KCDP: Bizleri durduramayacaksınız!

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği'ne yönelik açılan kapatma davasının ilk duruşması görüldü. Duruşma 5 Ekim saat 10.00’a ertelendi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 01 Haziran 2022
  • 13:45

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’ne yönelik açılan kapatma davasının ilk duruşması görüldü. Duruşma 5 Ekim saat 10.00’a ertelendi.

Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’nde görülecek duruşmaya Türkiye’nin dört bir yanından kadınlar, yakınlarını kadın cinayetlerinde kaybeden aileler, Cumartesi Anneleri, çok sayıda avukat ve milletvekilleri katıldı. “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Plaftormu hukuksuz davalarla kapatılamaz!” yazılı pankart açılan eyleme, İşçi Emekçi Kadın Komisyonları (İEKK) da katıldı.

Kav: Bu dava hepimizin!

Platform adına söz alan Gülsüm Kav, “Yıllardır kadın cinayetlerinin faillerinin yargılanması için bu adliyelerin kapısındayız, bugün derneğimizin kapatma davası için buradayız” diyerek konuşmasına başladı. Kav, derneğin kapatma saldırısının günümüzde yaşanan tüm hak ihlallerinin parçası olduğunu vurguladığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

Tek tek bütün kurum vekili kişilere, çok sürpriz biçimde dayanışan herkese o kadar kuvvetliymiş ki birikenlerimiz, birlikte mücadelemizin onun verdiği güçle kuvvetle bu kapıdan çok umutlu ve güçlü gideceğiz. Ve eminim ki güçlenerek çıkacağız.”

“Bu dava hepimizin” diyen Kav şöyle devam etti:

“Sadece Türkiye’de değil, toplumsal cinsiyet eşitliğine savaş açılmış ülkeler var. Bütün buradaki toplamda dünyanın bütün kadınlarıyla güç kazanıyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğine apaçık savaş açanlar bizim kadınların, LGBTİ+’larla mücadele yürütmemizi istemiyorlar. Toplumsal cinsiyet eşitliği akademik kavram değil bizim hayatımızın gerçeği; baskının, şiddetin, ayrımcılığın gerçeği. Buna Türkiyeli kadınlar pabuç bırakmayacak. Bizim arkamızda anlı şanlı kadın mücadelesi var.”

Kav’ın ardından söz eyleme katılanlara bırakıldı. Çok sayıda avukat, TİP Milletvekili Sera Kadıgil, HDP Milletvekili Oya Ersoy, yakınları kaybeden aileler ve kadın örgütleri adına yapılan konuşmalarda “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu yalnız değildir. Bu bizim davamız” vurgusu yapıldı.

“Dosyada somut bir suç yok”

Davanın gönüllü avukatı Leyla Süren davaya ilişkin bilgi verdiği konuşmasında “Biz kadınlar için mücadele ederken onlar derneğimizi kapatmak için epey uğraşmış. Dosyada somut bir suç yok” dedi. Süren 5 yılda derneğin 3 kere denetlendiğini suç teşkil edilecek bir şey bulunamadığını nafaka ödemek istemeyen bir erkeğin şikayeti sonrası bu davanın açıldığını kaydetti.

“Kardeşimi kaybettim, binlerce kardeş kazandım”

Gezi Direnişi'nin olduğu dönemde kadın cinayetinde yaşamını yitiren Muhterem Evcil’in ablası söz alarak şunları ifade etti:

“Muhterem’i bir katile kurban verdim. O dönemde koruma memurları, Muhterim nasıl koruyacaksınız dedim. Bütün polisler Gezi parkında dediler. Bize ait olan mekanları bizim elimizden almak için mücadele ederken bir katil kardeşimi elimden aldı. Ne tesadüf ki 1 Haziran günü kardeşimden sonra sığındığım bu mahkeme bahçesinde dimdik yanımda duran kadınlara açılan dava. Bugün de ben onların yanındayım. Bugün dik durma günü bizim için değil tüm kadınlar için. Türkiye kadınları fark etsin ki yavaş yavaş sesimizi kısmaya, önümüzde durmaya çalışıyor. Biz onlara bunu verirsek yeniliriz. Ben yenilgiyi kabul etmiyorum. İçeriye kararlı girip kazanmış şekilde çıkacağız. Unutmasınlar bir Muhterem Evcil kaybettim evet binlerce kardeş kazandım ben onları onlara yedirmem.”

