TMMOB, kayyım atanan belediyeler eliyle yürütülen uygulamalar hakkında basın toplantısı yaptı.
Basın metnini okuyan Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Ferit Kahraman şunları ifade etti:
“Yerel yönetimler, halkın temel ortak gereksinimlerini karşılayan, temsilcilerinin halk tarafından seçildiği ve yönetme yetkisinin halk tarafından verildiği kamu idareleri olarak tanımlanmaktadır. Halkın seçtiği kişiler tarafından yönetilmesinden kaynaklı şeffaf, kamuya açık ve hesap verebilir bir kurumsal işleyişe sahip olmalıdır. Ancak birçok kentimizde 2016 yılı itibariyle bu tanıma uyan bir yerel idare anlayışı ve uygulaması artık yoktur. Yerel yönetimlere seçilen halkın temsilcileri iktidar tarafından hukuka aykırı olarak antidemokratik kararlarla görevlerinden alınmış, cezaevlerine konulmuş ve yerlerine kayyımlar atanmıştır. Bununla birlikte yine halkın temsilcileri olarak seçilen ve yerel yönetimlerin en yetkili karar organı olan belediye meclisleri de feshedilerek ortadan kaldırılmıştır. Belediye meclisleri üç-beş atanmış memurun insafına terk edilmiş, içi boşaltılmış bir kurula dönüştürülmüştür.”
Kahraman devamında ise kayyımların işledikleri suçları şöyle sıraladı:
“Kamu İhale Platformu üzerinden incelediğimiz ihale sonuç ilanlarına baktığımızda; ihalelerin pazarlık usulü ile yapıldığı, rekabet koşulları oluşturulmadan yüksek bedel ve düşük kırımlarla belirli çevrelere peşkeş çekildiği görülmektedir. Ayrıca son yıllarda yeni yapılmış birçok uygulama (kaldırım, park, sokak sağlıklaştırma vb.) ihtiyaç olmamasına rağmen yıkılıp yeniden ihale edilmiştir. Bütün bu ihale yöntemleri kanunsuz olmakla birlikte uygulamalara harcanan milyonlarca lira ile de kamu zarara uğratılmıştır. Aynı zamanda belediye kaynakları ile inşa edilen birçok yapı savaştan sonra ganimet paylaşır gibi milyarlarca liralık bütçelere sahip kurumlara devredilerek kurumlar arası çatışmaya yol açacak uygulamalar yapılmıştır ve yapılmaya devam edilmektedir. Kamuya ait kaynakların atanmış yetkililerce belirli çevrelere tahsis edilmesi hukuka aykırıdır.
Bu kentte hukuka ve kanuna aykırı birçok kent suçu işlenmektedir ve yetkililer buna göz yummaktadır. İlgili kurumlara ve yerel yönetimlerdeki ilgili bütün birimlere görev ve sorumluluklarına dair çağrılar yapılmasına rağmen suç işlenmekte ve gereği yerine getirilmemektedir.
Bu kentin en işlek caddelerinde denetimden ve mühendislik hizmetlerinden yoksun, her yönüyle yapısal risk taşıyan ve yoğun kullanıcı sayısına sahip (kaçak okul, kaçak düğün salonu, kaçak işyeri, kaçak büro, kaçak lokanta vb…) birçok kaçak yapı yapılmakta ve ruhsatlı olanlara da kaçak katlar ilave edilmektedir! Kayyımların yönetiminde olan bütün yerel yönetimler kira bedeli alarak kapalı alan kullanımı izni vererek suç işlemektedir.
Biz kente ve kentliye karşı sorumluluğu olan bir meslek örgütü olarak, bu tür kent suçlarında doğrudan veya dolaylı sorumluluğu bulunan kurum ve kişileri uyarıyor ve hatırlatmak istiyoruz. Bu kent sahipsiz değildir. Özellikle bu uygulamalarda imzası bulunan idari ve teknik personellerin hukuk önünde hesap vereceğini hatırlatıyor ve bu işin peşini bırakmayacağımızı da özellikle vurguluyoruz. Bütün bu kanunsuz uygulamalara karşı meslek odamızın kamu adına gerekli girişimleri ve hukuki süreçleri başlatacağını belirtmek istiyoruz.”