültüyle kamu emekçilerinin ve emeklilerin 2023 Ocak maaşlarının yüzde 25 artırılacağını açıkladı. Büyük tepki üzerine 24 saat geçmeden artış yüzde 30 olarak revize edildi. Sanki yüzde 25’i söyleyen muhalefetmiş gibi kendileri çalıp kendileri oynadı. İbretlik bir iktidar ve yandaş sendikacılık ile karşı karşıyayız. 6 buçuk milyon kamu emekçisi ve emekli, yandaş konfederasyonların ve iktidarın sahte enflasyon rakamlarını bir kuruş aşmayan TİS mutabakatlarının bedelini, yıllardır ödemeye devam etmektedir.”
Yaşanan kayıpların bir nebze de olsa azaltılması için tüm emekçilerin maaşlarına en az devletin harç ve vergilere yaptığı yüzde 122 oranı kadar zam yapılmasına değinilen açıklamada talepler şöyle sıralandı:
“*İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret için en düşük kamu emekçisinin maaşına eş yardımı, çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım yardımı gibi sosyal ödemelerde yapılacak artışlarla yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasını,
*Tüm vergi yükünü ücretlilerin omuzlarına yıkan, her yıl daha da büyüyen gelir vergisi adaletsizliğine derhal son verilmesini,
*Gelir vergisi birinci dilim oranının yüzde 15’ten yüzde 10’a düşürülerek yoksulluk sınırına kadar olan maaşların-ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini talep ediyoruz.”