KESK depreme ilişkin hazırladığı raporu, basın toplantısıyla açıkladı. KESK Genel Merkezi’nde gerçekleşen toplantıda, “Yüzyılın felaketi değil, yüzyılın ihmali” yazılı ozalit asıldı ve raporu Mehmet Bozgeyik paylaştı.
Depremin üzerinden 9 gün geçtiğini ve can kayıplarının neredeyse 35 bine yaklaştığını ifade eden Bozgeyik şunları ifade etti:
“On binlerce insanımız hastanelerde tedavi görüyor. Bu kara tablo içerisinde, bu zemheri soğuklarda bir nebze olsun yürekleri ısıtan, iktidarın yıllardır uyguladığı, deprem sırasında dahi vazgeçmediği kamplaştıran, ayrıştıran, partizan politikalarına karşın ülkemiz insanlarının dayanışması, sivil yardım ağlarının deprem illerini sarıp sarmalamasıdır.”
KESK, bağlı sendikalar ve üyelerinin ilk andan itibaren ayağa kalktığını ve hızla yardım toplamaya başladığını dile getiren Bozgeyik, iktidarı, toplumsal dayanışma ağlarının, emek ve meslek örgütlerinin, demokrasi güçlerinin yardım çalışmalarını engellemekten, yardım kamyonlarına, yardım malzemelerinin bulunduğu depolara el koymaktan vazgeçmeye çağırdı. Bozgeyik, şunları söyledi:
“Deprem bölgelerinden sadece depremden kaynaklı ölümler, acılar, trajik haberler gelmiyor, aynı zamanda tehlike çanlarını çalan başka haberler de geliyor. Son birkaç gündür yaşanan linç girişimleri, güvenlik güçlerinin sokaklarda ve karakollarda gerçekleştirdiği iddia edilen işkence vakaları ve bunun sonucunda gerçekleştiği belirtilen ölüm vakaları derhal ama derhal sonlandırılmalıdır.”
“Cenazeler toplu gömülüyor”
Cenazelerin örnek alınmadan, kimlik tespiti yapılmadan toplu olarak gömüldüğünü aktaran Bozgeyik şunları ifade etti:
“Buna gerekçe olarak savcıların sayısının azlığı da gösterilmektedir. Gerekçeler ne olursa olsun, bu durum ileride ciddi hak kayıplarına neden olacaktır. Bu nedenle kimliklendirme, örnek alma ve daha sonra üzerinde çalışma yapma, fotoğraflama, ölü muayenesi, travma bulgusu arama, soğuktan kaynaklı ölümün olup olmadığını araştırma vb. çalışmalar azami düzeyde yapılmalıdır.”
“Afet bölgesi ilan edilmeliydi”
Bozgeyik, deprem sonrası bölgede OHAL ilan edilmesini doğru bulmadıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:
“OHAL yerine afet bölgesi ilan edilmesi gerekiyordu. Özellikle yağma talan söylemi üzerinden Hatay, Gaziantep bilgesindeki mülteci ve göçmenlere yönelik ırkçı saldırılan olduğunu görüyoruz. Karakolda işkence vakaları var. Önümüzde dönem bu OHAL uygulaması hem demokratik kitle örgütlerinin hem de emek meslek örgütlerinin kente giriş çıkışları, orada yapacakları faaliyetleri engellemeye dönük adımlar atmaya neden olabilir. Yine basın emekçilerin oradan halkın doğru haber alma özgürlüğünün engellenmesine tutumlar var. Özellikle muhalif medya çalışan arkadaşlarımızın bölgede uğramış oldukları çeşitli mobbing şiddet gibi uygulamalarla karşı karşıyayız.”
Açıklamanın ardından KESK’in son 4 günde deprem kentlerinde yaptığı incelemelerin yer aldığı rapor paylaşıldı.