“Bu dava kadınların örgütlü mücadelesine saldırıdır”

Kadınlar Birlikte Güçlü (KBG) adına yapılan konuşmada saldırının kadın mücadelesine dönük olduğu vurgulanarak “Bu dava politiktir. Kadın cinayetlerini ısrarla engellemeyenlerin kadınların örgütlü mücadelesine saldırısıdır” dedi.

İEKK: Kadın hareketinin büyüyen gücünden korkuyorlar!

İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları (İEKK) adına yapılan konuşmada şu ifadelere yer verildi:

“KCDP yalnız değildir. Haksız-hukuksuz davalarla kapatılamaz. Dava ilk açıldığında da sokaklardaydık, bugün de sokaklardayız. Tüm bu saldırılara karşı mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Biliyoruz ki tek adam rejimi bizlerin mücadelesinden ve örgütlenmesinden korkuyor. Mücadele eden tüm kesimlere de azgınca saldırıyorlar. Gezi Davası üzerinden gelişen süreçte, işçilerin, emekçilerin mücadelelerinde direniş alanlarında görüyoruz. İşçilerin eylemleri engelleniyor. Tek adam rejimi işçi-emekçi kadınlardan, kadın hareketinin büyüyen gücünden korkuyorlar. Bu dava çok bilinçli bir tercih. Bu davayı yakından takip edeceğiz. İşçi-emekçileri açlığa sefalete, yoksulluğa mahkum eden, hayatlarımızı çalan bu sömürü düzeni son bulana kadar, hep birlikte kararlı bir şekilde mücadele etmeye devam edeceğiz!”

Konuşmaların ardından 13. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından görülecek davaya geçildi.

Duruşma ertelendi

Çok sayıda avukatın takip ettiği duruşmaya İstanbul Barosu, TÜBAKKOM, Türkiye Barolar Birliği, Gaziantep Barosu, Ankara Barosu, Eskişehir Barosu, İzmir Barosu, Kocaeli Barosu, Kırklareli Barosu, Adıyaman Barosu, Diyarbakır Barosu ve Tekirdağ Barosu davaya müdahillik talebinde bulundu. Ayrıca Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği de davaya müdahillik talebinde bulundu.

Duruşmada ilk sözü KCDP Derneği Başkanı Gülsüm Kav aldı. Kav, derneğin neden kurulmak zorunda kalındığını anlattı. Kav, 2009’da Münevver Karabulut’un vahşice katledilmesi ile başlayan süreci ve kadın cinayetlerini hatırlattı.

Ardından KCDP Derneği Genel Sekreteri Fidan Ataselim konuştu. Ataselim, dernek olarak 2010 yılından itibaren bakanlığın raporlamadığı kadın cinayetlerini raporladıklarını vurguladığı konuşmasında şunları dedi:

Bunun üzerine yetkililer sınırlı da olsa veri yayınlamaya başladı ama hala eksik. Kadın cinayetlerinden artık bahsediliyor ama şüpheli kadın ölümlerinden bahsedilmiyor

Ardından avukatlar söz adı. Dava açılma sürecindeki hukuksuzluklar sıralandı. Yakınlarını kadın cinayetlerinde kaybeden aileler söz aldı ve derneğin faaliyetlerini aktardı.

Mahkeme, hukuka aykırı olarak dosyaya giren dernek yöneticileri hakkındaki tüm soruşturma ve kovuşturma dosyalarının getirilmesine karar verdi. Duruşma 5 Ekim saat 10.00’a ertelendi.

Kızıl Bayrak / İstanbul